ŞABAN ÇAĞIRAN


ZAMANIN ÖĞRETEMEDİKLERİ…

ZAMANIN ÖĞRETEMEDİKLERİ…


-2023 yılı, gerek dünya ve gerekse ülkemiz açısından zor bir yıl oldu. Savaşlar, göç hareketleri, açlık, sefalet, gelir dağılımındaki bozulmalar, azgın liderlerin toplumlara yaşattığı acılar, kapitalizmin vahşi yönünün toplumlar ve ahlakın çökmesi üzerindeki etkisini fazlasıyl yaşadık. Türkiye’de daha korona virüsun ekonomi ve sağlığımız üzerinde yarattığı tahribat geçmeden meydana gelen güneydoğu depremi ve yarattığı acılar, 2023’te kendini derin bir şekilde hisettirdi. 

Aslında dünyanın temel sorunu “paylaşım”dır. Yaşanan acıların temelinde hep bu kavram var. Daha fazlası için öldürmeyi ve ölümü acımasızca göze almak. Kapitalizmin özü de zaten buna dayanıyor. Bu nedenle Amerika’lılar dünyanın öbür ucundan gelip Güneydoğu’yu, Asya’yı, Afrika’yı dizayn etmeye kalkıyor. (İsrail-Filistin de buna örnek) Amaç; ekonomiye hakim olmak, insanları bir birine düşürüp arada karlar elde etmek.

Şu veya bu şekilde, zaman çok hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Zaman tünelinde kimler geldi, kimler geçti. Kimler, hangi konular/olaylar tarihin sarı yaprakları arasında yerini aldı/alacak? Ve en önemlisi, toplum olarak, yaşananlardan ders çıkarılıyor mu, bakmak gerek.

2023 yılı, gerçekten gerek dünya ve gerekse ülkemiz açısından zor bir yıl oldu. Savaşlar, göç hareketleri, açlık, sefalet, gelir dağılımındaki bozulmalar, azgın liderlerin toplumlara yaşattığı acılar, kapitalizmin vahşi ve doyumsuz yönünün toplumlar ve ahlakın çökmesi üzerindeki etkisi vs. vs. ne yazık ki hepsini yaşadık.

Türkiye’de daha korona virüsün ekonomi ve sağlığımız üzerinde yarattığı tahribat geçmeden meydana gelen güneydoğu depremi ve yarattığı acılar, 2023’te kendini derin bir şekilde hisettirdi.  Bu gelişmelerin üstüne yaşanan siyasi/iktisadi tıkanmışlık durumu, ülkenin ne uğruna olduğu şimdilik bilinmeyen (tahmin ediyoruz ama ileride daha da netleşecek) Suriyeli-Afgan göçmenlerle doldurulması, adalet ve hukuk düzeninden her geçen gün uzaklaşılması, kuvvetler ayrılığına uyulmaması, telafisi güç sorunlar yaratma potansiyeline sahip. 100 yıl önce başımıza gelen dünyanın en güzel şeyi olan cumhuriyetimizin önem ve anlamının hala bazı kesimlerce yeterince anlaşılamaması ise bir başka önemli konudur. Bütün bunları göz önüne aldığımızda gerçekten insanın içi kararıyor, umudu azalıyor.

SÖMÜRGE ÜLKELERİ, DEMOKRASİ, BARIŞ VAAT EDİYOR, SONRA NE VARSA ALIP GÖTÜRÜYOR

Hep ifade ettiğim gibi, aslında dünyanın temel sorunu “paylaşım”dır. Yaşanan acıların temelinde hep bu kavram var. Daha fazlası için öldürmeyi ve ölümü acımasızca göze almak. Kapitalizmin özü de zaten buna dayanıyor. Bu nedenle Amerika’lılar dünyanın öbür ucundan gelip Güneydoğu’yu, Asya’yı, Afrika’yı dizayn etmeye kalkıyor. (İsrail-Filistin de buna örnek) Amaç; ekonomiye hakim olmak, insanları bir birine düşürüp arada karlar elde etmek. Avrupa da aynı şeyi ağırlıklı olarak Afrika ve güçlerinin yettiği başka ülkelerde yapıyor. Osmanlı da geçmişte benzer şeyleri yapmaya kalktı. Tüm sömürge ülkeleri, hep işgal etmeye çalıştığı yerlere barış-refah-demokrasi getireceğini vaat ediyor, sonra kan-gözyaşı transfer ediyor ve sonrasında ne kadar değer varsa alıp götürüyor. Bunca teknolojik gelişmeye rağmen, yapılanların amacı hep aynı, daha fazla zenginleşmek.

CUMHURİYET DÖNEMİNDEN KALMA NE KADAR İKTİSADİ KIYMET VARSA ELİMİZDEN ALDILAR

Bu sömürgecilik zihniyeti, tarih boyunca hep var olmuştur. Zira malı, toprağı, parayı paylaşım kavgası çağlar boyunca sürmüştür, ne yazık ki sürecektir de. Kenya’nın kurucusu, Devlet Başkanı Jomo Kenyata, “Misyonerler Afrika’ya geldiğinde bizim topaklarımız. onların İncil’leri vardı. ‘Dua edelim’ dediler. Gözlerimizi kapattık, dualarımızı ettik. Gözlerimizi açtığımızda, bizim İncil’imiz, onların toprakları vardı.” Benzeri durum çevre ülkelerde olduğu gibi bizim ülkemizde de yapılıyor. 12 Eylül’le birlikte, ülkemizde eğitim sistemini yerle bir ettiler. Bütün kurumlar çökertildi, ülkemizi bilimden uzaklaştırdılar, bol miktarda din pompaladılar. Ülkenin cumhuriyet döneminden kalma ne kadar iktisadi kıymetleri var ise elimizden aldılar. Bir de üstüne üstlük 470 milyar dolar borçla karşı karşıya bıraktılar. Eğitim-bilim olmadan bir ülkenin kalkınmasının mümkün olmadığını toplumumuzu dizayn edenler çok iyi biliyorlar.

Peki 21. Yüzyılda bizi yönetenler bilmiyorlar mı?

Elbette biliyorlar, ama ne yazık ki menfaat uğruna her şeyi yapan iş birlikçiler var.  Yanlış bir yola girince kolay kolay yolun sonundan önce dönülmüyor ne yazık ki. Zira dönerseniz ellerinize tutuşturduklarını kaybediyorsunuz, iş birlikçi iseniz bunu göze alamıyorsunuz. Yanlışta ısrar edilme nedeni bu olsa gerek.

SÖMÜRÜLEN ÜLKELERİN HİÇ Mİ KUSURU YOK?

Buraya kadar ülkelerin sömürüye maruz kalmalarının temel nedenlerini özet olarak irdeledik. Peki tek suçlu, sömürenler mi? Sömürülen ülkelerin hiç mi kusuru yok? Var elbette. Osmanlı’nın çöküş nedenleri irdelendiğinde asıl kusurun kendilerinde olduğu açıkça görülür. Siz dünyada olup bitenleri takip etmez, matbaayı bile 200 sene sonra ülkeye getirirseniz çöküş kaçınılmazdır.

Tarihten her zaman ders almak gerekir. Siyaset-ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanlarında yaşanmışlıklara, teoremlere ve bilime aykırı davranmamak gerekir. Bağımsız ve özgür kalmayı gerçekten arzu etmek gerekir. Bunları yaparsanız sömürüye maruz kalmazsınız. Atatürk, bunu başarmış eşsiz bir liderdir. Her türlü baskıya, zulme, saldırıya, dağılmışlığa, işgale rağmen, birlik olmayı başararak ülkesini savunmayı bilmiş, adeta dünyaya meydan okumuş, özgürlük ve bağımsızlığını sömürge ülkelerine karşı savaşarak elde etti. Bugün bile hala o’nun yaptıklarını ve yaptıklarının değerini anlamayan, anlayamayan kafaların olması gerçekten dramatiktir.

Toplum olarak dün yapılan hataları, bugün yapmıyor olmalıyız. Daha demokratik, daha özgürlükçü, daha adil, daha müreffeh, daha bağımsız olmayı istemeli ve başarmalı, bu kavramların peşinden gitmeliyiz. Eğitim, bilim ve teknolojiye yatırım yapmalı, ahlaklı olmayı yüceltmeli ve teşvik etmeliyiz.

GÜNDEM

Besni Kaymakamlığı ve Besni Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü tarafından sağlıklı yaşamı desteklemek ve doğa yürüyüşü turizmini geliştirmek amacıyla doğa yürüyüşü etkinliği düzenlendi.

GÜNDEM

Vali Varol, makam aracına aldığı çocuklarla çalışmaları inceledi

Adıyaman Valisi Osman Varol, Vartana Prefabrik Yaşam Alanında makam aracına bindirdiği çocuklarla birlikte yapılan çalışmaları yerinde inceledi.

GÜNDEM

Vali Varol, Öğretmen Evi inşaatını inceledi

Adıyaman Valisi Osman Varol, yapımı devam eden Sanko Öğretmen Evi inşaatında incelemede bulunarak firma yetkililerinden bilgi aldı.

GÜNDEM

Uyuşturucu ve tabancaya 1 tutuklama

Adıyaman’da, polis ekiplerince bir adrese yapılan baskında uyuşturucu ve tabanca ele geçirilirken gözaltına alınan şüpheli çıkartıldığı mahkemece tutuklandı.