Azimşehrin Tanıkları 10 Hüseyin Şaşmaz (Hakim Hüseyin)

 
Hüseyin Şaşmaz: Dokuzyüz yirmisekizde Alipaşa mahallesinde doğdum. Babamda  Aşşa şeherin şerbetçisiydi  Tuhtur Ahmet derlerdi. Heç okula gitmedim.Siftah Gazozcu Haci’nin babası varıdı Mıstafa dayı onun yanında culfa şaartliğine gittim. Haci Ömer Akdoğan ve Aşıkoğlu Teyfik ortaklardı onların yanında da dokuma işledim.1943 yılında 16 yaşında babam beni everdi. Mahammet ve Möhüttün isminde iki oğlum var. Böyük oğlum Mahammet Ziraat pangası müdürüydü emekli oldu şindi Besni’de.Güççük oğlum Möhüttün de iki oğluda  antepte Merinos fabrikasında çalışıyu. Hanımım Fatma hanımnan 1991 yılında kabeye gittik.Hanımım 2009 yılında vefat etti. Heç kimsiye muhtaç daalim Allahın keremine şükür, Bağgur aylığım var. Başbakandan keyfliyim. Oğlularım torunlarım hepiside hetirimi sayıyular.
Hasan Emre: Dokumacılıkta kimlerdi arkadaşlarınız?
Hüseyin Şaşmaz: Edenin oğlu Mahammet yanı Erdemoğlu, Filliğin oğlu Ahmet
Hasan Emre: Merhum Mehmet Erdemoğlu ile devam eden bir dostluğunuz vardı.Bu dostluğunuz nereye dayanıyor?
Hüseyin şaşmaz: Aklım yiteli arkadaştık heç bozulmadı dostluğumuz.Şindide çocukları ömürlü olsunlar ayni hukukumuzu devam ettiriyular.
 Hasan Emre: Peki ne kadar dokumacılık yaptın?
Hüseyin Şaşmaz: Askere gidene gader dokumacılık ettim. Asgerden geldikten soonada birez dokumacılıkla urgaştım. Soona o zamanın gaymakamı Antepli İrbaham Tevfik Kutlar varıdı dokumacılığı teşvik etmek uçun gopretif gurdu başganıda Bekir Çiçek oldu. O gopretifin 65 numaralı üyesiydim.
Hasan Emre: Nerede askerlik yaptınız ve ne zaman gittiniz? 
Hüseyin Şaşmaz: Dokuzyüz gırk sekizin beşinci ayında asgere gittim.Angara Etimesgutta havacıydım.Celal Gürses isminde yüzbaşımız Naci Bolu isminde Üsteğmenimiz varıdı. 24 ay aynı bölükte ayni gomutanlarnan asgerlik yaptım.Asger arkadaşlarım; Feti beğin oğlu terzi Kemal, Boyaçı Bekir, Mıstafa Nergiz, Hozanın oğlu Vakas, Dursun Şeker ve Gızılinli Müslüm Erişahinde çavuşumuzdu.
Hasan Emre: Bize Alipaşa mahallesini ve komşularınızı anlatırmısınız?
Hüseyin Şaşmaz:  Tahtaobasıynan Alipaşa mahallesini dere bölerdi soona tahtaobasına Kahta mahallesi dendi.Alipaşa mahallesiynen Yeni mahalle iç içeydi. Gonşularımız hanısını sayım Haci pitov, Usta Mahammet, Vakas Çavışın oğlu Hüseyin, Nariçinin oğlu Duran, Nalbant Ballı, Baybay Mıstafa, Vakkas Balta, Fillik Duran, Mahlöz, Bağırsıkçı Mahammet, Gınacının oğlu Haci Ömer dayı…
 Hasan Emre: Peki Hüseyin Ammi; Bağobanız neresiydi? Orada komşularınız kimlerdi ?
Hüseyin Şaşmaz: Bağobamız sarılar obasıydı.Gonşularımız Tahmaz Ali,Mahammet Nergiz, Datlı Nergiz, Ömerin oğlu Mahammet bu elektrikçi Ballı vara onun babası, İz Ahmedin oğlu Mahammet, Mıstafa Cila, Beşgırma Abızar, Haci İrbaham Hoca, Garabaş Ali, Köşger Möhü, Haci Çete, Sarının oğlu Haci Ahmet dayı, sait, Takır Vakas Yan Ali, Pinti Aliynen Gardaşı Mahammet,Kör Abdi ağa
Hasan Emre: Peki Hüseyin amca; Sarılar obası demişken hep söylenir Sarılar obasını eşkiyalar bastı diye; Bu olayı biliyormusunuz? Bize anlatırmısınız?
Hüseyin Şaşmaz: Dokuzyüz ellidört senesinin sekizinci ayıydı. Cumartesini bazara bağlıyan geceydi üzümler artık yiniyudu. Vahıt epeyce olduydu silah sesi duyuluncu Ömerin oğlu Mahammet dayıynan yekindik gahtık.O zaman elktirik yoh mahallede bi velvele goptu. Sait irahmetlik satan evinde gama bıçağıynan öldürülmüşdü, soona bi mavzer sesi eşittik biti gittik ki Haci Çete vurulmuş. Gurşun sol börgünden girmiş döşünden çıhmıştı. Köşger möhüde yaralıydı amma yarası ağır daaldi hatta oğlu Beşirede saçma daamiş atletini yakmış amma yara almamıştı. Sait Köşger möhünün yiğeninin gocasıydı aslı Şambıyatlıydı ikisinede yiğin gadir oldu.O meseleden soona gözelim sarılar obası bi daha eski neşesini bulamadı hatta darmadağın oldu.
Hasan Emre: Peki Hüseyin amca sohbet çok koyu gidiyor ancak Şerbetçiliğe daha başlamadık. Kimlerdi Şerbetçiler?
Hüseyin Şaşmaz: Babam Tuhtur Ahmet, Goruğun oğlu Mıstafa dayı, Çilman, Danacı, Çöçün Bekir, Mercovun oğlu Ali,Takır Mahmıt, Gahvecinin oğlu Haci, Berberin oğlu Mahammet, Müslüm, Ali goyun, Garababaydı. Gızılinli Şıho dayıda şurup satardı.
 
Hasan Emre: Şerbetçilik  yaz mesleği peki kışları ne yapıyordunuz?
Hüseyin Şaşmaz: Yokarı şeere göçüncü dokumacılıkda iş galmadı satan,motorlu dezgahler çıhtı. Çilmannan birabar hamballık yapmıya başladık yazlarıda şerbet satardık.
Hasan Emre: Peki Şerbet soğuk içilmesi gereken bir içecek buz falan nasıl yapardınız?
Hüseyin Şaşmaz: Ezel buz yohtu. Taa niçe soona icat oldu. Gar basarlardı garcılar. Bi sene bütün şerbetçiler toplanıp gar bastık. Soona  hep Dilsizin oğlu İrbaham dayıdan alırdık. Buz icat oluncu Maşın oğlu Ahmet maraşdan getirirdi ondan alırdık.
Hasan Emre: Nasıl yapılırdı boyam şerbeti? Nerden alırdınız boyamı yada meyan kökünü 
Hüseyin Şaşmaz: Aşşa Çöplü, Sallak, Hüs köylerinden alırdık son zamanlarda Kızılinden aldık. Senede 800-900 kilo boyam alırdım. Şindi çeki yolar biz tek tek seçerdik kötülerini atar eyilerini gene tek tek döverdik. Nur içinde yatsın hanımım çok emek verdi gonşular boyam eve gelinci aha tuhtur Ahmedin gelininin guması geldi derlerdi. Heç bi gün şerbete bi gram yimek sodası gatmadım. Soda gatarsan şerbet gararır hemide nezzeti olmaz.
Hasan Emre: Peki Hüseyin Amca; Bizler çocukken hemen hemen bütün şerbetçilerde bi tanede ya naylon yada teneke bardak olurdu ve buna Haci’nin bardağı derlerdi. Bunu biraz anlatırmısınız?
Hüseyin Şaşmaz: Yalanız Hacinin uçun daaldi ama hep Hacinin bardağı dendi.Kütov varıdı Babanya varıdı soona Abbas vardı.Bi ırbığ dolusu suynan durulanırdı bardaklar onların iştiği bardağı geri vatandaşa ne gader durulasanda çooh adamın madesi almaz amma onlarıda gırmah olmaz.Onun uçun siftan ben ihdas ettim Hacinin bardağını soona şerbetçilerin alayında Hacinin bardağı oldu.
Hasan Emre: Peki Hüseyin amca çok Teşekkür ediyorum sana bu güzel sohbet için.Son olarak gazetemiz aracılığı ile okurlarımıza neler söylemek istersin.
Hüseyin Şaşmaz: 44 sene Şerbet sattım. Herkeşin kesesine bereket versin.Çoh adam Taa İstambıldan para salardı sebil etmem uçun.Kimsenin guruşuna tenezzül etmedim. Parayı dezene teslim ederdim tuluğu doldurup evden çıkarken bi tuluğun parasını alırdım.Eğer ben ölürsüm filanca adamın parası bu derdim.filan filan adamında şu gader tuluğ sebil parası sende derdim.Eğer benim kimde hakım varısa helal olsun.Ben köyünden şeherinden heç kimseden incimedim.
 
Katkılarından dolayı Foto Yıldız’a (Baba Şükrü’nün Foturafçı Tükeni) Teşekkür ederiz…