Azimşehrin Tanıkları Ali DİLSİZ

  Ali Dilsiz: Ben 1943 yılında Aşağı şehir Kahta mahallesinde yanı Tahtoaba’da  dünyaya geldim. Aşağı şehrin köklü esnaflarından İrbaham Dilsiz’in beş oğlunun en küçüğü ve hayatta kalan son oğluyum.Bir oğlum üç kızım var Hasan Emre: Ağabeyleriniz kimlerdi ve ne iş yaparlardı? Ali Dilsiz: Biz ailece bakkaldık en böyük edem Mustafa onun güççüğü Mahammet edem,  Bekir […]

 
Ali Dilsiz: Ben 1943 yılında Aşağı şehir Kahta mahallesinde yanı Tahtoaba’da  dünyaya geldim. Aşağı şehrin köklü esnaflarından İrbaham Dilsiz’in beş oğlunun en küçüğü ve hayatta kalan son oğluyum.Bir oğlum üç kızım var
Hasan Emre: Ağabeyleriniz kimlerdi ve ne iş yaparlardı?
Ali Dilsiz: Biz ailece bakkaldık en böyük edem Mustafa onun güççüğü Mahammet edem,  Bekir edem ve Şıhlı edem hepte bakkaldık.Menderes ingilabında yoharı şeerde Mustafa edem ben ve şıhlı edem üçümüz ortak bakkallık etmeye başladık. Babam aşşa şeherde bakkallığın yanında kar basarak yaz ayları kar ticareti ve ayrıca leblebi imal ederdi. Babam 1966 yılında Bekir edem ise 1968 yılında çok genç yaşta vefat etti. Besni’de Bakkalığı bıraktıktan sonra Çiftehan’da dükkan kiralayarak  Alanya çevresinde ise seyyar olarak  satıcılık yaptım 
Hasan Emre: Çıraklığa Babanızın dükkanındamı başladınız?
Ali Dilsiz: Yok ben siftah eniştem türkmen irbahamın yanında on sene tenekeci şaartliği ettim. 
Hasan Emre: Beş erkek kardeşin yanında kaç kız kardeşiniz vardı?
Ali Dilsiz: İkide bacım vardı, biri tenekeci irbaham ile evliydi oda vefat etti. Diğeri Zeynep  bacım  Gadı Ahmetlerden  merhum süslü Efendi’nin hanımı onunla  ben sadece hayattayız.
Hasan Emre: Aşağı şehirde şehir eviniz ve komşularınızı anlatırmısınız? 
Ali Dilsiz: Kahta Mahallesinde yani Tahtaoba’ da otururduk.Tahtaoba camısının hemen üst yanındaydı evimiz. Sarının oğlu Haceli dayıgil, Boğusun oğlu Mıstafa dayı, gadı Ahmetler , gasap Hafızgil
Hasan Emre: Bağ obanız ve komuşularınız kimlerdi?
Ali Dilsiz: Bağ obamız Gayardındaydı.. Güleyin oğlu Ali dayı ve gardaşı  Haci dayı , Terzi Ali’nin oğlu Mıstafa ve Keşiş Maho en yakın bağ obası gonşularımızdı.
Hasan Emre: Aşağı şehirde Bakkallar kimlerdi? Yani meslekdaşlarınız veya rakipleriniz diyelim?
Ali Dilsiz: Yetimoğlan vardı  soona ammim Ahmuş bakkalıdı, Panovun oğlu Mıstafa dayı, Çümbov Bekir öte yandan  Gadife Vakas ve Gabadayı Bakkallığın yanında Tekel bayiliği yani sigara, içki ve ispirto satarlardı.Bakkalların hepisi ayrıca gazyağıda satarlardı.O zamanların en önemli tüketim maddesi gaz yağıydı hemi gece lambasında  hemide gazocağında gullanılırdı.
Hasan Emre: Ne zaman ? Kiminle? Nerede ve Nasıl bir düğün ile evlendiniz?
Ali Dilsiz: Müslümağa’nın oğlu Haci Hüseyin Efendi’nin kızı Seher hanımla 1963 yılında askere gitmeden 3 ay ezel evlendim. Düğünüm yukarı şeherde daşocağına inerken hemen sağdaki evimizde oldu. Erkek düğününü gızılay binasında yaptık. Kör terzi bazi kadınlara bazi erkeklere çaldı ayrıca Adıyamanlı kemancı memoş vardı onuda getirdik. Güvaa hamamım ise Yeni Besni mahallesinde O zamanlar yeni yapılan Belediye hamamında oldu.
Hasan Emre: Bakkalıkta mal temini ödeme gibi konular nasıldı? günümüz ile karşılaştırmak gerekirse?
Ali Dilsiz: Tüm mallar esnaflar  tarafından başta Gaziantep olmak üzere civar illere gidilerek  temin edilirdi.Bir gün giderdik antebe iki günde orda galırdıh anca devrisi gün dönerdik. Şindi Antep de Halep te milletin ayağına geliyo. Çarşı bazar yıl on iki ay damatis balcan basılı. Bazi yazmı gışmı deyin garahtığım oluyu. Eskiden yağmamıydı zemanında bile sebze meyve alıp satmıya esnaf arıya gider deyin çekinirdi.Bazi üç beş esnaf bir olur sebze meyveyi ortak alır satardı.Soona gışın bile portakal alıp satmıya çokluk heves etmezdik çünkü galanı arıya gider deyin gorğulurdu.Bi çocuk veya bi şaaert babamın veya ustamın selamı var deyin geldiği bille ne isterse alır giderdi.Birarıya güven vardı hatır gönül vardı. Şindi nerdeee..!!! Deve dişi gimi esnaf dendiği bille sözler senet yerine geçerdi . Çok şükür tüm esnaflık hayatımda bu gururu daşıdım. Çiftçi aileler belli hasat zamanlarında gelirler borçlarını öderlerdi. Eğer bir şekilde tabiii afete maruz kalır veya aile resinin vefatı gibi durumlard kişilerin borçları bir sonraki seneye bile kalırdı.
 Hasan Emre: Bizler sizi Mustafa Baba dergahından da tanıyoruz.Hatta orada semazen olarak uzun yıllar görev yaptınız ? Nasıl oldu semazenliğiniz anlatırmısınız ?
Ali Dilsiz: Yaptınız diye sorarsan bırakmış anlamına gelir.Daha bırakmadım Allah ömür verdiği sürece ayaklarım yere bastığı müddetçe  devam edeceğim semazenliğe. 1972 yılında Mustafa Baba dergahına girdim.Çok şükür halende devam etmekteyim.İlk girdiğim dönemlerde Durun Uslu dayı  yani Tokov Duran dayı zikir esnasında büyük bir huşu içerisinde dönerdi ilk ilhamı Allah rahmet etsin Duran dayıdan aldım.Sonraları Mustafa Baba’nın da izni ile semazenliğe devam ettim.
Hasan Emre: Peki Ali ammi , dillerini sağlık bize geçmişe dönük Besni esnaflığını yaşattın ; Son olarak gazetemiz aracılığı ile hemşehrilerimize söylemek istediğiniz bir şey var mı ?
Ali Dilsiz: Herkeş var olsun gür olsun; dediğim gibi bu zamanın bolluğunun bereketinin gıymatını bilsinler, böyükleri saysınlar güççükleri sevsinler. Bende okuyan herkeşe selam ederim böyüklerin ellerinden güççüklerin gözlerinden öperim.

 

Exit mobile version