Bana ne senin sorunlarından dersen o bana ne dediğin bela dün komşunu rahatsız ederken yarında seni rahatsız eder, işte bu konuda ibret alarak ders çıkaracağımız bir fıkra.
Bir fare, duvarın çatlağından çiftçi ve eşinin bir paket açtığını görür. ?İçinde ne yiyecek olabilir?? diye merak eder.
Bunun bir fare kapanı olduğunu anlaması çok uzun sürmez. Fare çiftlik bahçesine giderek, çiftlikte yaşayan hayvanları tek tek gezerek herkese telaş ile seslenmeye başlar: ?Evde bir fare kapanı var! Evde bir fare kapanı var!? Çiftlikte yaşayan tavuk, domuz, inek, sanki bir arada sözleşmiş gibi ?Bay Fare, bunun senin için büyük bir endişe olduğunu söyleyebiliriz, fakat bizim için bu konuda rahatsız olunacak bir durum yok? derler.
Böylece, fare üzgün bir şekilde evine döndü herkesi uyarmıştı kimse onu dinlemedi. O gece evin içinde bir ses duyuldu avını yakalayan bir fare kapanı sesi gibi. Çiftçinin karısı, yakalananı görmek için aceleyle koştu. Karanlıkta, bunun kuyruğu tuzağa yakalanan zehirli bir yılan olduğunu fark etmedi. Yılan çiftçinin karısını ısırdı.
Çiftçi eşini hastaneye kaldırdı ve eşi ateşler içinde yanar bir şekilde tekrar evine döndü. Herkes eşinin ateşine sıcak bir tavuk çorbasının iyi geleceğini söyleyince Çiftçi bahçedeki tavuğu kesip çorba yaptı. Ancak eşinin hastalığı devam etti, bu nedenle arkadaşları ve komşuları onunla birlikte 24 saat oturmaya başladı. Onları beslemek için çiftçi domuzu kesti ve komşularına yedirdi.
Çiftçinin karısı iyi olamadı; eşi öldü. Cenazesi için çok fazla insan geldi, çiftçi hepsi için yeterli miktarda et sağlamak için damdaki İneğini de kesti ve Cenazeye gelen misafirlerini doyurdu. Perişan olup hayatı kararan çiftçiyle birlikte çiftlikte yaşayan herkes her şeyini kaybetti, çiftlikte hüsran ve perişanlık hâkim oldu. Aklını kullanmasını bilmezsen, aklın başına sebep olur derler ya, işte öyle bir şey.
