14 Şubat sevgililer gününde iki milyar kadın kadınları destekleme adına dans yapmaya çağrıldı ve bilmem ne kadar hanımlar sokakta dans yaptılar.
Ve bundan dolayıda bir gazete manşet atmış baksın erkekler çatlasın diye… Vallahi bana bu olaylar bana sivri sinek vızıltısı kadar etki yapmadı. Ama neden çünkü bizler zaten nişanda düğün yapıyoruz, kınada düğün yapıyoruz, evlenirken düğün yapıyoruz, oynuyoruz, sıçrıyoruz, eğleniyoruz ama sonunda yaşadığımız şu zamanda huzursuz ailelerimiz çoğalıyor. Düğündeki, kınadaki şenliklerin bize faydası olmuyor sonra dün dündür bugün bugündür oluyor. Şimdi gelelim Ankara’daki millet vekillerimizde onlarda tek yürek olup oynayarak destek verdiler. Versinlerde oynamak fayda sağlarmı bilmem ama böyle cinayetlerin veya baskıların önüne geçmek için hepsi bir olsun cezalarını ağırlaştıran kanun çıkarsınlar. Yalnız kanunu çıkarırlarsa belki olaylar azalabilir ama yok olması zor. Bizim Besninin bir deyim sözü vardır. Onun hikayesini bu köşemde geçmişte yazmıştım. Besni beyi bir ferman yayınlar geçmişte kimse kimsenin canına malına dokunursa bilsinki çok ağır şekilde cezalandırılır diye göçmenlerden Akdağ’da yayladayken bir çobanla bir kız birbirlerini sevmeye başlarlar çoban bir görünmezde sevdiğine sarılmak ister. Kız dur beyin fermanı gelmiş hemen seni cezalandırır deyince çoban Akdağ’da sevdiğine kavuşan çobana Besni beyinin emri ne söker der. İşte haksız yolsuz vicdansız Allah korkusu olmayan kızgın insanlara kanunu çıkarmak çok fayda sağlamayabilir. Ancak ızdırap çekmiş veya çeken aileler durumlarını zamanında güvenlik kuvvetlerine veya savcılığa bildirirlerse bu davalar biraz önlenir. Sayın aileden sorumlu bakanımız Fatma Şahin hanımın nasıl gönülden gayretle azimle cesaretli bir şekilde çalıştığını biliyoruz kendini canı gönülden destekliyor ve çokta çalışmalarını takdir ediyorum.
Yalnız aynı böyle aile huzursuzlukları hakkında bir mektup yazdım hatta içine hem erkeklerin hem de kadınların iyiye düşünce nasıl öğündüklerini,kötüye düşünce nasıl döğündüklerini şiir diliyle anlatmıştım.
Sonra eskiden bizlere evlenirken erkeğe bir aklı salim kişi kızlara da yine utanmayacağı bir aklı salim hanım tarafından evlendikten sonra nasıl konuşacağımızı, nasıl davranacağımızı anlatırlardı ve biz onların anlattıklarını uygulardık işte eskiden huzursuzluklar bundan az olsa gerek. Birde yazdığım mektupta sayın başkanımdan evlenen çiftlere nikah dan önce en az yarım saat bir aile sorumluluğu ve huzurlu yaşamak için birbirlerine nasıl davranacakları ve aile büyüklerine nasıl saygı göstereceklerini ,küçükleri nasıl seveceklerini kamil bilir kişi bir erkek ve bir kadın tarafından örgütlenirse çok iyi olur düşüncesindeyim. Demiştim. Daha biraz bir söyleyeyim tüm milletvekillerimizin desteklemesiyle aileler nasıl huzurlu yaşarız diye bir kitapçık bastırılıp tüm ailelere dağıtılsın. İşte ondan sonra bu hatayı yapan insanlara sen bunu okumadın mı niçin bu hatayı yapıyorsun demek kolay olur.
Ve onlara ağır cezalar verilir şu da bir gerçek ki huzursuzluğun sebebi yalnız erkekler değildir iyilik iki taraflı olursa güzeldir. Mesela bir hikaye anlatacağım bir şair ozan yolda arabasıyla giderken sabah daha güneş yeni doğanken yolun kenarında bir kadın bahçede elma toplayıp yolun kenarına taşıyor.Adamın dikkatini çeker arabayı durdurur kadının yanına gelir ve kolay gelsin der,kadın hoş geldin der.
Adam sorar bacım senin kimsen yok mu niçin yalnız çalışıyorsun der kadın var kocam var der adam peki sen çalışırken kocan yatıyor mu der kadın uyandırmadım uykusunu bozmaya kıyamadım deyince adam içinden Allah Allah der içinden şöyle düşünür bir yanda lüks evlerde yaşayan lüks hayat süren ailelerdeki huzursuzluğa bak bunlardan bazıları birbiriyle nasıl huzursuz yaşarlar. Bir yanda yaşam hayatlarını taşla,toprakla,suyla,çalıyla,dikenle yaşayan ailedeki huzura bak diye düşünür .Adam kocanı çağırır mısın der evden kadın kocasını çağırır ve koca gelir adam sorar kardeş hanımın çalışırken sen niye yatıyorsun der kadının kocası şöyle der sağ olsun hanım beni uyandırmamış kendisi uyanınca çalışmaya başlamış der.Adam tekrar şöyle bir sual sorar peki sevgililer gününde birbirinize hediye alır mısınız diye kadın ve kocası hayır derler bizde sevgililer günü diye bir günümüz yok bizde her gün sevgi günüdür derler.Adam kadına tekrar sorar peki kocanız sizin beğenmediğiniz bir hediye alırsa
Nasıl karşılarsınız deyince kadın onun münasip gördüğü hediye dikende olsa ben onu gül kabul ederim der. Allah kimsenin evine huzursuzluk verip seveni sevenden ayırmasıN.