Güçlüysen haklısın

Bazen konuşmaktansa konuşmamak daha anlamlı ve manidar bir içerik kazandırır ortama. Sustukça konuşanları dinlerken, konuştukça dökülen, tükenen insanların basitliğini görüyoruz televizyon ekranlarında onun için susmanın bir erdem olduğunu düşünmekteyim. Son yıllarda ülkemizde en çok yorum yapan en çok konuşan ve bir çok kararlarda kamuoyunu etkileyen yazılı ve görsel basın olduğunu bilmekteyiz. Maalesef basın ülkemizde insanları […]

Bazen konuşmaktansa konuşmamak daha anlamlı ve manidar bir içerik kazandırır ortama. Sustukça konuşanları dinlerken, konuştukça dökülen, tükenen insanların basitliğini görüyoruz televizyon ekranlarında onun için susmanın bir erdem olduğunu düşünmekteyim.
Son yıllarda ülkemizde en çok yorum yapan en çok konuşan ve bir çok kararlarda kamuoyunu etkileyen yazılı ve görsel basın olduğunu bilmekteyiz.
Maalesef basın ülkemizde insanları suçlamanın dışlamanın bir silahı haline dönüştü. Daha insanlar iddianameleri hazırlanmadan, hakim karşısına çıkmadan basın tarafından kamuoyu önünde suçlu ilan edilmektedir. Bu vesile ile basın ülkemizde önemli bir güç haline dönüşmüştür.
Günümüzde kumpas denilen oyunun en önemli aktörlerinden biride basın ve yayın organları olduğu herkesçe bilinmektedir. Kumpas bir kampana gibi, kim güçlü ise o diğerine kumpası kurup düzenini sürdüre biliyor. Bizim coğrafyalarda bazı yakın komşularımızda bu oyunları sıklıkla izlemekteyiz. Bundan dolayıdır ki güçlüysen haklısın haklıysan hakimsin anlayışı geçerliliğini korumaktadır.
Siz sevgili okurlara güçler savaşı ile ilgili düşündürücü bir fıkra aktarayım. Burada aklını kullanan tilkinin gücün odak noktası olduğunu göreceksiniz.
Bir gün ormanlar kralı arslan hastalanmış. Bütün hayvanlar birer birer gelip arslanın hatırını sormuşlar. Kurt bu fırsatı kaçırır mı? Hemen arslanın yanına koşup tilkiyi kötülemeye başlamış : – Sen hepimizin kralısın. Oysa tilkinin sana saygısı bile yok. Gelip hatırını bile sormadı. Bu sırada tilki de kapıdan kurdun dediklerini işitmiş.
Arslan tilkiyi görünce çok kızmış. Öyle bir kükremiş ki yer gök titremiş. Ama kurnaz tilki hemen arslana dil dökmeye başlamış: – Sevgili kralım. Hepsi sana hatır sormaya gelmiş ama bir tanesi de seni iyileştirmeye çalışmış mı? Ben gelmedim. Çünkü kapı kapı dolaşıp derdine çare arıyordum. Bunu duyan arslanın gözleri parlamış: – Peki çare buldun mu? diye sormuş. Kurnaz tilki gülmüş: – Çare, bir kurdu diri diri yüzüp postuna bürünmekmiş. Doktor öyle söylüyor. Arslan bunu duyar da hiç durur mu? Hemen kurdun derisini yüzmüş, postuna sarınmış. Tilki kurdun başına giderek ‘Başkalarına tuzak kurmaya kalkan, o tuzağa gün gelir kendi düşer’ demiş.
Sevgili okurlar  sizleri hem düşündürecek hem de güldürecek adaletle ilgili fıkra aktarayım.
Bir gün bir aslan, bir kurt ve bir tilki birlikte avlanmak üzere sözleşerek dağlarda dolaşmaya başladılar. Birbirlerine yardım edecek böylece bol bol av hayvanı yakalayacaklardı. Gerçi bu iş aslanın ağırına gidiyor, onlarla avlanmaktan utanıyordu lakin sabrediyordu.
Üçü birden dolaşarak uzun süre avlandılar, derken bir yaban öküzü, bir dağ keçisi bir de semiz tavşan avladılar. Dolaşarak bir su başına geldiler, uzun süre dolaşmış yorulmuşlardı. Oturdular.Aslan: ‘Ey kurt bu avladığımız hayvanları adaletli bir şekilde paylaştır, adaleti yeniden ihya et’ dedi.
Kurt kalktı kendinden son derece emin adımlarla yürüdü: Yaban öküzünü aldı aslanın önüne bıraktı:
‘Efendimiz, dedi. Siz bizim efendimizsiniz, ayrıca yaban öküzü de büyük ve iri siz de; onun için yaban öküzü sizin hakkınız. Keçi orta boyda ve orta irilikte onun İçin o da bana düşer onu da ben alıyorum. En küçüğümüz tilki olduğuna göre tavşan da onun hakkıdır’ dedi. Bu paylaştırma karşısında aslan kızarak kükredi. ‘Ey kurt ben iyice anlamadım bir daha söyle bakayım, ne dedin? Ey kendini bilmez eşek, yaklaş bakalım,’ dedi. Ve bir pençe vurarak kurdu parçaladı. Tilkiye döndü.
‘Ey tilki bu avları sen adaletli bir şekilde paylaştır,’ dedi.
Tilki önce aslanın önünde secde etti; sonra: ‘Bu semiz öküz siz efendimizin kuşluk yemeği bunu kuşluk vakti yersiniz. Keçi, siz büyük kralımızın öğle yemeği için güzel bir yahni olur, onu da öğle vakti yersiniz. Tavşana gelince; o da size akşam yemeği olur onu akşam afiyetle yersiniz,’ dedi.Aslan sevinerek haykırdı: ‘Ey tilki çok adil davrandın çok güzel bir şekilde pay etme işini hallettin. Söyle bakalım böylesine güzel pay etmeyi kimden öğrendin?’ dedi.
Tilki fark ettirmeden her ihtimale karşı birkaç adım uzaklaştı sonra kurnaz kurnaz gülerek cevap verdi. ‘Kurdun başına gelenlerden,’ dedi.
Tüm kurlara selam ve saygılar.

Exit mobile version