Akif Bahçaci yaptığı açıklamada; “Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesi, bir barış ülkesi olarak Türkiye’ye önemli katkılar sağlamalıdır” dedi.
Açıklamalarını devamında ise şu ifadelere yer verdi: “Bu yıl yine iki bayramımız; Kurban Bayramı ve Cumhuriyet Bayramı birleşti. İki coşku bir arada olunca, bayramlarımızı daha bir anlamlı, daha bir coşkulu kutlamak istiyor insan. Coşku tamam da, kutlamalar için özellikle de Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için aynı coşkuyu yaşayabilecek miyiz, işte bundan emin değiliz…
Kurban bayramımıza gelince; Ülkemizde her yıl kurban ne yazık ki; “HAK için kurban, KÜP için etlik” şeklinde uygulanır oldu. HAC SÛRESİ(36) “ Kurbanlık büyük baş hayvanları da sizin için Allah’ın dininin nişanelerinden kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Onlar saf saf sıralanmış dururken (kurban edeceğinizde) üzerlerine Allah’ın adını anın. Yanları üzerlerine düşüp canları çıkınca onlardan siz de yiyin, istemeyen fakire de istemek zorunda kalan fakire de yedirin. Şükredesiniz diye onları böylece sizin hizmetinize verdik.” ni doğru anlayarak inançlarımızı yerine getirdiğimizde bayramı idrak etmiş oluruz.
Kurbanlar amacına uygun kesilmez oldu. Artık kredi kartına taksitle kurban kesimleri de başladı. Taksitle kurban kesen kişinin ekonomik durumunun zenginliğe uygun olmadığı bir gerçek ama biz yine de konuyu Diyanet yetkililerine bırakıyoruz…
Ayrıca kesilen kurban derilerinin ise bir yarış içinde malum gurup üyelerince devletin ön gördüğü kurum ve kuruluşlardan önce alma gayretleri insanları zorda bırakmaya yetti…
Cumhuriyetimizin 89. yılını kutlarken iktidarın bayram kutlamaları ile ilgili yaptığı değişiklikler , buna tepki amaçlı sivil toplum örgütlerinin basın açıklamaları için yapacakları toplanma çağrıları iktidar tarafından yasaklanmakta ve gerginlik yaratılmaktadır. Cumhuriyet’in erdemlerini iyi anlayan halkımız Cumhuriyet Bayramı’nı coşku ile kutlayacaktır.
Bizleri asıl tedirgin eden bölgemizdeki ve Ortadoğu’da yaşanan olaylardır. Bugün Ortadoğu bölgesinde başlamış olan sıcak çatışmalar giderek iç savaşlara dönüşmüş ve her geçen gün tırmanarak bölge ve dünya barışını tehdit eder duruma gelmiştir.
Avrupa’da iki bin yıl süren din savaşlarının doğurduğu sonucu biliyoruz. Bu gün aynı durum Müslüman ülkeleri içerisinde yaşatılmaya çalışılıyor.
Bölgenin Müslüman çoğunluklu halkları Alevi- Sünni – Şii topluluklar üzerinden çatışmaya ve savaşa doğru yönlendirilmektedir. İslam ülkeleri mezhepler üzerinden savaşa yönlendirilmekte, Müslüman coğrafyası batı emperyalizminin saldırısına hedef olmaktadır.
Böylesine olumsuz koşullarda, Türk ulusu, Atatürk Cumhuriyetinin 89. Yılını kutluyor ve dünya barışı için bir umut olarak yoluna devam ediyor. Kurucumuz büyük Atatürk’ün sonsuza kadar yaşayacağını ilan ettiği Türkiye Cumhuriyeti, tarihin dönemeç noktasında, imparatorluklar ortadan kalkarken güçlü bir ulus devlet olarak tarih sahnesine çıkmış, yaklaşık 90 yıllık geçmişinde hem bölgesi hem de dünyanın genel düzeni için güvenlik üreterek, dünya barışına önemli katkılar sağlamıştır.
“Yurtta barış, Dünyada barış” ilkesi üzerine kurulmuş olan Türkiye Cumhuriyeti; bölgesinde bir barış devleti olarak önemli katkılar sağlamalıdır. Kapitalist sistemin içine düştüğü ekonomik krizden savaş yolu ile çıkmak isteyen emperyalist güçlere karşı hem iç bütünlüğünü sağlayarak, hem de mazlum ülkeler konumundaki komşuları ile dayanışma içine girerek evrensel bir barış ve güvenlik ortamının yaratılması için öncü olmalıdır. Aksi yoldaki politikalar hem ülkenin bütünlüğüne hem de bölgedeki barışa engel olacaktır.
Önümüzdeki sürecin hem Türkiye’de iç huzur ve bütünlüğün, hem de dünyada huzur ve güvenliğin sağlandığı bir süreç olması dileğiyle tüm halkımızın Kurban Bayramı ile 29 Ekim Cumhuriyet Bayramını kutluyoruz.”