Bugün, 19 Mart 2024 Salı

HALİL BARIŞ


CUMHURİYETİN AYAKLARI


Türkiye: Mustafa Kemal Atatürk´ün liderliğinde, vatanseverlerin işgalci ve emperyalist güçlere karşı, sınırlarını kanları ile çizdiği ülkenin adıdır. Türkiye Cumhuriyeti ise; Yine Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayı ile kurulmuş, millet egemenliğine dayalı yönetim sisteminin adıdır. Duvarında ?EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR? yazılı Dünyada ikinci bir meclis var mıdır? Bu realiteye rağmen, Atatürk´ün ve Cumhuriyetin oluşturduğu nimetlerden yararlanıp makam sahibi olan, bazı ?nankörler? bazı ?hainler? Atatürk´ü ve Cumhuriyeti vatandaşın zihninden silme çabası içine girmişlerdir. Nankör ve hain sözcükleri; iyilik yapana karşı kötülük yapma anlamı taşırlar. Türkiye Cumhuriyeti Valisi, Nevşehir´de Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri kapsamında, ?Cumhuriyet ve Atatürk´ü anma yürüyüşüne? sözüm ona, kamu düzenini bozmaya yönelik eylem olarak değerlendirip, etkinliğe izin vermemiştir. Oysa etkinlikte sadece Atatürk posteri ve Türk Bayrağı taşınacaktı. Şimdi soruyorum: Atatürk ve Türk Bayrağının nesinden rahatsız oldun? Ey Vali!.. Bir başka kötü örnek? Atatürk´ün vatandaşa din hizmeti versin diye kurduğu Diyanet İşleri Başkanlığı makamında oturan adam? Atatürk ve Cumhuriyetin nimetlerinden yararlanıp, o makama oturmuş. Ama 30 Ağustos Zaferinin yıl dönümünde camilerde verilen zafer hutbesinde Atatürk´ün adını anmamak için itina göstermiştir. Atatürk´ün nesinden rahatsız oldun? Ey Diyanet İşleri Başkanı! Atatürk o zaferi kazanmasaydı; sen o camilerde ezan okuyamaz; zaferden bahsedemezdin. İşgal altında çırpınan Filistinlilere benzerdin be adam! Asıl amaç başka! Çanakkale, 1.2. İnönü, Sakarya, Dumlupınar Zaferlerini, 15 Temmuz ve Suriye çıkarmasıyla kıyaslamaya çalışıp, Atatürk´ü ve zaferleri itibarsızlaştırmaktır. Bu kadar saldırıya ve yıpratma hareketlerine rağmen, Cumhuriyet altı çelik ayak üzerinde dimdik ayakta durmaktadır. Ulu Önder Atatürk bu tür ihanet ve yıpratma hareketlerinin olacağını hesap etmiş olacak ki, Türk gençliğine o mükemmel hitabeyi yazmıştır.
Gelelim Cumhuriyetimizin altı çelik ayağına? Bu ayaklar: 1-Cumhuriyetçilik. 2-Milliyetçilik.3-Halkçılık.4-Devletçilik. 5-Devrimcilik. 6-Laiklikten oluşan Atatürk ilkeleridir.
Cumhuriyetçilik ilkesi; egemen güç olarak, saltanatı değil, milleti kabul eder. Bu vesile ile Ulu Önder Atatürk, 1930 ile 25 Aralık 1934 tarihlerinde Dünyanın birçok medeni ülkesinden daha önce kadınlarımıza seçme ve seçilme hakkını veren yasalar çıkarılmıştır. Böylece kadınlarımız özgür bireyler olarak, çağdaş Dünyadaki yerini almıştır. Günümüzde üzülerek görüyoruz ki, bazı kadınlarımız, sözde dindarlık adına cemaat ve tarikat baskılarıyla, yeniden kara çarşafa bürünmekte ve erkek hegemonyasına kendini teslim etmektedir.
Cumhuriyetimizin 2. Ayağını Milliyetçilik oluşturur. Bu milliyetçilik Atatürk´ün de belirttiği gibi ırkçılığa dayalı bir milliyetçilik değildir. Vatan toprakları üzerinde yaşayan tüm halkları kucaklamaya, birleştirmeye dayalı ?vatandaş severliktir?. Onun için Üniter Devlet yapısı benimsenmiştir.
Cumhuriyetimizin 3. Ayağını ?Halkçılık" oluşturur. Vatandaşlar arasındaki imtiyazı (ayrıcalık) kaldırmaya dayalıdır. Vatandaşın yasalar karşısında eşit haklara sahip olmasının teminatıdır.
Devletçilik ayağına gelince; sosyal devlet olmayı hedefleyen bir ilkedir. Aynı zamanda karma ekonomik yapıyı benimser. Özel sektörün girmediği alanlarda istihdamı yaratır. Bu vesile ile Atatürk döneminde devlet çok sayıda fabrika ve üretme çiftlikleri kurmuştur. Ne yazık ki bu ayak 1980 den itibaren neoliberal anlayış tarafından kırılmıştır. Devletçilik sanki ekonominin gelişimine engelmiş algısı yaratılarak. Cumhuriyet döneminden kalma 278 fabrika ve devlet işletmesinin 201 tanesi özelleştirme adı altında yandaşlara peşkeş çekilmiştir. İktidarda kalmak adına bu paralar çarçur edilmiştir.
Cumhuriyetin 5. Ayağını devrimcilik oluşturur. Bilimsellik ve yenilikçiliktir. Çağdaşlıktır. Çağdaş medeniyeti yakalamanın yolunu açar. Bu ayak da gerici eğitim sistemi ile kırılmaya çalışılmaktadır. Bu ilke doğrultusunda Atatürk döneminde birçok yeniliklere imza atılmış; çağdaş devlet olmanın yolu açılmıştır.
Demokratik Cumhuriyet olmanın en önemli ayağı ise Laiklik ilkesidir. Genel anlamı din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Devletin bütün inanışlara eşit mesafede durmasını amaçlar. Devleti din kurallarına göre değil, medeni ve evrensel yasalara göre yönetmektir. Bir devlet yapısı içerisinde çeşitli dini inançlar bulunur. Laik devlet dini inançlara eşitlik ilkesi içerisinde yaklaşır. Dini inançların devlet işine, devletin de vatandaşın inancına karışmasını önler. Bu ilke de şeriatçı güçler tarafından sürekli yıpratılmaya çalışılmaktadır. Laikliği dinsizlik olarak topluma lanse etmeye çalışırlar. Oysa sözde "dinsiz" diye suçladığınız Atatürk niye Diyanet İşlerini kursun! Atatürk´e ve Laiklik ilkesine saldırının temel nedeni de budur. İslam ülkelerinin geri kalışının, cehaletinin ve terör örgütlerinin yuvası haline gelmesinin de altında yatan temel neden budur. Çünkü laikliğin olmadığı yerde evrensel kurallar işlemez. Bunun yerine çağ dışı kalmış gelenekler hakim olur.
Kurucu liderimiz Atatürk´ün en büyük eserim dediği Cumhuriyetimize sahip çıkmak, kendini demokrat, devrimci, milliyetçi, halkçı ve laik olarak tanımlayanların namus borcudur. Gericiliğe inat yaşasın CUMHURİYET! Kutlu olsun.

SAĞLIK

Besni Nöbetçi Eczane 19.03.2024 Salı

Bu sayfada, Besni konumunda bulunan, 19 Mart 2024 Salı günü mesai bitiminden, 20 Mart 2024 Çarşamba sabahına kadar Besni Nöbetçi Eczaneler listesi yer alıyor.

GÜNDEM

Besni Devlet Hastanesi'nde 18 Mart şehitleri anıldı

esni Devlet Hastanesi'nde 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109.yıldönümü anma programı düzenlendi.

GÜNDEM

Ulusal Ses Sanatçısı hemşerimiz Latif Doğan’ın Besni’de anne ve babası Ayşe-Seydi Vakkas Doğan adına yaptırdığı camii ibadete kapılarını açtı.

GÜNDEM

Besni'de Çanakkale Zaferinin 109. yılı kutlandı

18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi ve Şehitleri Anma günü programı kapsamında Besni'de etkinlik düzenlendi.