Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bir Resim.. Bir Öykü.. Yıl 1941 Yer Malatya

Asker ocağında vefat eden

Asker ocağında vefat eden Besnili  hemşehrimiz Hacı Hamzazade  Ahmet (Efendi)  Akın
Geride bıraktığı biri 3  yaşında olan kızı Hikmet, diğeri 1 yaşında  oğlu İsmet  ve gencecik eşi Rabia hanımın  gözlerinden ırak
Memleketten asker arkadaşları  Nuri Özbay ( Postacı)  Mehmet Gültekin ( Sandık emini ) Zeyrek kaleağası ( Arzuhalci) Mehmet Öğüt ( Azabın oğlu ) ve Malatya’da görevli devlet memuru olan  aile dostları ve hemşehrisi  Pulusun oğlu Mehmet efendi’ninde katıldığı
 tören sonrası  orada toprağa verilir. Ne devlet, ne millet  askerinin cenazesini 145 km uzaklıktaki memleketine götürememiştir
 
Gün geçtikçe büyüyen Hikmet ve İsmet kardeşler her gün gelecek sandıkları babalarının ölümüne  bir  türlü inanmazlar. Öyle ya, hiç mezarı olmayan ölü olur mu ?  beklide inanmak için   1956 yılında bir sağlık sorunu için Malatya’ya giden iki kardeş  tüm çabalarına rağmen babalarının mezarını bulamazlar.
 
Ama onların defterinde devlete küsmek yazılı değildir.
İkinci dünya savaşı  ve bir yandanda gencecik Cumhuriyet sonrası  sorunları ile boğuşan devlet ;  vatandaşına bu hizmeti verememiştir.
Kaldı ki  bu iki çocuğa ve eşine  hiçbir şekilde aylık ve sosyal yardımda  bağlanamamış.
 Rabia hanım,  bir gün olsun çocuklarına Devleti küçük düşürecek tek kelime söylememiş  aksine onları devletine bağlı birer birey olarak yetiştirmiş.
Malatya- Besni arası mesafe oldum olası hiç değişmedi
Dünde 145 km
Bugünde..
Ama dünden bugüne değişen o kadar çok şey varkii
Mesela o gün asker ocağında vefat eden  vatandaşının cenazesini
145 km uzaklıktaki memleketine götüremeyen devlet
Bugün  vatandaşının  tüm sağlık sorunlarına çare olmaktadır. Her türlü hasta nakillerinde ileri teknolojiler kullanılmaktadır.
Kocasının cenazesine bile hasret kalan Rabia teyze,   ölene kadar
‘’Allah ola ki.. dövlete zeval vermiye  gurbanolduğum beley ki..’’şeklindeki duasını
Hiç dilinden düşürmedi..
Peki bizler…
Ne yapıyoruz ?
Hadi soralım birbirimize ..
Ne dersiniz ?