Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Diyetisyen Yaren Özer
Diyetisyen Yaren Özer

Instagram Tabakları vs. Gerçek Hayat: Gözümüzün Doyduğu Yalan

Günümüzde bir yemeğin “iyi” sayılması için artık sadece lezzetli olması yetmiyor. Renk uyumu, ışık açısı, tabak dizaynı ve hatta arka plandaki masa örtüsü bile önemli. Çünkü o tabak çoğu zaman önce göze, sonra mideye hitap ediyor. Instagram’da “#healthyfood” etiketiyle dolaşan o göz alıcı tabaklar gerçekten sağlıklı mı? Ya da daha önemlisi: Biz gözümüzle mi doyuyoruz, yoksa gerçek açlığımızla mı?

Tabağın Gözü: Lezzetten Önce Estetik

Sosyal medya çağında yeme içme alışkanlıklarımızın görselliğe göre şekillenmeye başladığı bir gerçek. Özellikle Instagram, yemeğin sadece bir ihtiyaç değil, bir gösteri nesnesine dönüştüğü bir mecra haline geldi. Yapılan araştırmalar, görsel olarak daha estetik görünen tabakların, aynı içerikle hazırlanmış daha sade tabaklara kıyasla daha lezzetli algılandığını ortaya koyuyor. Yani beyin, önce görüntüyle doyuyor ve damak o beklentiye göre şekilleniyor.

Ama sorun şu ki: Estetik her zaman sağlık demek değil.

Sağlıklı Görünüp Sağlıksız Olanlar

Instagram’da sıkça gördüğümüz bazı tabaklar — örneğin üst üste dizilmiş meyvelerle süslenmiş smoothie bowl’lar, avokadolu tostlar, chia pudding’ler — elbette besleyici olabilir. Ama birçoğu kalori, şeker veya porsiyon açısından abartılı. Örneğin, 4 farklı meyveyle süslenmiş bir smoothie kasesi, neredeyse 3 meyve porsiyonu içeriyor olabilir. Bu da özellikle insülin direnci, hipoglisemi veya kilo yönetimi olan bireyler için riskli hale gelir.

Yani gözümüz “renkli ve sağlıklı” diye onay verirken, bedenimiz “şeker bombası”yla baş başa kalabilir.

Gerçek Tabağın Sosyal Baskısı

Birçok kişi evde yemek hazırlarken bile “Acaba bu tabak paylaşılır mı?” diye düşünmeye başladı. Bu sosyal medya baskısı, yemeği gösterişe dönüştürürken doğallığı, sadeliği ve kişisel ihtiyaçları ikinci plana itiyor. Oysa herkesin metabolizması, günlük ihtiyaçları, duyusal tercihleri farklı. Bu yüzden başkalarının tabağına özenmek, kişinin kendi bedenini ihmal etmesine neden olabilir.

Beyin Gözle Doyar mı?

İnsan beyni, yemeğe başlamadan önce tabağı inceler. Gözlerimiz, yemeğin renginden, dokusundan, parlaklığından bir anlam çıkarmaya çalışır. Özellikle renkli ve simetrik dizilmiş tabaklar, beyne “Bu yemek hem sağlıklı hem kaliteli” mesajı verir. Fakat bu algı gerçeği her zaman yansıtmaz.

Ayrıca, bir çalışmada gösterildi ki, yemeğin Instagram’a fotoğrafının çekilmesi, tüketim öncesi beklentiyi artırıyor ve bu beklenti karşılanmadığında yetersizlik hissi oluşturuyor. Yani sadece tabağımızı değil, duygularımızı da şekillendiren bir algı yönetimiyle karşı karşıyayız.

Ne Yapmalı?

  • Paylaşmak için değil, beslenmek için yiyin. Tabağınızı önce bedeninize, sonra gözünüze göre oluşturun.
  • Görsellik için değil; denge için tabak kurun. Renkli sebzeler elbette cazip görünür ama karbonhidrat-protein-yağ dengesini unutmayın.
  • Her sağlıklı görünen tabak, size uygun olmayabilir. Smoothie’ler, yulaf kaseleri, granolalar… Evet güzel görünüyorlar ama gerçekten ihtiyacınız var mı?

 Instagram tabakları bazen motive edici, ilham verici olabilir. Ama bu görselliğe kapılıp bedenimizin gerçek ihtiyaçlarını göz ardı edersek, sağlıklı yaşam algısını yüzeysel bir estetik yarışına çevirmiş oluruz. Gözümüzle değil, farkındalıkla doyduğumuz sofralar hem daha gerçek hem daha sürdürülebilirdir.

Herkese iyi haftalar dilerim!

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER