İyi saatte olsunlar temennisiyle cinlik yapıp, hatalarını üç harfli marketlere yükleyen epistemolojik kopuş mucitlerinin, mizahlık modelleriyle Türkiye, karanlık bir tünele sokulmuştur. Devleti enkaza çevirme gayretlerinden anlaşıldığı üzere, realiteden kopan zihniyetin her hafta dimağlara paslı çivi sokarcasına ortaya attığı mizahlık çerezler bu ülkeye saygılarının kalmadığın göstergesi! Ülkenin yönetim kalitesini zaafa uğratan, devrimlerin benimsetiliş sürecini sürekli baltalayan, hukuku adaleti kendi kalıplarıyla ortaçağ zihniyetine çeviren, atanmış amigolarla halkı kutuplaştırıp, ekonomiyi rayından çıkaran oligarkların kaybedeceğini anladığında neler yapabileceğini öngörmek giderek zorlaşıyor! At izi cin izine karışmış vaziyette! Dindarlık kisvesi adı altında giydikleri kostümlerle, halkın duygularını sömüren üç harflilerin en CİN’leri, her şeyin sorumlusu iken, sütten çıkmış ak kaşıklar’a bürünmeleri mizah ustalarına havale edilmesi gereken bir durum!
Sosyal dokuyu bozan, insanların devlete olan bağlılığını, kutsal bayrağı, şehitleri, dini akla gelen hangi değer varsa kendi çıkarlarına kanalize eden hukuksuz bir iktidarın, toplumun birlik olma ruhunu dinamitlemesi, gelecek jenerasyonlara nasıl bir “MİRAS” bıraktığını yaşayarak öğreneceğiz! Vekil olmak yada devletten çıkar devşirmek için “kralı mutlu etme motivasyonu” ile cumhuriyet değerlerini hiçe sayanlar ÇÖL KÜLTÜRÜ ile vatanın her alanında koloni kurmuş durumda ! Gücün bozduğu, cehaletin şımarttığı, şaibeli, kriminal siyasetlerin revaçta olduğu şu dönemde yaşananların herkese sorumluluk yüklediğinin farkına varmamız, tarihi bir gerekliliktir! Ahlaki ölçütlerin, feodal kalıntılar nedeniyle muasır medeniyetin uzağına düşürülmesi planıyla durağan esarete mahkum edilenlerin, prangalarından kurtuluş reçetesi mutlaka hayata geçirilmesi gereken bir hadisedir! Üç harfli en CİN olanın hükmü cumhuriyet duvarına çarpmasıyla son bulur ancak!
Egosunu tatmin etmek için ümmetin lideri etiketini Nirvana’ya çıkaran, ASA’sıyla dünyadaki her gelişmeye dizayn verdiğini zanneden üç harflilerin en CİN’inin gardrobundan dönemine göre giydiği kostümlerle, feodal toplumu istediği renklere boyaması, bu ülkenin kangrenleşmiş yarasıdır. Ülke ciddiyetinden giderek uzaklaşan üç harflilerin en CİN’i, zihinleri geçmişin odalarına kilitleyen tutumu ve dar kalıplarını herkese giydirme motivasyonu, Türkiye’nin medeni dünyanın uzağına düşmesine sebep olmuş, kalitesizleşen sosyal dokularla, ülke üçüncü dünya ülkelerin gerisine doğru itilmiştir! Yönetim kalitesinin düşme ibresini başka mercilere yönelten, süper marketleri ucube sisteminin önündeki engel gibi gören, sanal korkularla, oluşturulmuş algılarla kitleleri ŞOK’a uğratıp YALAN MARKETİNDEN alışveriş eder hale getirmişlerdir!
Niteliksiz, çok bağırdığında siyaset yaptığını zanneden kriminal tiplerin, kutsal değerler üzerinden topluma racon kesmesi, cehaletin nelere mal olacağının işaretleri! Hukukun egemen olduğu toplumlarda tecrit edilmesi gerekenlerin hayatın tüm alanlarında söz sahibi konuma getirilmesi, niteliksiz seçimler aparatı ile kendine güç vehmeden oligarkların bu ülkeye nasıl bir kötülük ettiklerini görmeleri imkansızdır! Sorgu yetenekleri budanmışların iknaya hazır duruşu “cehalete” hükmetmeyi avantaj haline getirmiştir. Sosyolojinin niteliksiz tabakalarının, ekonomik rezaletlerin üç harfli marketlerden kaynaklandığı varsayımını peşin kabul eden yapıları, asimetrik bir planın sistemli çalışması neticesinde vuku bulmuş ve cehaletin dişlilerine yağ görevi gördürmüştür!
Türkiye acilen yeniden bir kurtuluş savaşı vermek zorunda! Bu topraklarda sorunları büyüten maganda siyasetin yerini, adaletin hukukun yerleşik hale geldiği düzenin olması zorunludur! Herkesi yaftalayan, farklı düşüneni terörize eden, “bunları bize ALLAH yaptırıyor” diyen cahil cühelanın kulağından tutup, hukukun önüne atacak Atatürk cumhuriyetinden şaşmamak bu milletin neciz görevidir! Üç harfli en cin olanın şok olacağı adalet mutlaka gelecektir! Sabrın değerini arttıran umuttur! Üç harflilerin en CİN’leri seçimlerde CİN çarpmışa dönecek!
DİPNOT:
Aşırı sinirli biri, havalimanında bavul kabul bankosundaki ilgili memura etmediği hakareti bırakmamış..
Müşterinin abartılı kabalığı karşısında, banko memuru sakin ve güler yüzlü bir şekilde davranıyor, hiç cevap vermeden işine devam ediyormuş..
Adam işi bitip gidince, bir arka sıradaki müşteri:
“Sizi tebrik ederim..!” demiş memura.
“Hiç tahrike kapılmayıp nezaketinizi sürdürdünüz.. Ama bu kadarı da yanlış.. Yapabileceğiniz bir şeyler olmalı..”
“Olmaz olur mu, var efendim..” demiş, memur gülümseyerek:
“Kendi New York’a gidiyor, bavulları Bangkok’a
Türkiye’nin seçimlerde yapacak bir şeyleri olmalı! Ülkeyi esarete alanları güzel atlara bindirip her birini başka dünyalara göndermeli!
