Kaos her yerde…

GÜNDEM 7.11.2014 08:12:51 0
Kaos her yerde…

Ülkenin çok ciddi bir kargaşaya doğru sürüklendiği noktasında sanırım artık herkes hemfikir.

Ekonomide verilen sinyallerle birlikte, siyasette de her gün biraz daha hem ülke içinde hem de bölgesel ilişkilerde gitgide bir batağa doğru sürükleniyoruz. “Düşük faizlerle kredi alınıyor” ya da “Duble yollar yapıldı” savunması üzerine oturtulmuş olan 12 yıllık iktidarın içerde ve dışarıda artık bir sona, bir ‘istikrarsızlığa’ dayandığı açık ve net olarak ortada.

Durumun nazikliği doğrultusunda CHP’de de sancılar yaşanmaya devam ediyor. Hep söylüyorum “Bir partinin bir programı, bir de oy almayı düşündüğü ‘hedef kitlesi’ olur. Artık CHP’nin, toplumun hangi kesimlerinden oy alarak bir yerlere gelmeye çalıştığı konusunda ciddi bir kargaşa söz konusu. Hatta bunu da bir kenara bırakalım, “cumhuriyeti kuran parti olup Atatürk ilkeleri yolunda mı gidecek, yoksa biraz sağa, biraz sola, biraz Güneydoğu’ya açılan ‘ortaya karışık’ bir partiye mi dönüşecek?” sorusunun yanıtını net olarak verebilmek mümkün görünmüyor.

Bir ülke yeni baştan dizayn edilirken, sadece iktidar partisi değil, ona sorun çıkaracak muhalefet partileri de yeni duruma göre dizayn ediliyor maalesef. Bugün gelinen nokta, bu nedenle, bırakın iktidar olmayı, her konuda iktidar partisinin ekmeğine yağ sürme noktasına ulaşmıştır. Gündelik olarak yaşanan ‘kayıkçı kavgasına dışında’ ülkenin dönüştürülmesine karşı ciddi bir karşı duruş görebiliyor musunuz?

Gidişata dur diyecek ‘aktif partili’ ise tamamen siyasi ikbal beklentisinin içine hapsolmuş, “Bir kere daha vekil olmak, başkan olmak, meclis üyesi olmak” kıskacında eriyip gitmektedir.

Yazıktır ve dahi günahtır…

Düşüncenin özgürlüğü anlamında insanların her türlü düşünceyi savunmasında elbette bir sakınca olamaz. Ancak bunu bir parti çatısı altında yapmak kaos yaratmaktan başka bir işe yaramamaktadır.

Aynı parti çatısı altında muhafazakârlığı savunanlar, ırkçılığı savunanlar, üniter devleti savunanlar, eyalet sistemini hatta bölünmeyi savunanlar yer alabilir mi?

Eğer alıyorsa, orada bir parti olduğundan söz edilebilir mi?

***

Açıkça görülmektedir ki, gazeteci-yazar Soner Yalçın yazdığı kitaplarla ve yaptığı araştırmalarla iktidarın hedefi halindedir. Bunu daha önce Oda TV’ye yapılanlardan biliyoruz zaten. Son olarak Denizli’de sabahın köründe otelden alınması da bunun en açık göstergesidir.

Peki, hiç düşündünüz mü “Neden Soner Yalçın?” diye.

Çünkü Soner Yalçın ‘gazeteci gibi görünen’ değil, gerçek bir gazeteci, gerçek bir araştırmacıdır.

Her gün binlerce köşe yazarı, bir şeyler karalamaktadır köşesinde. Kimileri birilerini methedip, reklamını yapar, kimileri havanda su döver.

Geçen yazımda haberciliği tanımlamaya çalışırken “Modern gazeteciliğin babası sayılan İngiliz medya patronu Lord Northcliff “Güç odaklarının bir yerlerde örtbas etmeye çalıştıkları şey haber, gerisi reklamdır” diyerek haberi tarif etmiş…” demiştim.

İşte Soner Yalçın, ‘güç odaklarının bir yerlerde sakladıkları ve ortaya çıkmasını istemedikleri’ sırları araştıran, bulan ve ortaya çıkaran insandır. Yani gerçek bir araştırmacı gazetecidir ve işini iyi yapmaktadır.

Kimileri gibi methiyecilik üzerine bir ömür kalem sallayanlardan değildir.

Hele hele, köşesini aday olacağı partinin, ya da ihale aldığı kurumun üst yöneticilerine yağ çekmek için kullanan sözde gazetecilerden hiç değildir.

Soner’e sahip çıkalım. Çünkü gerçekten başka Soner yok.

Cumhuriyet Bayramınız Kutlu Olsun…


Aramızdan Ayrılanlar 03.04.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 20.03.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 17.02.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor