Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Azimşehrin Tanıkları İbrahim Çakallı

  İbrahim Çakallı: Ben

 
İbrahim Çakallı: Ben Tüccar Mehmet Çakallı’nın 4 oğlunun en büyüğüyüm. Anam rahmetlik annebi üzümü vahtı doğdun derdi.1930 yılının annebi üzümü vahtı bağevimizin bulunduğu süphanede doğmuşum.1941 yılında Dumlupınar ilkokulunu bitirdim.Hayatım boyunca babamın mesleği olan manifaturacılık yaptım.1950-1952 yılları arasında Malatya’da askerlik görevimi bitirdikten sonra 1953 yılında aynı zamanda babamın dayısı olan Mehmet İsot’un kızı Gülüsüm hanım ile evlendim. 2 oğlan 2 kız babasıyım. Cenabı Allah bir oğlum ve bir kızımı genç yaşta aldı benden. Büyük oğlum rahmetli Ercan’dan kendi adımı taşıyan İbrahim adında bir torunum ile küçük kızım Gülsen’den  Hüseyin Cem ve Cansu adlarında üç torunum var.
Hasan Emre: Bize okul ve çıraklık döneminizi anlatırmısınız ?
İbrahim Çakallı: İlk okula aşağı şehirde Şakalaşların evinde başladım sonra Yukarı şehirde yeni bina yapılınca orada devam ettik ve 1941 yılında mezun oldum. İlk okul öğretmenlerim Nuri Eren ve Muallim Ahmet efendi (Öcal) her ikiside nur içinde yatsın.Dayım Murteza İsot Malatya’da il daimi encümeni olduğundan dolayı Malatya’da dayımın yanında orta okula başladım. Bir yıl devam ettikten sonra dayımın vazifesi sona erdiği için okulu bıraktım. Bir sene Terzi şaaaertliği Mahammet Duran usta ile Haci Mahammet Yenihan’ın ortak terzi tükeninde yaptım.Soona 13 yaşımda dayım Murtaza İsot’nan ortak manifaturacı tükeni aştım.1945 yılında dayım vefat edince tek başıma devam ettim. Dayım Murteza İsot deyipte geşmelimiydi Hasen efendi. Nur içinde yatsın hetirli gönüllü surfası geniş adam gimi adamdı. Murteza dayımın en yakın dostları deden Hasanağa, Hocazade mahammet efendi, Müftünün oğlu Mustafa efendi Latif beğ, Haci beğdi.Dayım sarhanda Ali beylerin evinde otururdu Sarhan’da gahvede deden Hasanağaynan tavla oynarlardı.Dayım İsmet İnönü ile yakın arkadaştı İnönü’den dayıma mektup gelirdi ayrıca o zamanın Malatya Milletvekili Dr Cafer Özelçi’de dayımın çok yakın gardaş gimi yakınıydı. Dayımın çocuğu yoktu 1945 yılından belli O günden bugüne her namazımda her ibadetimde fatiha ederim.
Hasan Emre: Aşağı şehirde  eviniz nerede ve komşularınız kimlerdi ?
İbrahim Çakallı: Biz gavahlı camının yanında Meydan mahellesinde otururduk. Sadık ağanın oğlu Mustafa efendi, gardiyan Mahammet efendiydi gonşularımız. 1954 yılında Yeni Besni mahallesinde şindiki senin ezzağanayın yerine ev yaptırdım yukarı şehere göştük.
Hasan Emre: Peki Bağobanız aynı şekilde sorsam?
İbrahim Çakallı: Bağevimiz Süphanedeydi , O nasıl gonşuluk o nasıl huzurdu hasen efendi ? sekilerde oturmalar hep birarada namazlar gılınır şindi nerdee
ayni apartmanda kimse kimseyi tanımıyu Allah sonumuzu heyir getire. Süphanede Fayıklar(Cansız), İsot Bekirler (Erbey) Haci Ramazanlar (Oruç) Cin İrbahamlar (Oruçoğlu) bide peri bacı vardı.
Hasan Emre: Aşağışehirdeki manifaturacılık sektörünü bize anlatırmısınız?
İbrahim Çakallı: Manifaturacılık en gözde mesleklerden birisiydi.Sadece Besni değil çevreden Adıyaman toprağından bile düğün pazarlıkları için Besni’ye  gelinirdi. Manifaturacıların yanında düğün alış verişlerinde Terzilerinde rolü büyüktü. Terzi demişken size bi şey anlatayım; çocukluğumda yanında şaaaertlik ettiğim Mahammet Duran ustamı alış verişlerde tükene sanki ayağıma çağırmış gimi haya ederdim kumaşları keser terzi tükenine gendim götürürdüm.
Alınan kumaşlardan isteğe göre zıbın, fermana vs şeyler dikilirdi.Alışveriş bitiminde köyden veya civar il ve ilçelerden gelenler geri dönsede bir veya iki kişi Terzilerdeki işlerin bitmesi için beklerlerdi ve onlar manifaturacı esnafı tarafından misafir edilirdi.Alış verişler güven ve hatır çerçevesinde yapılır düğün sonu köy yerinde ise yapılan şabadan sonra hesaplar görülürdü.O zamanlar özellikle köylerde düğün daveti dürü adı verilen hediyeler ile yapılırdı.Bunun için 300 hatta bazan 500 kişiyi çağıracak basma veya çit hatta bazı yakın dostlara kirve veya sağdıçlara erkek elbiselikler veya daha ağır kumaşlardan kadın elbiselikleri alınırdı.
Hasan Emre: Anladığım kadarı ile hazır giyimin olmadığı dönemlerde devasa bir sektörmüş manifaturacılık.Peki mal temini yada ne bileyim nereden alırdınız? Besni’ye nasıl gelirdi?
İbrahim Çakallı: İstanbul’dan alırdık.İlk İstanbul’a ilk 17 yaşımda gittim paramı belime bağladım yanımda nur içinde yatsın İbrahim Doğar vardı ilk sefer beraber gittik sonraları yalanız gittim.Gölbaşından trene biner dorguu haydarpaşada iner vapurnan garşıya geçer Galata körpüsünde tramvay yolunu takip eder İskenderiye oteline yerleşirdim. O zamanında dev esnaflarından Fahri ve Avni Kığılı’nın mağazası merkezimizdi paramızı oruya teslim eder oradan alacağımızı alır sooona öteki ihtiyaşlarımız uçun alışverişe çıkardık.Aldığımız malları Kığılı mağazasına götürürler verdiğimiz gartlarda yazılı parayı ordan alırlardı. Kığılı mağazası toplanan malları  hamballarnan  balyalar yapıp Devlet demir yolları  ambarına gönderilirdi. Gölbaşı Tren istasyonuna gelen mallarımız oradaki gomisyoncu hemşehrimiz Salıcılar vardı Mahli Leblebici vardı  onlar gamyonlarnan Besni’ye getirirlerdi. Gelen gamyon anca nalbant Hasan’ın hanının oruya gader gelir ondan öte gitmezdi. Bi keresinde 205 kilo gelen balyayı Nalbant Hasan’ın hanından bizim tükene tek başına Bayram Gala aparrım dedi. Aparamazsın dedim  2.5 liraya o zamanlar yelönü derlerdi ver bi yelönü dedi aparrım dedi. Yaklaşık 200 metrelik yere 205 kilo gelen balyayı tek başına götürdü Allah mekanını cennet etsin.
Hasan Emre: Peki İbrahim amca; alışverişlerinizde para olmadığı veye paranızın yetmediği  zaman ne yapardınız? Nasıl mal alırdınız?
İbrahim Çakallı: Paramız yetmezse açık hesap borca galırdı ne senedi ne çeki soona ya bi gidennen gönderirdik ya öteki gidişimizde götürürdük.1942 yılında Alman harbi zamanı durgunluk ve kıtlık zamanıydı.Anadolu’da müşterilerde olan alacakları için Fahri Kığılı Besni’ye geldi.Babamın tükeninde oturdu Tüm esnaflar bir saatin içinde ne gader borçları varsa getirip teslim ettiler.Ben çocuktum daha dün gimi aklımda helal olsun Besnililere dedi.Bütün esnaflar mısafır etmek uçun ısrar ettiler ama bizim tükende bi öğle yimaaa yiyip Besni’den ayrıldı.
Hasan Emre: Biz yaştakiler sizi hep Adana ile anımsarız. Adana ile tanışıklığınız yerleşmeniz nasıl oldu.
İbrahim Çakallı: 16 Nisan 1956 yılında dayım,gayınbabam isot Mahemmedin ısrarı üzerine Adana’ya göştüm .Halbıki benim göynüm İstanbuldan yanaydı amma gısmet olmadı. Adana’da 44 yıl Yağ cami garşısında Öz İpek mağazası adıyla tüccarlık ettim.Allahın keremine şükür hemi şahsım hemi Besnililik adına herkeşe faydam oldu zerarım olmadı.Akbankın , İş bangasının en gıymatlı açık kredili ve güvenilir müşterisiydim. 2000 yılında esnaflığı bıraktım.2005 yılında by pass ameliyatı oldum .2009 yılında Hacca gittim Gülüsüm dezene doktorlar izin vermediler.Ben yalanız gittim hemi onun adına hemde Mırtaza dayım adına orada umre yaptım.
Hasan Emre: Peki İbrahim amca ; bu söyleşi için ilerlemiş yaşınıza rağmen bize bu kadar zaman ayırdığınız için çok teşekkür ediyorum.Son olarak bizim aracılığımız ile okurlarımıza neler söylemek istersiniz ?
İbrahim Çakallı: Herkese başta selamlarımı sevgilerimi yolluyorum. Bu dünyada doğruluk dürüstlük Allah için çalışmakdan güzel bi şey yok.Bende sana teşekkür eder gözlerinden öperim.