Gündüz; ?Projelerimizi gerçekleştirebilseydik
Şuan 3 bin öğrenci Mehmet Erdemoğlu
Mimarlık Fakültesinde okuyor olacaktı
19. Besni Eğitim Bayramı kutlamaları kapsamında düzenlenen ?Üniversitenin Besni´ye Eğitim, Kültür ve Ekonomik Anlamda Sağlayacağı Katkılar? konulu panelde konuşan Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu, Mehmet Erdemoğlu Mimarlık Mühendislik Fakültesinin önümüzdeki yıl faaliyete geçeceğini belirterek ?Besni´ye üniversite düşüncemizden vazgeçmedik. Hükümetimizle bu konuyu sürekli gündeme getirerek Besni´mize Üniversiteyi kazandırmak istiyoruz? dedi.
Besni KYK Kız Öğrenci Yurdu Konferans salonunda düzenlenen ve Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ile Adıyaman Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz tarafından verilen paneli gazetemiz köşe yazarlarından Şaban Çağıran yönetti.
Panelde ilk olarak konuşan Adıyaman Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Mustafa Gündüz, Besni´de bir dönem zirveyi yakaladıklarını söyledi. İstatistiki verilerle bilgiler veren Gündüz şunları söyledi; ?2009´da Adıyaman´da zirveyi yakaladık. 2010 yılında 2 bin 67 öğrenci, 2011 yılında 2 bin 88, son rakamı söyleyeyim bin 912. Biz o zamanlar projelerimizi gerçekleştirebilseydik emin olabilirsiniz ki bugün en az 5 bin öğrenci ve bununda minimum 3 bini Mehmet Erdemoğlu Mimarlık Fakültesinde okuyor olacaktı. Şuanda Besni´de 50 çalışan var, 26 akademisyen, 11 idari personel, hizmetli ve güvenlikte de 13 arkadaşımız var? dedi.
?Erdemoğlu Ailesi neyi gösteriyorsa yapar
Besnililer bunun birinci tanığıdır?
Ben Adıyaman Üniversitesinin kurucu rektörüyüm, bu gururu her zaman yaşadım, her yerde de anlattım, başkada bir şey yapmadım hayatımda. Çocuklarım dahil herkese o gururu anlatmak ve başka yerlerde bu gururu yaşamak istedim. Ama şuan ağzıma almaktan zaman zaman çekiniyorum.
2009´da Mimarlık Fakültesi için lütfettiler iki büyük insan önümüze düştü, geldik burada Kaymakam Beyle oturduk bir protokol imzaladık ve yola çıktık. Projeyi Orta Doğu Teknik Üniversitesindeki Profesör arkadaşlarımıza hazırlatıp Erdemoğlu Ailesine teslim ettik. Bu yiğit adamlar neyi gösteriyorsa yapar sizde bunun birinci tanığısınız. Uçaktan iner inmez gelip fakülte yerini gördüm. Çok gurur duydum. Onlar sözünü yerine getirdi de ben getiremedim? diyerek konuşmasını tamamladı.
Erdemoğlu; ?Fakülte
Hayalinin mimarı babamızdır?
Daha sonra Üniversitenin Besni´ye sağlayacağı katkılar konusunda konuşma yapan Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Erdemoğlu ise; ?Üniversite hayalinin mimarı babamızdır. Babamız Adıyaman üniversitesi kurulduğu zaman, Besni´ye bir fakülte sözünü o zaman almıştır. Yani o zamanlar Besni´nin geleceğini düşünerek, Besni´ye ne yapabiliriz, o gün ki şartlarda onun sözünü vermiş, bizde sadece babamızın vermiş olduğu bu sözü yerine getirmekle mükellefiz.
Biraz önce hocamız çok güzel bahsetti, yaptıklarından dolayı da kendisine teşekkür ediyorum. Ancak biliyorsunuz Fakülte yapımından bir yıl öncesinde yani Mimarlık Mühendislik Fakültesinden daha ötesinde Besni Üniversitesi yapabilir miyiz düşüncesine daldık. Biz bu düşüncemizden vazgeçmedik. Şu aşamada Fakültenin önümüzdeki yıl faaliyete geçmesini planlıyoruz. İnşallah ondan sonra tekrar devletimizi yöneten kişilerle bu konuyu sürekli gündeme getirerek Besni´mize Üniversiteyi kazandırmak istiyoruz.
Tabi burada üniversite dediğimiz şey sadece dört bina arasında olan bir kurum değil. Şuanda Belediyemiz, Besni insanımız dahil olarak üniversite mantığından sonra kafasını bir nebze olsun değiştirdiğini gördüm ben. Üniversite hayali olmasaydı belki vadi projesi olmazdı. Fakültemiz olmasaydı belki kongre merkezi düşünülmeyebilirdi. Yani hepsi bir zincirin halkaları gibi birbirini tetikleyen şeyler? dedi.
?Türkiye´nin bilimle ilgili
Eğitim kurumları çok zayıf?
Panel Moderatörü Şaban Çağıran´ın neden başka bölümler değil de Mimarlık Mühendislik Fakültesi, bunda özel bir durum var mı sorusuna cevap veren Erdemoğlu şöyle devam etti; ?Bunun özel bir nedeni yok. Fakülte aşamasında Adıyaman Üniversitesi ile görüşürken Mimarlık Fakültesinin olmadığı ve bunu yapmamız gerektiği düşüncesi bizde hakim oldu, bundan kaynaklandı. Biz sonrasında Mühendisliği ekletmek için uğraştık ve şuanda da adı Mimarlık Mühendislik Fakültesi olarak değişti.
Ben net olarak şunu görüyorum. Türkiye´nin bilimle, araştırmayla, geliştirmeyle, yenilikle ilgili eğitim kurumları çok zayıf. Bugün istatistiklere baktığınız zaman Mühendislik ve Fen Bilimlerinden mezun olan öğrencilerin iş bulmak imkanı çok daha yüksek.
?Eğitimde Alacağımız yol çok fazla?
Şimdi bunlardan ziyade biz eğitim noktasında Türkiye´de bölgesel olarak neredeyiz, biraz da ona bakmak lazım, kendi yaptığımız küçük şeylerle mutlu oluyoruz ama dünyanın neresindeyiz ona bakmak lazım.
Birkaç tespit yapmak istiyorum. İslam ülkelerinin toplam sayısı 57, bu 57 ülkede 500 tane üniversite var Türkiye dahil. Bir Amerika Birleşik Devletlerinde 5 bin 500 üniversite var. Şimdi bu tespitlere göre dünyada biz hangi ilkteyiz ona bakmak lazım.
İslam Ülkelerinde bulunan 500 üniversitenin hiçbir tanesi ilk 500 üniversite içerisindeki başarı oranına giremiyor. İlk 500 üniversite içerisinde ne bir Türk üniversitesi var, ne bir İslam Ülkesi üniversitesi var. Yani bizim bu eğitim noktasında alacağımız yol çok fazla. Bakış açımızı bunlara göre yapmamız lazım. Yani her noktada dünya ne yapıyor biz ne yapıyoruz diye bakmamız lazım?
?Üniversite yolundayız?
Fakültede 5 bölüm olacağını belirten Erdemoğlu şöyle devam etti; ?Fakültede 5 bölüm olacak yani 4 Mühendislik, 1 tane Mimarlık. Yani biz nasip olursa ilerde Besni Üniversitesine geçebiliriz diye onun alt yapısını hazırlamaya çalışıyoruz. Üniversite yolundayız ama şuanda biz sadece talep ediyoruz. İnşallah hükümetimiz buna sıcak bakarlar önümüzdeki dönemde? diye konuştu.
?Türkiye´de her 2 binde bir öğrenci
Bizim yaptığımız okullarda okuyor?
Her vatandaşın ülkesine karşı sorumlulukları olduğunu söyleyen İbrahim Erdemoğlu şöyle devam etti; ?Babamız bize hep şunu söylerdi; sizin veya bizim olan hiçbir şey yoktur, her şey fanidir. Ama sadece sorumluluğumuz vardır. Bizim sorumluluğumuz insanımıza, bölgemize, ülkemize ve devletimizedir. Bizim tüm mücadelemiz budur. Bu mücadele çerçevesinde sadece ekonomik olarak bir yere gelmek bir şeyi ifade etmez. Toplumun tüm katmanlarının, yaşam tarzını düzenleyebilecek, katkıda bulunabilecek neler varsa yapılması gerekir.
Herkes çocuğunu düşünür. Çocuğunuza para bırakarak geleceğini garanti alamazsınız, yer bitirir. Mülk bırakarak da garanti altına alamazsınız, satar yer. Eğitim vererek de garanti altına alamazsınız o zaman da sokaktaki bir tinerci çocuk bıçak saplar öldürür. Onun için bizim felsefemiz şu; bizim çocuklarımızın geleceği, sanayileşmiş, gelişmiş, kültürlü ve zengin bir ülke bırakabilirsek o zaman garantidedir. Yoksa kendi kendimizi kandırmadan öteye gidemeyiz. Onun için toplumdaki tüm çocukların eğitiminden sorumluyuz. Ancak biz gücümüz oranında bunları yapmaya çalışıyoruz. Bir örnek vermek gerekirse bugün Türkiye´de 20 milyon okuyan öğrencinin iki binde biri bizim yaptırdığımız okullarda okuyor, inşallah bu sayıyı daha da artıracağız? dedi.
Türkiye´de her kurum kendini
Üstün ve erişilmez görüyor?
Türkiye´deki bütün kurumların kendini üstün ve erişilmez gördüğünü ifade eden Erdemoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü; ?Bana göre kanayan bir yara halinde olan bir problem daha var. Türkiye´de her kurum kendini üstün ve erişilmez görüyor ve birbirinden kopuk. Bunu siyasi düşüncelerimizde de, aile yaşantılarımızda da, sosyal yapılarımızda da görürsünüz. Onun için aslında biz tüm kurumlarımızla aynı geminin içerisindeyiz. Birbirimizi eleştireceğiz ancak yapıcı eleştireceğiz. Birbirimize faydalı olmaya çalışacağız, ancak biz ben ne yapabilirim sorusunun yerine onun açığını bulmayı konuşuyoruz, bu hastalığımızdan vazgeçmemiz lazım? şeklinde konuştu.
?Zorlukları çeken kişiler başarılı olurlar?
Panelde çocuklara nasihatlerde bulunan Erdemoğlu konuşmasını şu ifadelerle tamamladı; ?Aslında çok fazla nasihate gerek yok. Her şey çok basit. Kendiniz için yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkasına yapmayacaksınız. Kendinizi onun yerine koyarak düşüneceksiniz. Bunu sorduğumuz zaman ne yapılması gerektiğinin cevabı bulunur. Ve bir de bizleri yetiştiren büyüklerimizin bizleri nasıl yetiştirdiklerini de unutmamak lazım.
Şimdi biraz baktığım zaman şunu görüyorum; ben görmedim çocuğum görsün, ben yaşamadım o yaşasın bu en büyük tehlikedir. Eğer ben bunu yaparsam net olarak söylüyorum kendime saygısızlık etmiş olurum. Kendime saygısızlık ettiğimi çocuğumda bir süre sonra anlar oda anne babasına saygısızlığa başlar. Zorlukları çeken kişiler başarılı olurlar. Rahat yaşayanlar başarısız olmaya yada çökmeye mahkumdur? dedi.
Panel daha sonra soru cevapların ardından panelistler Mustafa Gündüz ve İbrahim Erdemoğlu´na plaket takdiminden sonra sona erdi.
Güneşhan: Bu bayramın
kıymetini bilmemiz lazım
Panelin soru cevap bölümünde söz alarak bir konuşma yapan Uşak´ta yaşayan Besnili işadamı hemşerimiz Bekir Güneşhan Bayram kortej yürüyüşünde yer alan Mehter marşı ile ilgili eleştirilerini dile getirdi. Kısa bir gerginliğe neden olan konuşmasında vurgulamak istediklerini panelin ardından gazetemize değerlendiren Güneşhan şöyle konuştu. ?Bir Besnili olarak biz yaşadığımız yerde her gittiğimiz yerde Besnili olmak bir ayrıcalıktır diyoruz. Ayrıcalığımız nedir Atatürk ilkelerine, devrimlerine sonuna kadar bağlı kalmak o ilkeleri yaşatmak bunun da yanında Besnili olmak 1 eğitim 2 üretim. Bu doğrultuda da bizim Besnimizin güzelce dünyada ve Türkiye´de tek olan eğitim bayramı var. Bu bayramın kıymetin bilmemiz lazım. Bu bayram nasıl ki Dünyada tekse Türkiye´de tekse bunun hakkını vermek lazım. İşte bizim Besnililerimiz yada vakfın genel yapısı felsefesi dünyaya bakışı, Atatürk ilkelerine bağlı sadık vatanını seven milletini seven insanlar yetiştirmek. Partisi ne olursa olsun tek ortak nokta Atatürk ilkelerine bağlı cumhuriyet değerlerine bağlı yurtsever vatandaşlar yetiştirmek. Bu noktadan baktığımız zaman böylesi bir eğitim bayramında ki biz elin adamı aya çıkarken çağ atlarken biz kalkıp ta böylesi bir güzel günde, yürüyüşte mehter marşı eşliğinde yani böyle dini kullanarak yürüyüş yapmak ayıp ve utanç verici bir şey eğitim adına. Tamam ben dine karşı değilim mehter marşı bizim değerimiz. Mehter marşı akşam konser vardı. Konser öncesi nasıl ki bir folklör gibi. Buna benzer etkinliklerimizin içerisinde folklörde olabilirdi, mehter de olabilirdi. Ama kalkıpta böylesi güzel bir bayramın adı üstünde eğitim bayramının yürüyüşüne, hem Atatürkçüyüz diyeceğiz hem de ilericiyiz diyeceğiz aya çıkacağız hem de geri böyle mehter marşıyla, utanç verici bir tablo yani. Bunu şiddetle kınıyorum. Saygılar sunuyorum.?