Ali Erdoğan: 1936 yılında Aşağı şehirde dünyaya geldim.Dumlupınar ilk okulunu bitirdim. Okumak istememe rağmen ki o yıllarda Orta okulda açılmışken bir türlübabamı razı edemedim.Kendi başıma kayıt yaptırmışken orta okula gidemedim.Günlerce Orta okul rüyama girmişti.Sonra Terzi çıraklığı kalfalık ustalık derken son olarakta kuyumculuk mesleğini seçtim halende devam etmekteyim. 4 oğlumdan en küçüğü Ömer Faruğu 23 yaşında Gaziantep Tıp fakültesi öğrencisiyken elim bir trafik kazasında kaybettim.
Hasan Emre: Bize okuduğunuz o günkü Dumlupınar ilkokulunu anlatırmısınız?
Ali Erdoğan: Dumlupınar ilk okuluna 1943 yılında başladım.O yıllarda Aşağı şehir her gün gücünden bir şeyler kaybetmeye başlamıştı.Hükümet konağı ve Dumlupınar ilk okulunun yapılması bunun ilk başlangıcıydı sonraları Belediye Nedimin kahvesi ve bunların etrafında şekillenmeye başlayan şehir 1950 yılında hız kazanmış 1960 yılında ise neredeyse Aşağı Şehir tarihe gömülmüştü.Evimiz aşağı şehirdeydi her gün yarım saatlik yaya yolu büyük bir zevkle gider gelirdik.Öğretmenimiz Nirriye Nekes ve Şükrü Ozan bizi beş yıl boyunca okuttular.Başöğretmenimiz Malatyalı Abdulkadir Ararat isminde değerli bir eğitimciydi. Sınıf arkadaşlarım Dr ismail Hakkı Arslan , Mustafa Toplu , Mehmet İbişağaoğlu yani Petrolcü Mahammet ağa , Rıfat şahin , osman isot , Osman Değirmenci ( mestik ) bunlar en yakın sınıf arkadaşlarımdı.
Hasan Emre: Bize aklınızda kaldığı kadar Aşağı şehir çarşısını anlatırmısınız?
Ali Erdoğan: Babamın Atter dükkanı çarşının merkezindeydi sık sık giderdim ve bir çok şeye canlı şahit oldum. Genelde tüm esanflar gurup gurup bir yerde toplanmıştı.Kasap pazarı , Köşker pazarı , Nalbantlar , manavlar tüccarlar hep yanyanaydı.Ben genç cumhuriyetin çocuğuydum. Osmanlıcadan latin alfabesine geçildiğinden okul çağı geçmiş büyükler tüm hesaplarını eski türkçeyle yaparladı.Öyle ki bu kesimin askerde olan çocuklarına yollayacağı mektubu Boyacı Deli Mahammet isminde biri 5 kuruş karşılığında yazardı.Belediye Dellalı Karagöz Ahmet dayı sonralı Haci Hıltan ellerinde ki metni belli aralıklarla çarşıda kısmen yüksek yerlere çıkarak okurlardı.Köylü’nün çekilmesi ile tehnalaşan çarşıda Kör Terzi’nin zaman zaman cümbüşü ile çok güzel gazel ve türkü söylediğini hatırlarım.Besni gerçekten o zamanlar bölgenin bir cazibe merkeziydi yüzden fazla köşger dükkanı 7-8 tane tabakhane denilen deri fabrikası vardı. Tabaklıkla ilgili fıkraya benzer bir şey anlatılırdı. Çocuğun biri bir hafta Tabaklığa gider sonra ben gitmem artık der; Babası nedenini sorduğunda belledim baba der. Babası neyi belledin oğlum der ; Baba çarşıdan aldın deriyi , getirdin sürüyü sürüyü , oturdun kılını yoldun aha oldu sana sahtiyan ( işlenmiş deri ) der.Ayrıca Şehir esnafı olsun diğer çiftçiler olsun hep kasket hatta bir çoğu fotr şapka giyerlerdi aklımda kalan şapka giymeyen tek kişi Berber Ali ustaydı.
Hasan Emre: Size aile olarak Anteplioğulları deniyor ; Bu nereden nasıl geliyor?
Ali Erdoğan: Bizim asıl aile lakabımız Haci Kasım’larmış bu isimde Besni’de birde mahalle vardı.Ancak bir taziye için Antep’ten gelen akrabalar dönüşte yanlarında bizden bir çocuğun ağlama ve ısrarlarına dayanamayarak yanlarında antebe götürüyorlar yaklaşık 6 ay antepte kalan çocuk Besni’yedönünce adı antepli kalıyor ve onun oğluna da Anteplioğlu deniliyor ve öylede kalıyor. Bu konu dedemden öğrendiğim kadar 250 yıl öncesine dayanır.
Hasan Emre: Terzilik mesleğine nasıl başladınız? Baba mesleğinizmiydi?
Ali Erdoğan: Yok Babam Atter yani aktardı. Terziliğe ilk okul yıllarında yaz tatillerinde Edenin oğlu İbrahim usta yani Mehmet Erdemoğlu’nun babasının yanında çırak olarak başladım.İlk okulu bitirdiğimde Aşgaroğlu Haci Mahammet ustanın yanında iki yıl çalıştım sonra orta şehirde yani yeni Besni’de birinci sınıf terzi olan İbrahim Kayhan’ın yanında çalıştım.İbrahim ustanın Antebe taşınması ile aynı dükkanı Terzi Mustafa Karadayı ile birlikte 7 yıl çalıştırdım.Askerlik dönüşü kendi adıma açtığım Terzi dükkanını 1976 yıla kadar devam ettirip Kuyumculuk mesleğine geçtim.
Hasan Emre: Bize Aşağı Şehirdeki Terzi dükkanlarını sayabilirmisiniz?
Ali Erdoğan: Edenin oğlu İbrahim usta (Erdemoğlu), Terzi Ali Efendi (Arslan), Mehmet Tümer (Haci Baba), Hüseyin Salıcı, Hulletin oğlu Ahmet usta (Elçi) Mehmet Uğur (Aşgaroğlu) Fayığın oğlu Efendi (Cansız), Mahammet Duran, Terzi Paşa, İbrahim Kayhan, Mustafa Karadayı ve Süleyman Arslan aklıma gelenler bunlar unuttuklarımdan da özür diliyorum.
Hasan Emre: Anteplioğlu Haceli Dayı ismi Besni için önemli bir isim; kimdi nasıl birisiydi?
Ali Erdoğan: Dedem gerçekten Besni esnaflığını her yönü ile üzerinde taşıyan birisiydi.Senin dedem için bir şiirinde dediğin gibi “Anteplioğlu Haceli dayıydı dertlere derman…” cümlesinde ki gibi gerçekten öyleydi. İlaç konusunda bırakın Besni’yi tüm çevrede özellikle göz hastalıkları başta olmak üzere yaptığı karışımlar dillere destandı. Sadık Ağa’nın oğlu Mustafa Efendi zamanında uzun süre Belediye meclis üyeliğide yaptı.
Hasan Emre: Birde dedenizin peynir mayası satması ile ilgili güzel bir anı anlatılır; bunu sizin ağzınızdan dinleyelim…
Ali Erdoğan: Dedemin yakın dostlarından şehrin ileri gelenlerinden birisi yanında çalışan adamı ile bir gün önceden kendisinden aldığı peynir mayasını geri gönderir; adam dedeme hitaben; mayanız bozukmuş ağam geri gönderdi deyince hiç istifini bozmadan ağana selam söyle bizim mayamızdan bu zamana kadar hiç bozuk çıkmadı kendilerinin sütünde bir bozukluk vardır der.
Hasan Emre: Aşağı Şehirdeki evinizden komşularınızdan bahsedermisiniz?
Ali Erdoğan: Ben 4 yaşına gelene kadar Büyükbabam ile birlikte Taşcami mahallesinde oturduk.En yakın komşularımız Kebabçılar , Kel Mestovlar ve Urfalılardı sonra Babam dedemden ayrılınca sırası ile Tahtaoba (Kahta), Ortaoba (Hamra) ve Meydan mahallerinde oturduk.
Hasan Emre: Aynı şekilde Bağobası mahalleniz ve komuşularınız desem?
Ali Erdoğan: Dede yurdumuz Süphaneydi buradaki komşularımız; Hızır Aliler, Bekir Beğler, Hürüler, Ayvazlar Aşağı Süphane’de Mıstıklar, Küçükbeylerdi. Sonra döne dönem bağobası evi kiralayarak Kayaardı, Aşağı Sarhan, İbicekli obası ve Kızılbayır olmak üzere son olarakta Aşağı Şehrin dağılması ile Yukarı şehirdeki evizim olan Korupınarı mahallesinde oturduk. İbicekli obasındaki komşularımız gilizler, Garcı Alilerdi Kayaardındaki komşularımız ise Haci Kirip Bekir Efendiler, İbrahim Ağalar ve Çolak Alilerdi.
Hasan Emre: Sizi uzun yıllardan beri Kızılay Besni şube başkanlığında başarılı çalışmalrınızla görüyor ve takdirle izliyoruz.BUna son yıllarda Kamu kurumlarını destekleme derneği eklendi ve bununla ilgili özellike Yeni Besni Devlet hastanesine çok güzel hizmetler verdiniz. Bu enerjiyi neye borçlusunuz?
Ali Erdoğan: Okuma isteğim tamamen topluma yararlı olma düşüncesine paraleldi. O hayalime erişemeyince rabbime her ibadetimde bana topluma yararlı hizmetler nasip eyle demişimdir. Eğer bu hizmetlerim sizler tarafından takdir ediliyorsa demekki dualarım kabul olmuş demektir.Gerçekten Topluma lokomotif olmak gerekir; Buna bir örnek vermek istiyorum; Besni’ye orta okul açılma projesi 1934 yıllarına dayandığı söylenirdi o yıllarda hayata geçirilemeyen bu proje sonraları alman harbi ve yokluk yılları sonrası yine dönemin kaymakamı Muzaffer Tanrıöver’in girişimleri sonucu taa 1948 yılında hayata geçirildi. Biz buna benzer bir uygulamyı İmam Hatip Lisesi açılmasında gerçekleştirdik. Şöyle ki Besni’ye İmam Hatip okulu açılması fikri ortaya atılır atılmaz hemen İmam hatip okul yaptırma ve yaşatma derneğini kurduk ve okulu bir yıl içerisinde faaliyete geçirdik.Aynı derneğin çalışmaları neticesi yaklaşık 15 yıldan beri öğrenime devam eden Besni Yüksek Okul binasınıda yaptırıp eğitimin hizmetine sunduk. Aynı şekilde Kızılay çalışmalarımız her konuda bir çok ili geride bırakır durumda.Bir çok kişiye ayni ve nakdi yardımlar şehir merkezinde kendine ait mükemmel bir bina kazandırdık.Tabi bunlar tamamen Besnililerin eseri sizin aracılığınız ile herkese şükranlarımı arz ediyorum. Aynı şekilde son olarak Besni Devlet hastanesinde derneğimiz aracılığı ile oda tefriş etmek için adeta yarışan hemşehrilerimizede minnet duygularımı ifade etmek istiyorum.
Hasan Emre: Oğlunuz Sn Mehmet Erdoğan iki dönemdir parlamentoda Adıyaman Milletvekili olarak görev yapıyor. Nasıl bir duygu Milletvekili babası olmak?
Ali Erdoğan: Elbette çok güzel bir duygu. Onun memlekete verdiği hayırlı hizmetlerden son derece mutlu oluyorum. Tatlı zorluklarıda var tabiki toplumun her kesimini mutlu etmek takdir edersiniz ki mümkün değil. Bu konuda bir kaç anımı sizlerle paylaşmak istiyorum ; Komşum ve meslekdaşım rahmetli Mustafa Narin diğer siyasetçileri örnek göstererek senin oğlun bu işi bunlardan çok daha iyi yapar izin ver sonra vebale girersin derdi yine Yıllar önce bir yarışmada Mehmet birinci olmuştu sanırım ödülünü alırken veya yarışma sırasında verdiği cevaplarda ki tok ve etkileyici sesi ile yanımda bulunun rahmetli Av Mehmet Emre yi etkilemiş olucak ki kulağıma eğildi ve fısıldayarak bu çocuğun geleceği çok parlak demişti.
Hasan Emre: Verdiğiniz bu değerli bilgilerden ve bize ayırdığınız zamandan ötürü size Teşekkür ediyoruz. Son olarak bizim aracılığımız ile okurlarımıza neler söylemek istersiniz ?
Ali Erdoğan: Öncelikle senin şahsında Besni Ekspres gazetesinin tüm çalışanlarına böyle bir hizmet vererek Besni’nin değerlerini gelecek kuşaklara Belge niteliğinde aktardığınız için Teşekkür ediyorum.Besnililer ise başka Besni yok diyor herkese sağlık ve esenlikler diliyorum.