HÜSEYİN ÖZGÜLER


ESKİ BESNİDE BİR YOL AĞZI, BİR GEÇİT, TAŞKAPI


Bütün zamanlara meydan okuyan geçmişi bilinmeyen, asırları geride bırakan, şehri tepeden seyreden, yıkılan tekrar yapılan evlerin, konakların, hanların, hamamların değişmeyen bekçisi idi bu ihtişamlı kayalıklar.
Burası Musallanın burnu diye bilinen kayalıklardı, kayalıkların etekleri, alt kısımları Besni idi şehir buraya ne zaman kimin zamanında kurulmuş tam olarak bilen yoktu, ama şehrin ortasında bir kale vardı, kalenin etrafına dağılmış olan obalar mahalleler şehri kale ile bütünleştiriyor, kale şehrin merkezi konumunda yerini koruyordu.
Kayalıkların eteklerinde şehrin merkezinden diğer obalardan bir yol giderdi kızılca obaya, yolun üst kısmında iki çatılı kaya bulunuyordu kızılca obalılar bu çatılı kayalara Taş kapı adını koymuşlar gidenler gelenler obadan bakılınca buradan gözükürdü.
Kızılca obanın sırtlarına sonradan gelmiş insanların bulunduğu yere obalılar kendi aralarında Kürt obası adını koymuşlar burada yaşayanlar genelde yoksul ve ağaların beylerin işlerine giden insanlardı.
Elifcan Kürt obasındaki evinin damına serdiği küçük minderinin üzerine oturmuş musallanın burnunu, Taş kapıyı seyrediyordu, hemen hemen her gün aynı manzarayı seyrediyordu Güvercinler üçerli beşerli bu kayalara konar uçar giderler daha sonra yine bu kayaların üzerine konup şehri seyrederlerdi, kertenkeleler kayaların vazgeçilmez ev sahipleri idi, uzun süre kayabaşlarında kayalara uyum sağlayan renkleri ile onlarda doğayı ve şehrin kesik kesik gelen seslerini dinler arada bir kaybolur kayaların arasında kendi yuvalarına dönerlerdi.
Bir bakıma seyir tepesi idi burası toprak damlı evler ince dar yollar, camiler, hamamlar köprüler, pınarlar buradan açık seçik gözüküyordu, kalenin etrafında toplanmış olan obalara kale bir ana gibi bir baba gibi sahiplenme görüntüsü veriyordu.
Kaleye bakıyordu Elifcan, kalenin dibindeki evlerin aralarında hareket eden kadınların çocukların sesleri geliyordu kızılca obaya doğru, daha sonra Taş kapıya baktı burası kızılca obalıların Taş kapısı idi Hüzünlerin sevinçlerin harmanlandığı yerin adı idi taş kapı, kızılca obalılar gelenleri buradan görür gidenleri de el sallayarak buradan uğurlarlardı, burası orta obalıların, kızılca obalıların taş kapısı idi, bu gün ikindi vakti mıstallıyı taş kapıda görmüşler satıştan gelmiş diye insanların bir birine haber verdikleri yerin adı idi taş kapı.
Kızılca obadan çıkınca sülüklü deresinin üzerindeki köprüden geçilirdi birazda yokuş çıkarak Taş kapıya şimdi yerini yurdunu kim biliyor ki üç beş yaşlı büyüklerimizden başka, onlarda gidince hepten unutulacak birçok anıların hatıraların yaşandığı bu şehrin geride kalan kalıntıları.
Hadi bir adım atın, hadi sahip çıkın, hadi koruma altına alın, hadi restore edin sahip çıkın buralara, düzgün bir eser çıkaralım ortaya, ışıklandıralım bu hüzünlü şehri açık hava müzesine çevirelim haydi bi gayret ses gelsin Ankara´dan.

BÖLGE HABERLERİ

Acil servis doktorunun öldüğü kaza kameraya yansıdı

EĞİTİM

"Minik eller büyük hayaller” projesi Adıyaman’da devam ediyor

Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü koordinesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısı ile başlatılan proje kapsamında, ’Minik eller büyük hayaller’ temalı etkinliklerde çocuklar eğlenirken öğreniyor.

GÜNDEM

Yüzen adaları kurtarma projesi desteklenecek

Adıyaman Üniversitesi tarafından Yüzen Adaları Kurtarmak amacıyla hazırlanan proje desteklenmeye değer görüldü.

GÜNDEM

Başkan Tutdere: “Adıyaman’ımızı tozdan ve görüntü kirliliğinden kurtarıyoruz”

Adıyaman Belediyesi ekipleri, valilik işbirliği ile gerçekleştirilen çalışma kapsamında ana arterlerde enkaz temizleme ve malzeme serim çalışmalarına başladı.