Barış sürecinin başından beri, BDP İstanbul Milletvekili ve Adıyamanlı hemşerim Sırrı Süreya Önder’in adeta bir uzay mekiği gibi ‘barış mekiği’ şeklinde çalışmalarını izlemekteyiz. İşin en ilginç yanı, Sayın Önder’in Kürt kökenli olmaması ve sosyalist düşünceyi benimsemesi…
Sol Gazetesi’nin haberine göre, “Emek Demokrasi ve Özgürlük Bloğu’nun adayı olarak İstanbul 2. Bölge’den milletvekili seçilen Sırrı Süreya Önder, dün Zaman’da yayınlanan röportajında Said-i Nursi’nin Kürt sorununun çözümü konusunda bir aydın ve öncü olarak kabul edilebileceğini” söylemiş…
Türk kökenli birisinin bu barış konusunda kendisini böylesine ortaya attığına bakıp şaşıranlar, acaba hiç araştırdılar mı “İşin içinde bilmediğimiz ne var?” diye. Malumunuz, Adıyaman gerek dini, gerekse etnik açıdan çok karmaşık bir coğrafya…
Sosyalistlerin Amerika ve AKP eliyle yapılmaya çalışılan Kürt Özgürlük (!) Hareketine, sanki bir sosyalist Kürdistan kuruluyormuşçasına desteklerini görünce, ağlasam mı, gülsem mi bilemiyorum. Çünkü her ne kadar bir Kürt milliyetçisinin özgürlük mücadelesi gayet anlaşılabilir bir durum olsa da, bunun son tahlilde bir milliyetçilik olduğunu göremeyip, konuyu bir sınıfsal mücadeleymiş ve pek yakında orada sosyalist bir ülke kurulacakmış gibi algılamak, Abdullah Öcalan’ın ilk iş feodaliteyi ve ağalık sistemini ortadan kaldırıp, şirketleri millileştireceğini düşünmek neyin kafasını yaşamaktır?
Türkler olarak, bu güne kadar Türk Milliyetçisi olmadıysak, neden Kürt milliyetçiliğini savunalım?
Sovyetler Birliği Ekim Devrimini gerçekleştirdikten sonra, bizim Kurtuluş Savaşı yıllarımızda, Türklerin Kurtuluş Savaşı’na büyük destek vermişti. Çünkü Türkiye emperyalizme karşı büyük bir mücadeleye girişmişti. Ve doğaldır ki, sosyalistler emperyalizme karşı mücadele edenlerin saflarında yer almışlardı. Günümüz sosyalistleri kiminle birlikte ve kime karşı mücadele içindedirler?
Ortadoğu coğrafyasında, ABD ve AKP ile birlikte bir sosyalist devletler topluluğu oluşuyor da bizim mi haberimiz yok acaba?
Yoksa tek sorun Atatürk’e karşı duyulan bir kuyruk acısından mı ibaret?
Bir zamanlar solun rozeti olan Atatürk’ün, AKP ile birlikte solun da gözünden düşmesinin ve sürekli seksen yıl öncesinin kurcalanmasının altında ne gibi bir neden olabilir?
CHP’nin Akil İnsanları…
İzmir’de bizzat CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir danışmanının bir araya getirdiği, genellikle akademisyenlerden oluşan 15 kişiyi geçmeyen bir topluluk. Bunlar, tamamen siyasetin dışından gelen insanlar. Haftada bir kez bir araya geliyorlar ve genel politika, dış politika, güncel ve makro- ekonomik gelişmeler hakkında konuşup, rapor hazırlayarak Genel Başkan Kılıçdaroğlu’na sunuyorlar.
Şimdilik yerel siyasetle ilgili herhangi bir girişimleri yok…
Not: Sevgili meslektaşlarım Ayşegül ve Hüseyin Çırak’ın dünyaya yeni gelen oğulları Deniz Eren’e uzun ve sağlıklı bir yaşam diliyorum.