Sözlerin senet sayıldığı,insanlar arasındaki küçük sorunların iki esnaf tarafından çözümlendiği dönemlerde;Köşker pazarında Haci Vakkas dayı, dükkanında bir yandan işlerini yapmakta,diğer taraftan bir misafiri ile sohbet etmektedir.
H.Vakkas: Hadı oğlum Haceli,evimize git, avlana deki,ustam yük yerinde ki,yeşil döşşaan goltuğunda, çıhının içinde ki olanca parayı istiyu de.
Haceli : Pekeey usta başım üstüne,dünkü yazılıyıda getirimi,adam sebah belli tükeni yol etti, sanki sırısı soyuluyomuş.
H.Vakkas: Eyi oğlum,öğlüyüde ne bişirdilerse alda gel barı gitmişken.
Bu arada tükende misafir olarak bulunan Süleyman amca,yemek saatinde orada bulunmamak için izin ister;
H.Vakkas: Heç olmaz,Allah ne verdiyse birabar yirik,yimeden şurdan şuruya seplemem.
Süleyman: İşin ras gele ha,sanki yimediğimiz yer mi?garnım doh,boğazınız olsun.
H.Vakkas: Bi sohum da burda al,heç canıma sinmez yohsa.
Süleyman: Biii !! köklü cibi höllük oldum eyleyse.
Bu arada Haceli eve kavuşmuştur.
Haceli : Avlaaa !! Avlaaa !! ustam yük yerinde ki yeşil döşşaan goltuunda ki,çıhının içinde ki olanca parayı versin dedi.
Teyze : Hüsool,biii...!!! işin ras gele haa !! duyan olur taman anahayran ,babayın torpaanca yaşıyan ha şeyle.
Haceli : Bi de tükenin yimaani aparıcaam,acı dünkü yazılıyıda verin emi?
Teyze : Eyi hele biti soluhlan,şooranın soğanını yahımda alda elet,anangil nişliyular nasıllar? benden hep selam söyle,acı gelsinler de oturah diyu de.
Haceli : Eyiler avla, nişlesinler oturuyular işte.
Teyze : Al yavrım,aman ha gözün önüne bah,aman ha gayim dut,üstüne başına dökersin de ustan huylanır sana.
Haceli tüm denilenleri alır ve dükkana doğru yola koyulur.
Teyze : Gız emneee!! emneee!!gız gözün kör olmuya şeyle,yannayak gezme diyom sana elli kere,cıncık batar taman ayağına,hadı hele gülüsüm bacıngile sesle de gelsinler havlıda bi cıvıh çütte edekte yiyek.Biraranın mekirine yirik barı.