Karakuş, kamudaki başörtüsü yasağını eleştirerek, bu ülkenin dindarlarının, demokratlarının, insan hakları savunucularının bu yasağın utanılacak bir yasak olduğunu haykırması gerektiğini belirterek, bu konuda iktidar partisinin de artık bir adım atmasının zamanının geldiğine inandıklarını söyledi.
Eğitim-Bir Sen Besni Sekreteri Halil Karakuş, “Başörtüsü meselesi sendikamızın kuruluş felsefesini şekillendiren konulardan biridir. Bu ülkenin dindarları, demokratları, insan hakları savunucuları bu yasağın utanılacak bir yasak olduğunu haykırmalıdır. Bu konuda iktidar partisinin de artık bir adım atmasının zamanı geldiği ve geçtiğine inanıyoruz. Artık bu konuda hiçbirimizin sabrı kalmadı, ‘kamusal alan, koca bir yalan’ diye yıllardır haykırıyoruz. Üniversitelerde büyük oranda ortadan kalkan bu yasağın artık kamu kurum ve kuruluşlarında bir daha geri gelmemek üzere kaldırılmasını istiyoruz. Başörtüsü sorunu biran önce çözülmelidir ve yaşadığımız bu ayıplı sorun derhal bitirilmelidir.
Yeni Anayasa için ön çalışma yapan Anayasa Yazım Alt Komisyonu’nun ‘kamuda başörtüsüyle çalışma yasağının’ kaldırılması yönündeki düzenlemesi, ‘muhalefet engelline’ takıldığını biliyoruz ve biz bunu mazur görmüyoruz. Başörtüsü yasağını kaldıracak olan düzenlemenin rafa kaldırılmasını da ibretle izliyoruz. Evrensel hukuk kurulları ve insan hakları paralelinde hazırlanan teklif konusunda iktidar partisi üyelerinin geri adım atmasını doğru bulmuyor ve anlamlandıramıyoruz. Bu konudaki kararlılıkları, samimiyetlerinin de göstergesi olacaktır. Bu olayın, Türkiye’de kadın kavramının erkek üzerinden okunması alışkanlığının hala devam ettiğini de göstermektedir. Geçmiş anayasaların ve kanunların bu okumayı bütünüyle değiştirecek nitelikte bir içeriğe sahip olmadığı gün gibi ortadadır. Eğitim hakkından çalışma hayatına, siyaset hakkından kamu hizmetlerinden yararlanma hakkına kadar kadınların aleyhine olan bütün haksız uygulamalara biran önce son verilmelidir. İnsan onuru ekseninde; kadın-erkek, kadın-kadın eşitliğini sağlayacak düzenlemeler artık kaçınılmaz hale gelmiştir.
Türkiye’de, kadın-erkek eşitsizliğinin yanı sıra, kadın-kadın eşitsizliği de devam etmektedir. Yeni anayasanın hem kadın-erkek hem de kadın-kadın eşitliğini sağlayan bir bakış açısıyla oluşturulmalıdır. Başörtüsünün siyasi simge olarak kullanıldığı iddiasıyla kadınların eğitim, siyaset ve çalışma hakkından yoksun bırakılmaları artık kabul edilemez bir durumdur. Bu akıl dışı tutumun biran önce son bulmasın istiyoruz. Yeni anayasa çalışmaları sürecinde bu tür hassasiyetlerin göz önünde bulundurulmasını bekliyoruz. Yeni anayasa, başörtülü giyimi benimseyen bireylerin-kadınların eğitim-öğretim, siyaset ve çalışma hakkından yoksun bırakılmasına izin vermeyecek, engel olmayacak bir bakışla hazırlanmalıdır. Yeni anayasa; inançları gereği başlarını örtenler dâhil, hiç kimsenin kılık kıyafeti gerekçe gösterilerek uluslararası hukukla garanti altına alınmış eğitim, çalışma ve siyaset hakkından yoksun bırakılmaması üzerine düzenlenmelidir.
TBMM çatısı altında oluşturulan Yeni Anayasa Yazım Alt Komisyonu’nun evrensel hukuk ve insan haklarına aykırı yorumlarından vazgeçmesi için çağrıda bulunuyoruz. Kadınlara yönelik engellerin kaldırılması konusunda Komisyon üyelerini yol yakınken derhal bu yanlıştan dönün diyoruz, kadınlara yönelik pozitif ayrımcılığın konuşulduğu, sivilleştiğimiz bir süreçte kadınların önüne barikatlar konulmamalı, ayrımcılık yapılmamalıdır. Dünya demokrasi liginde ilk 10’a girmeyi hedefleyen Türkiye’ye bu tür antidemokratik girişimler yakışmıyor. Eğitim Bir-Sen olarak, demokrasi, insan hakları ve evrensel hukuk yolunda engel değil, teşvik bekliyoruz. Aksi bir durumda özgürlükçü, demokratik ve sivil anayasa beklentisi içinde olan halkın gelecek adına umutsuzluğa düşeceğini düşünüyoruz.” dedi.