Besnili hayırsever hemşerimiz İbrahim Tuğsuz’un sahibi olduğu Gaziantep'in ilk beş yıldızı oteli Tuğcan, açılışının 30. yılını dostlarıyla kutladı. Çok sayıda davetlinin katıldığı 30. yıl kutlamalarında hayırsever hemşerimiz İbrahim Tuğsuz konuşmasıyla hem duygulandı, hem de gözyaşlarına boğuldu. Konuklarına geçmişten günümüze yolculuk yaptıran Tuğsuz, "Türkiye’de işin zor, hem de çok zor. Ama Allah da doğrunun Allah’ıdır. Doğru olursan, çalışırsan, zor da olsa başarırsın. 30'uncu yılımızı kutlamanın gururunu yaşadığımız bugün de bizimle olduğunuz için hepinize yürekten şükranlarımı sunuyorum" dedi.
TUĞSUZ GEÇMİŞE GÖTÜRDÜ
Nazan Tuğsuz, Evren - Elvan ve Can Tuğsuz 'un konukları kapıda karşıladığı 30. yıl kutlamalarında İbrahim Tuğsuz tüm katılımcılarla teker teker konuştu ve sohbet etti. Çok sayıda davetlinin katıldığı kutlamalarda Genel Müdür Evren Tuğsuz tarafından otelin önemli birimlerinde çalışan müdür ve yetkililere plaket takdimi yapıldı. 30. yıl pastasının kesildiği gecede Arzu Akdaş sahne aldı.
Tuğcan Otelin kurucusu İbrahim Tuğsuz, duygu dolu konuşmasıyla hem yaşadıklarını anlattı hem de duygulandırdı. Katılımcılara teşekkür eder Tuğsuz, "Bugün sizi İTÜ’den mezun genç bir mühendis olduğum 1971 yılına götüreceğim. Devlet Su İşleri gibi çeşitli kamu teşkilatlarında çalıştığım yıllarda yapma fırsatı bulduğum pek çok teknik gezide ısıtma, havalandırma konusunda iş ve imalat yapan önemli firma ve fabrikaları inceledim. O yıllarda Alarko, Termoteknik, KOÇ, ECA gibi brülör ve kazan imalatı yapan firmalar yeni gelişiyor ve Anadolu’ya açılıyorlar idi. Ancak birçoğunun Gaziantep’te bayileri yoktu" dedi.
GAZİANTEP'TE DEĞERLENDİRMEK İSTEDİM
"Kamuda ve özel sektörde edindiğim 10 yıllık tecrübeyi girişimci olarak Gaziantep’te değerlendirmeye karar verdim" diye devam eden Tuğsuz, "O zaman dahi Gaziantep sanayi ve ticarette öne çıkan önemli bir yerdi. Bölgede GAP projesinin, Termik Santrallerin ve İskenderun Demir Çelik fabrikalarının yatırımlarının gündemde olmasıyla bu projelerden iş alabileceğimi düşündüm” şeklinde ifade etti.
Konuşurken gözyaşlarına hâkim olamayan Tuğsuz, "Gaziantep’e geldiğimde bir kişi hariç hiç tanıdığım yok idi. Bir arabam, bir de James Bond çantam vardı. Babamın desteği ile bir dükkân açıp bayilik yapmaya başladım. Tesisat malzemeleri sattım, binalara kalorifer tesisatları kurdum. Kazan imalatı yapmaya başladım. Daha sonra çelik sektörüne yönelerek ana iş kolum olan cebri boru, kapak, salyangoz vana gibi baraj ve hidroelektrik santrallerine çelik aksamlar üretmeye başladık. Halen Türkiye'nin en büyük barajlarından olan Karakaya ve Atatürk barajları gibi, Batman, Silvan, Birecik, Karkamış barajları gibi santrallerde önemli işler yaptım" dedi.
BİR KURUŞ İHALE ALMADIM
Tuğsuz, büyük alkış alan konuşmasının devamında; “Bu işlerin hiçbirinde devletten bir kuruş ihale almadım. O barajları yapan, kredisini getiren Avrupalı firmaların taşeronu ve tedarikçisi olarak yaptım. 1985-90’lı yıllara geldiğimizde artık başka sahalara yatırım yapacak gücü kazanmıştık. İşte o zaman Anavatan Partisi ve Özal Hükümeti vardı. Turizme yatırım yapmak isteyenlere deniz kenarından arazi tahsis ediliyordu. Bu furyada ben de Antalya’da Çam Yuva’da yatırım için arazi tahsisine başvurdum. ANAP’lı olmama rağmen 8 ayda tahsis alamadım" dedi.
ŞEHİR OTELİ KURMAYA KARAR VERDİ
Tuğsuz şöyle devam etti; “Arazi tahsisini alamayınca devletten bana hayır gelmeyeceğini düşünerek büyümekte olan Gaziantep’te otel ihtiyacı olduğunu bildiğimden, buraya bir şehir oteli kurmayı düşündüm. O zamanlar Adana’nın doğusunda beş yıldızlı otel yoktu. Otelin projesini yaptırıp Şahinbey belediyesine başvuru yaptık. O zaman Turizm Teşvik Yasası’na göre Belediyeler otel inşaatlarına birtakım avantajlar sağlıyor idi. Aylarca bekledik, izin alamadık. Dönemin Belediye Başkanı partizanlık yaptı, izin vermedi. Allah yukarıda bizden para vs. istemedi. İzin alamayınca Başbakan Turgut Özal’a gittim, durumu anlattım. Özal Bayındırlık Bakanını çağırdı. ‘GAP Projesi’ndeki Turizm yatırımlarının onay yetkisi GAP idaresindedir, İbrahim Bey’e ne izin gerekiyorsa verin’ dedi. Bakan bey o dönem H serbest gökdelen izni vereyim örnek olsun dedi. Yok olmaz, dedikodu olur, başımız ağrır, emsallere uygun şekilde mevcut hakkımızı verin bize yeter dedim ve o şartla onaylattım. Tuğcan Otelin inşaatını 7 kat olan iznimizin 5 katını kullanarak iki yılda, kredi almaksızın öz kaynakla tamamladı"
MÜTEVAZİ BİR AÇILIŞ YAPTIK
"Gaziantep’in kurtuluş günü 25 Aralık 1993‘te Güneydoğu Anadolu’nun ilk beş yıldızlı oteli Tuğcan Otel’in açılışını yaptık. İktidar partisi ANAP’ta, Turgut Özal’ın davetiyle il başkanlığı yapmış olmama rağmen mütevazi bir açılış yaptık. Bakanların katıldığı, Başbakan'ın açılış yaptığı ulusal medyaya servis edilen bir siyasi şova çevirmedik bunu. Biz o gün doğrusunu yaptık. Bugüne baktığımda maziden almamız gereken bazı önemli dersleri alamadığımızı görüyorum. Yıllar geçti, 2008 senesinde Tuğcan’ı renove etme ihtiyacı doğdu. İznini alıp inşa etmediğimiz iki katı da yapmak için girişimde bulundum. Projemiz onaylı olmasına rağmen Belediyeden izin alamadım. Detayını anlatır isem zülfü yâre dokunurum. Siz anlayın ki hakkım olan uygulanmadı. Proje onayını hukuk yolu ile bir sene sonra almak zorunda kaldım."
BUGÜNLERE KOLAY GELMEDİK
“Uzun lafın kısası değerli misafirler, bugünlere kolay gelmedik. Sevgili Eşim Nazan Hanım diyor ki : Senin hiçbir işin kolay olmuyor direne direne yapıyorsun diyor. Evet bir yerlere eyvallah demez isen Türkiye’de işin zor çok zor ama Allah da doğrunun Allah’ıdır. Doğru olursan, çalışırsan, zor da olsa başarırsın. 30'uncu yılımızı kutlamanın gururunu yaşadığımız bugünde bizimle olduğunuz için hepinize yürekten şükranlarımı sunuyorum. Nice otuzuncu yılı kutlamak dileğiyle hepinize mutluluk ve başarı diliyorum.”
