Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Azimşehrin Tanıkları: Mustafa Keremoğlu

Bizim kuşak kendisini Siyah

Bizim kuşak kendisini Siyah Beyaz televizyonun hayatımıza yeni girdiği dönemlerde Televizyon almak için insanların sıraya yazıldıkları günlerle hatırlarlar.Önce kendisini tanıyalım ?
 Keremoğlu  : 1934 senesinde bağ evimiz,hayatımın en güzel günlerini geçirdiğim pınarbaşı  mahallesinde doğdum.Aşağı şehrin sayılır Tüccarlarından Haci Kerem’in Beş erkek çocuğunun en güççüğü benim.İkide  bacım vardı. Hayatta tek ben kaldım.Hepisininde mekanı cennet olsun ne diyek
Hasan Emre : Okula gittiniz mi ? Gittiyseniz öğretmenleriniz, arkadaşlarınız kimlerdi ?
Keremoğlu : İlk okul birinci sınıfı aşşa şeherde şakalaşların evinde okudum. Biz ikinci sınıfa geçtiğimizde Dumlupınar ilkokulu’nun orta şeherdeki yeni binası bitmişti kalan dört seneyide orada okuduk. Yani Dumlupınar ilk okulunun yeni binasında okuyan ilk öğrencileri bizleriz. Okul müdürümüz Malatya’lı Abdulkadir 
Hasan Emre : Az önce Dumlupınar ilk okulu için orta şehire yapıldı dediniz.Bu konuyu açarmısınız Neresiydi Orta Şehir ? Arat isminde çok beyefendi birisiydi. Öğretmenlerimiz ise Niren Nekes, Saniye Hanım, Ahmet Öcal, Koni Bey ve Nuri Beydi. Okul arkadaşlarım Abdurrahman Küçükbey (Beğ dayı), Aşgarın oğlu Ezzacı Mıstafa, Hönkarın oğlu Ali Uçar,Mehterin oğlu Bekir Güleç, Tıkılının oğlu Haci Hasan Karagöz ve İbrahim Çakallı aklıma gelenler bunlar.
Keremoğlu : Besni aşağı şehir merkez olarak düşünüldüğünde Yumrutepe, sarhan, Belpınar ve Bedirse civarı yoğun ve köklü ailelerin yaşadığı bağ obalarıydı. Hükümet binası ve Dumlupınar  ilk okuluda yapılınca şehir sanki üç bölüme ayrıldı. Belediye tükenleri ve Nedimin kahvesi olarak bilinen Haci Paşa’nın yaptırdığı otel ve kahve eklenince oralar merkez olmaya başladı. Hem sarhan, Belpınar, Bedirse  tarafındakiler hemde aşşağı şehir bu yeni  merkezi bölgeye orta şehir derlerdi.
Hasan Emre : Bize kışları oturduğunuz yani şehir evi mahalleniz ve komşularınız hakkında bilgi verebilirmisiniz ?

Keremoğlu : Biz Meydan-İdris mahallesinde otururduk.Aslında iki ayrı mahalleydi ama iç içeydi. Çarşı ile iç içe en hareketli mahallesiydi. Komşularımız Haci Hellovlar, Ahmet Çil, İdris Zararsız, Cavcavlar, Göğüşler, Kara Fatmagil ve Köşger Haci Hüseyin di.
Hasan Emre : Aşağı şehir ve özellikle çarşısı ile ilgili Bir çok sohbetimizde Haci Kerem’in tükeni sözü geçer.Sanırım çok merkezi bir yerdi. Bu konuyu biraz anlatırmısınız ?
Keremoğlu : Evet aşağı şehrin en merkezi yeriydi.Orta şeherde Nedimin kahvesi nasıl merkez ise Aşağı şehirde Haci Kerem’in tükeni öyleydi. Üst katımızda Hulletin oğlu Ahmet Efendi terzilik yapardı.Külhanönüne giden yol, Tahtaobasına giden yollar ve bir çok yol bizim tükenin önünde kesişirdi. Çarşıya doğru gelenler tahtaobasına veya külhanönüne gidecekse birbirlerinden bizim tükenin önünde ayrılırlardı.
Hasan Emre : Bağ Obanız neresiydi ? Komşularınız kimlerdi ?
Keremoğlu : Pınarbaşında otururduk. Mahalleye ismini veren , yıllarca evlenen gençlerin yünlerinin yıkandığı pınarın başındaki ev bizimdi. Komşularımız Tuğsuzlar, Muallim Ahmet beğ, Hasen Efendiler, Hamzada Hafız ve Hacasanlar dı.
Hasan Emre : İlk okuldan sonra okumadığınıza göre , Çıraklık, Ustalık kısaca meslek hayatınızı anlatırmısınız ?
Keremoğlu  : İlk okulu bitirdiğimizde Besni’de ortaokul açılmamıştı.Çevre illere bir ortaokul öğrencisinin okumaya gitmesi o yıllarda mümkün değildi. O yüzden çok istememe rağmen okuyamadım.Sonra Ortaokul açıldığında belki yine gidebilirdim ama terzi çıraklığına başlamış esnaflığa ilk adımımı atmıştım. Terizlik hayatım Aşşa şeherde Mehmet Tümer (Haci Baba) nın yanında başladı.Sonraları Mahammet Duran usta ve Hulletin oğlu Ahmet Efendi ile çalıştıktan sonra 1955 senesinde askere gittim. Haa bu arada asgere gitmezden ezel 1954 senesinin  Aralık ayında dezemin gızı Ayla hanım ile evlendim. Cengiz, Mahmut, Ayşe ve Nesrin adlarında dört çocuk babasıyım.
Hasan Emre : Askerlik dönüşü ne yaptınız ?
Keremoğlu : Askerden 1957 senesi geldim. Aşağı şehir artık yavaş yavaş cazibesini yitiriyor ve şehir yeni merkezinde şekillenmeye başlıyordu. Orta şehirde kendi tükenimi aştım ve  terzilik yapmaya başladım. Muhtelif yerlerde terzilik yaptıktan sonra 1965 senesi Besni Belediyesine girdim bir sene gader tahsildarlık yapıp Belediye elektrik ve su işlerinde çalıştım. 1969 senesi işçi olarak Almanya’ya gittim.
 Hasan Emre : Almanya dönüşü ? Neler yaptınız ?
Keremoğlu : Almanya benim hayatımın dönüm noktasıdır. 5 yıl kaldıktan sonra gerek gurbet şartları ve Besni’de bıraktığım çocuklarıma duyduğum hasret nedeniyle  1974 senesinde geri döndüm. Terzilik yavaş yavaş eski cazibesini yitirmeye başlamıştı. Kaldı ki ben Almanya’da hazır giyimin insan hayatına hızla girdiğine şahit olmuştum. Bu nedenle yeni ve  gelişmeye açık bir iş yapmaya karar verdim. Şimdiki BİM mağazası yerine 1975 senesinde Beyaz eşya ve Televizyon mağazası açtım.Televizyon insan hayatına yeni giriyordu günlerce televizyon bekleyen müşterilerimiz olurdu. Ayrıca köylere elektirik gelme konusuda hızlanınca 1985 sonrası sektörde yeni bir patlama oldu diyebiliriz. 1980 senesinde ise kendi mülküm olan Çat cami yanında ki evimin önüne yaptırdığım dükkanda aynı işi bir kaç yıl öncesine kadar sürdürdüm.Şimdi dinleniyorum yine küçücük bu dükkanımda eşim dostum gelince sohbet ediyoruz dünyalar benim oluyor,akvaryumumla günümü geçiriyorum.
Hasan Emre : Sizi Belediye Başkan vekili olarakta hatırlıyoruz ? BU konuda neler söylemek istersiniz ?
Keremoğlu : 12 Eylül sonrası yapılan ilk yerel seçimlerde 1984 senesinde Besni’de  SODEP partisi adayı olarak seçime giren merhum Hüseyin Baykara’nın lisetesinden Belediye meclis üyeliğine seçildim.Ara ara kısa dönemler halinde ve Sayın Hüseyin Baykara tedavi için Ankara’da bulunduğu için altı aya yakın başkan vekilliği görevinde bulundum.
Hasan Emr : Çok teşekkür ederim Mustafa Dayı ; son olarak bizim aracılığımız ile okurlarımıza neler söylemek istersiniz.
Keremoğlu : Ben Besni’yi seviyorum, Hemşehrilerimi seviyorum herkesin mutlu, mesut ve sağlıklı olmalarını diliyorum. Yolu düşen herkesi en azından bir çayımı  içmeye beklerim. Biz artık aşağı şehrin son tanıklarıyız Allah gençlere uzun ömürler versin. Geçmişimizi örf ve adetlerimizi hepten unutmasınlar. Bu arada  sana da bu güzel hizmetlerin için ne kadar teşekkür etsek azdır. Allah senide bu memlekete bağışlasın.