Zara Geklik


MİNİMALİZM VE MUTLULUK

MİNİMALİZM VE MUTLULUK


Yaşadığımız çağda insan popüler kültürün etkisi altında ve bunun sonuçlarından birisi gerek bireysel gerek toplumsal çok fazla tüketim çılgınlığı. Bu kadar tüketim olmasına rağmen insan tatmin ve mutlu olmayı başarabilmiş değil. Bu hafta birlikte minimalizm ve mutluluk arasındaki bağlantıyı ve eğer minimalizmi hayatımıza uyarlamaya başlarsak beraberinde mutluluk da gelir mi sorusuna cevap arayalım. 

Öncelikle kısaca minimalizm kelimesinin tanımını yapalım en kısa tabiriyle minimalizm sadelik ve azaltmak anlamına gelir. “Az çoktur” sloganıyla ve ihtiyacımız olduğu kadarını elimizde bulundurmaya dayalı bir yaşam tarzıdır. İnsanın hayatta kalmak için temel ihtiyaçları vardır; bunlar hem somut hem soyut kavramlardır. 1943 yılında Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından yayınlanmış insanın ihtiyaçlar hiyerarşisi piramidin de bu ihtiyaçlar beş basamağa ayrılmıştır. Bunlar sırasıyla şöyledir; fizyolojik ihtiyaçlar güvenlik ihtiyacı sevgi ve ait olma ihtiyacı saygınlık ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı. Bu kuramdan anlaşılacağı üzere aslında insanın hayatta kalmak için o kadar da çok şeye ihtiyacı olmadığı anlaşılmaktadır. 

Doğada bu kadar çok şeye sahip olup bu kadar çok tüketmesine rağmen mutsuz olan tek canlı muhtemelen insan. Peki, mutsuzluğunun sebebi çokluk ve seçenek fazlalığı olabilir mi? Ne kadar çok o kadar meşguliyet. Bir insan günde ortalama 35.000 karar verebiliyor. Bununla birlikte bu kadar fazla seçeneğin içinde karar verme durumu da oldukça zor ve yorucu. Hayatımızı minimal düzeyde yaşayıp, hayatımızdaki kalabalığa yer açıp, gerek duygusal gerek fiziksel alanda azaltıp gerçekten ihtiyacımız olduğu kadarını elimizde bulundurduğuğumuz sade yalın bir hayat nasıl olur acaba? 

Mutsuzluğun sebeplerinden birisi çokluk ve fazla tüketim. Peki, bunun zıttı bir şeyler yapsak yani hayatımızı minimalleştirirsek örneğin alışverişi, eşyay,ı kıyafeti, sosyal medyayı, kısacası ihtiyacımız olmayanı ve alanımızı çok fazla meşgul eden her şeyi dışarıda bırakıp gerçekten ihtiyacımız olana yöneldiğimiz  yaşam tarzı haline  getirebiliriz.

Popüler kültür tarafından bize empoze edilen en büyükyanılgılardan  bir tanesi de şu;  Eğer bir şeyler satın alırsan mutlu olup duygusal doyuma ulaşabilirsin. Bu tamamıyla bir yanılgıdan ibaret. Dışardan değil içerden inşaa edilebilecek bir şeydir mutluluk. Aslında bu kadar çok satın alıp tüketmemizin bir diğer nedeni de duygusal olarak arayışımız ve tatmin olma isteğimizden kaynaklı olabilir. Örneğin topluma ayak uydurmak, değerli hissetmek, kimi zaman kendini diğer insanlardan üstün hissetmek, sevildiğini hissetmek, toplumdan geri kalmamak, bunun gibi bir sürü örnek. 

Mutlulukla ilgili araştırmalara baktığımızda bunun pek de öyle olmadığını anlıyoruz. Yani ne kadar çok tüketirsem o kadar çok mutlu olurum algısı tamamen bir yanılgı. Bizden dışarıya yansıyan bir hayat var. İçinde ne varsa dışında o var tabiri… Yani dışarısı ne kadar kalabalıksa içerisi de dışarıdan pek farklı değil. Öyleyse bireysel olarak sadeleşmek ve hafiflemek için bize yük olan her şeyi elden çıkartabiliriz. Giymediğimiz kıyafetleri, kullanmadığımız eşyaları, sosyal medya temizliği gibi… Çünkü çok fazla uyarana maruz kalabiliyoruz sosyal medyadada. Bu şekilde ufak değişiklikler yaparak hayatımızda nefes alacak alanlar açabiliriz. Kendimize gerçekten dönüp baktığımızda aslında ihtiyacımız değil de isteğimiz olan bir çok şeyi elimizde bulundurduğuğumuzu fark edebiliriz.

GÜNDEM

Batman'da firari 3 hükümlü yakalandı

Batman'da firari 3 hükümlü yakalandı

GÜNDEM

Adıyaman'da hırsızlık operasyonunda 3 şüpheli tutuklandı

Adıyaman'da hırsızlık operasyonunda 3 şüpheli tutuklandı

GÜNDEM

Adıyaman'da kumar operasyonunda 6 kişi yakalandı

Adıyaman'da kumar operasyonunda 6 kişi yakalandı

GÜNDEM

Gaziantep'te üniversite öğrencileri ve akademisyenler Filistin için sessiz yürüyüş yaptı

Gaziantep'te üniversite öğrencileri ve akademisyenler Filistin için sessiz yürüyüş yaptı