Hırsızın hiç mi suçu yok?

İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin, görevden alınmasını yorumlarken,  birilerinin işine çomak soktuğu için görevden alındığını söylemiş. Doğrudur. İçişleri Bakanı olan birisinin, doğal olarak birilerinin işine çomak sokması, memnun olmayan kesimin bulunması, hatta nefret edeninin olmasından daha doğalı yoktur.  Eğer siz, güvenlik sağlamaya dönük tedbir alan ve uygulatan bir makamdaysanız, kimi beğenecek, kimi beğenmeyecek. Ama […]

İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin, görevden alınmasını yorumlarken,  birilerinin işine çomak soktuğu için görevden alındığını söylemiş.
Doğrudur.
İçişleri Bakanı olan birisinin, doğal olarak birilerinin işine çomak sokması, memnun olmayan kesimin bulunması, hatta nefret edeninin olmasından daha doğalı yoktur. 
Eğer siz, güvenlik sağlamaya dönük tedbir alan ve uygulatan bir makamdaysanız, kimi beğenecek, kimi beğenmeyecek.
Ama Allah aşkına İdris Naim Şahin’in hiç mi suçu yok?
Şahin’e göre yokmuş elbet.
Sadece BDP’liler kendisini sevmiyormuş,
Millet seviyormuş.
O milletin içinde AK Partililer varsa, nasıl tepki gösterdiklerini, nasıl diş bilediklerini, partiden istifa etmeyi düşünenlerin olduğunun kulağına gelmemesi nasıl mümkün olabilir?
Bakan olmak, birilerine takla attırmak değildir.
Bakan olmak, ırkçı söylemlerle bir kesimi incitmek değildir.
Bakan olmak, güvenlik tedbiri adı altında her toplantıyı savaş alanına çevirecek uygulamalara imza atamak da değildir.
Bakan olmak, gösterici sayısından daha çok polisi alana yığarak tahrik etmek de değildir.
Daha çok şey var.
Sadece takla attırma meselesinde AK Partililerin nasıl tepki gösterdiğinin canlı şahitlerindenim.
Bir insanın engelli olması, zekâ özürlü olması bile “alaya alınacak” bir hak doğurmayacağı gibi, partisinin demokratik açılımına veya Milli Birlik ve Kardeşlik Projesine tezat ırkçı söylemde bulunmak da bir hak değildi.
Kabine değişikliğinde AK Partililerin en çok Şahin’in gidişine memnun olduğunu gözlemleyememesi, onun siyasi eksikliği veya “hatalarını görememesi” olarak yorumlamak mümkün.
Ama halen ısrar etmesiyse onun bilinçli olarak hata gördüklerimizi yaptığını gösterir.
Şahin, “Hakkımda medya üzerinden karalama ve itibarsızlaştırma kampanyası yürütüldü. ‘Bu adam birilerinin oyununu bozdu. Siz de bu adamı bozun’ denilerek talimat verildi. İdris Naim Şahin birilerinin işine çomak soktu onun için böyle oldu” demiş.
Bu süreçte bir özeleştiri yapma şansını bulamaması büyük bir eksikliktir.
Halen “haklı” olduğunu söyleyerek, hatayı karşıda araması, kendisini hatalardan arınmış görmesindendir.
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin “Başbakan, İmralı süreci için AKP’nin yüz akı bakanı harcadı” demesini kendisine kalkan yapması bir şey değiştirmez. 
Aynı Bahçeli, Türklerle Kürtleri eşit gördüremezsiniz haykırışının sahibi CHP’li Birgül Ayman Güler’e de destek olmuştu.
MHP liderinin muhalif olduğu iktidar partisinin bir bakanına veya zıt görüşte bulunduğu bir partinin vekiline desteği, “aynı kafa yapısında” olduğunuzu gösterir, haklı olduğunuzu değil.
Özellikle “organik” diyerek biber gazı sıkılmasını meşrulaştırmakla ünlenen İdris Naim Şahin’in “Polisin kullandığı gaz organik tabi. Sentetik olsa herkes akciğer kanseri olur.” demesi, halen bir şeylerin farkına varamadığının göstergesidir.
Biber gazının kanser yapıp yapmayacağını düşünene dek, çelik cop için harcadığı mesaiyi düşünseydi daha iyi olurdu.
Meğer vatandaşın sağlığını bu kadar düşünüyordu, onların kanser olmaması için çaba harcıyordu, o zaman gazı tümden yasaklasaydı veya gidip Sağlık Bakanı olmak için mücadele etseydi. (Düşünmesi bile korkunç ya!)
Ama o işin kolaycılığına kaçıyor.
Diğerleri gibi.
Tüm diğer başarısızlar gibi.
Tüm diğer kendini beğenenler gibi.
Bakanlık kimseye baki kalmayacaktır.
Önemli olan o makamdan indikten sonra da bir saygı görebilmektir.
Bütün makamlar gibi, bakanlık da gelip geçicidir.
Ama insanlık, dürüstlük, hak yememe, başkasını küçük görmeme, hoşgörü, tevazu gibi hasletlerse “yiğidi öldür, hakkını ver” şeklinde dönüşür ki, işte bu kalıcıdır.
Belki zordur ama kalıcıdır, öldükten sonra bile ardından konuşulacak olanlardır.
Üç günlük bakanlık koltuğunu terk etmeden yapılan eleştiriler, terk ettikten sonra yüzüne bakılmayacak durumu gelir.
Şahin’in anlamadığı bu, diğerleri belki de kendini kandırmadan öte bir şey değildir.
 
Twitimden seçmeler
Geriye dönüp baktığımızda, yaşanan tüm acıları bile tebessümle karşılayabiliyorsak ne mutlu.
 

Exit mobile version