Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Azimşehrin Tanıkları 1

Azimşehrin Tanıklarındaki bu sayıdaki

Azimşehrin Tanıklarındaki bu sayıdaki konuğumuz Besni girişimciliğinin gurbetteki ilk isimlerinden, Besnili gençlerin gurbetteki ekmek kapılarının ilk başta gelenlerinden Sayın İbrahim Tuğsuz… 
Kendisi Besni’ye olan sevgisiyle de gündemimizdedir. Bunu ailesinin adına yaptırdığı bir cami ve son olarak bu Eğitim Bayramında hizmete açtığımız görmeye değer ilköğretim okulu ve ana sınıfı ile de Besni’ye olan katkılarını belgelemiştir. Besnililer adına öncelikle kendisine şükranlarımızı sunuyoruz ve kendisine, Aşağı şehirdeki gençlik yıllarını ve öğrencilik dönemlerini soracağız. Ayrıca kendisi ilk üniversiteli gençlerin başında gelen bir isim olduğu için o yıllar hakkında gerekli açıklamaları istiyoruz. 
İbrahim Tuğsuz: Ben Aşağı Şehir doğumluyum. Ama Aşağı şehirde büyümedim, bizim evimiz Pınarbaşı’ndaydı. Aşağı Şehir ile Yukarı Şehir arasında Pınarbaşı mevkiindeydik. Ama Aşağı Şehirde ki evimiz daha duruyordu. Hatta bir ara Askerlik Şubesi de olmuştu. Eski Meydan Hamamı’nın önünde inersiniz sağ tarafında Söylemezler’in evi var, sağ tarafa döndüğünüzde Şıho Ağa’ların evi var. Bir meydan gibi bir yer vardı, orada da Tuğsuzlar’ın evi vardı ve çok eski bir evdi. Ben sürekli oraya giderdim. Bizim evimizde dayımlar oturuyordu ve onun için sürekli Aşağı Şehir’e gider gelirdik. Daha sonra ben 1 yıl Aşağı Şehir’de Terzi Mehmet Duran’ın yanında şahatlik yaptım. Aşağı Şehir o zaman henüz terk edilmeye başlamıştı. Yazları Terzi Mehmet Duran’ın bağ evine sayfi getirdim. Şakalaşaların evinin altında Terzi Mehmet Duran’ın bir evi vardı. Yemesine içmesine düşkün bir adamdı Terzi Mehmet Duran ve meşhur terziydi. Orada kalfalar Mustafa, Kerem, Veysel, Eski Postahane Müdürünün oğlu Mustafa Ölmez vardı. Ben onun yanında terzi şaartliği  yapardım. Öğlen üzeri Mehmet Duran’ın eşeğiyle, sayfiyi, eti, doldurur ve bana eve götür bunları oğlum derdi. Eşekle sayfiyi getirirken korkardım. Çünkü o zamanlarda civar evler boştu. Tek başıma yani 12 yaşındayken gelirdim. Eşekle sayfiyi alırdım Kozluca’nın orada Mehmet Duran’ın bir evi vardı. İşte ta oraya götürürdüm.
Hasan Emre: Besni ortaokulunun ilk mezunlarından mısınız?
İbrahim Tuğsuz: Bizler Besni Ortaokulunun ikinci mezunlarıyız. İlk açıldığı sene ortaokul olmadığından dolayı  mezun olupta gidemeyenlerle birlikte çok sayıda öğrenci eğitime başladı ancak benim ilk okulu bitirdiğim sene Besni”de orta okul vardı ve hemen başladım. Bu ortaokulun açılması Besni eğitiminde bir dönüm noktası idi. Bu anlamda dönemin Kaymakamı Muzaffer Tanrıöver ve Okul müdürü Salih SAN”ı şükranla anmak gerekir.
Hasan Emre: Lise eğitiminizi nerede aldınız?
İbrahim Tuğsuz: O zamanlarda buralarda lise yoktu. Bir ara Gaziantep’te birkaç kişiden başka okuyan kimse olmadı. Besni ortaokulundan ilk mezunlar Haydarpaşa’ya veya Kahramanmaraş’a lise eğitimini almak için gittiler. Bende İstanbul’da ki akrabalarımıza gittim ve lise birinci sınıfı Vefa Lisesinde, üçüncü sınıfı da İstanbul Erkek Lisesi’nde okudum. Yaz aylarında Besni’ye gelirdik. Biz geldiğimizde aşağı şehir, yukarı şehre taşınma aşamasındaydı. Fakat çarşı yerindeydi. Yukarı şehirde farklı mekanlarda toplanırdık arkadaşlarımızla. Bunlardan bir tanesi de Nedimin Kahvesiydi. Öğlen vakitlerinde arkadaşlarla tava yer, ardından Nedimin Kahvesinde kağıt oynardık. Bu şekilde Besni’de geçen günlerimizi hoş geçirmeye çalışırdık.
Hasan Emre: Üniversiteyi nerede okudunuz?
İbrahim Tuğsuz: Üniversite eğitimimim İstanbul Teknik Üniversitesinde aldım. Buradaki eğitimimden sonra Keban Barajında çalışmaya başladım. Daha sonra Devlet Demiryollarında çalıştım,  Amerikan Firmasında çalıştım ve akabinde Gaziantep’e gelerek kendi şirketimi kurdum. Keban Barajı yapıldığı sırada buradaki kapakların nerede yapılacağı tartışılıyordu. Amerika kredi verdiği için orada yapılması uygun görüldü. Fakat bazı mühendisler tarafından ise Avrupa’da yapılması istenmekteydi. Daha sonra içerisinde benimde bulunduğum bir heyet toplandı ve Avrupaya gönderildik. Türkiye’de ihale çıkarıldı ve kapakların yapımı Avrupa’ya verildi. Şu anda orada yapılan kapakların aynısını biz burada yapıyoruz. Yani aradan geçen 40 senede nereden nereye geldik deniyor ya, işte biz o zamanlar burada yapılamayan kapakları yapıyoruz. Bütün barajların kapakları aynı ve Türkiye’de kendi imal ettiğimiz kapaklardır.
Hasan Emre: Besnililer her gittikleri yerde liderliğe oynarlar. Sayın İbrahim Tuğsuz’da benim bu söylemimi burada haklı çıkardı. Biz Besnililer olarak, tüm Besnililere gurbette ekmek kapısı oldunuz diye size teşekkür ediyor, yaptığınız işlerin diğer Besnili vatandaşlarımıza örnek olmasını diliyorum.