Kileci, Türk ihracatçısının son bir yıldır büyük sorunlar yaşadığını ve bu durumun ülkenin rekabetçiliğini olumsuz etkilediğini söyledi. Artan işçilik maliyetleri nedeniyle Türkiye’nin emek yoğun sektörlerdeki rekabet gücünün düştüğünü vurgulayan Kileci, “Rakip ülkelerde işçilik maliyetleri 300 dolar civarındayken, Türkiye’de bu maliyetler 1.000-1.200 dolar arasında değişiyor. Bu durum, rekabet gücümüzü ciddi şekilde etkiliyor,” dedi.
Kileci, Avrupa’nın geçmişte hazır giyim ve tekstil üretiminde Türkiye ve benzeri ülkelerle iş birliği yaparak kendi markalarını oluşturduğunu ancak artan işçilik maliyetlerinin bu stratejinin artık geçerli olmadığını belirtti. “Bu durumu kullanma şansımız kalmadı,” diyen Kileci, maliyetlerin daha düşük olduğu “partner ülkelerle” birlikte üretim yapmanın önemine değindi.
Üretim süreçlerini daha ucuz işçilik maliyetlerine sahip partner ülkelerle kademeli olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirten Kileci, “Ancak işin patronu yine biz olmalıyız. Dönüşüm sürecinin planlı ve programlı bir şekilde yapılması önemlidir. Aksi halde, emek yoğun sektörlerdeki büyük yatırımların bir anda kaybedilmesi ciddi ekonomik zararlara yol açabilir,” ifadelerini kullandı.
Enflasyonla mücadele çerçevesinde uygulanan sıkılaşma sürecinin devam etmesi gerektiğini belirten Kileci, bu süreçte strateji değişikliğinin ekonomik zararlar yaratabileceğini vurguladı. “Yol ve yöntem değişikliği yapmadan devam etmeliyiz. Çıktığımız yoldan geri dönmek, bugüne kadar çektiğimiz eziyeti boşa çıkarır ve geriye düşmemize neden olur,” dedi.
Başkan Kileci, yıl sonunda ihracat hedeflerine ulaşacaklarını da sözlerine ekleyerek, “Bazı sektörler ihracatta kayıplar yaşarken, bazı sektörler ise ilerleme kaydediyor. Yıl sonunda hedeflerimize ulaşacak ve bu zorlukların üstesinden geleceğiz,” şeklinde konuştu.