Demirkıran, “Anne sütü, yeni doğanlar ve bebekler için ideal bir besindir. En kaliteli protein kaynağıdır ve bu sayede bebeğin sağlıklı büyümesi için en önemli unsurdur,” dedi. Anne sütünün yüksek biyoyararlılık, kolay sindirim ve hastalıklara karşı koruma sağladığını ekleyen Uzm. Dyt. Demirkıran, “Anne için pratiktir, hazırlanması zor değildir ve ekonomiktir. Her annenin sütü, kendi bebeğinin ihtiyaçlarına özeldir, bu nedenle anne sütü ‘canlı’ bir sıvı olarak kabul edilmektedir,” şeklinde konuştu.
Uzm. Dyt. Demirkıran, anne sütünün bebeklerin enerji ve besin ögeleri gereksinimlerinin ilk 6 ayda tamamını, 6-12 ayda yarısını ve 13-24 ay arasında ise üçte birini karşıladığını belirtti. “Yeni doğanlar, ilk 6 ay sadece anne sütü ile beslenerek tüm ihtiyaçlarını karşılayabilir. Altıncı aydan itibaren tamamlayıcı beslenmeye başlanmalıdır, ancak emzirme işlemi en az 2 yıl devam etmelidir,” dedi.
Anne sütünün içerdiği antikorlar sayesinde bebeklerin astım, obezite, Tip 1 diyabet gibi birçok hastalığa yakalanma riskinin azaldığını belirten Demirkıran, “Anne sütü alan bebekler daha az ağlar, bu da annenin psikolojik sağlığını destekler ve süt verimini artırır,” diye ekledi.
Demirkıran ayrıca, anne sütünün adölesan ve yetişkinlik döneminde de bireyin sağlığını koruduğunu vurguladı. “Emzirme, annenin sağlığını korur ve birçok hastalık riskini azaltır. Aynı zamanda, anne ve bebek arasındaki bağı güçlendirir,” şeklinde konuştu.
Sonuç olarak, Uzm. Dyt. Tuğba Demirkıran, anne sütünün hem bebekler hem de anneler için sağladığı faydaların göz ardı edilmemesi gerektiğini vurgulayarak, tüm anneleri emzirmeye teşvik etti.