Müze için pek uygun olmasa da, bu geçici mekanda Besni kültürünü yaşatmak, gelecek kuşaklara görsel olarak bırakmak amacıyla müzenin açılışını 25.09.2005 tarihinde gerçekleştirdim. Sayın Kaymakam ve Halk Eğitim Müdürü Sayın Ömer Güllü’nün de destek ve çabalarıyla açtığımız bu müze, baya ses getirdi, beğenildi, ilgi gördü.
Değerli Öğretmenler; öğrencilerine müzeyi gezdirip, bilgi veriyorlardı. Kısaca müze amacına ulaşmıştı. Ama ne yazık ki, sahipsizlik yüzünden müze işlevini yitirdi. Müzenin bakımını, güvenliğini sağlayacak görevli yoktu. Halk Eğitim Müdürü kendi görevinin dışında bu işi istese de pek sahiplenemedi. Zaman zaman başka görevlere gitmesi müzeyi sahipsiz bıraktı. O nedenle birçok eşya tahrip edildi. Zaten yer müsait olmadığından bazı objeler ışıktan etkilenmiş, aşırı toz alarak zarar görmüş. Kimseyi suçlamıyorum. Baştan yanlış yapıldı.
Oraya ilk günden itibaren hem bakımını hem de güvenliğini üstlenecek bir görevli atanacaktı. Beypazarı’nda bu işi Kaymakamlık üstlenmiş. Müzede birkaç görevli var ve müzeler paralı geziliyor. Benim deneyimsizliğime denk geldi. Esas müze yapılıp, tam donanımlı yeni müze açılırsa, sorumluluğu Kaymakamlığa daha doğrusu müzeyi Kaymakamlığa devretmeyi düşünüyordum. Fakat geçici mekanda zaten Halk Eğitimin bünyesinde olduğu için gereken yapılır dendi ama olmadı. Eşyalarda fazla zayiat yok ama tahribat var. Tahribatta zayiat demekti fark etmez. Tahribatı yapan veya yaptıranlara insan diyemiyorum. Bu yaratıkları Allah’a havale ettim. Gereken cezayı er geç görürler.
Müzeyi kendim için açmadım. Besni için, Besni kültürünü yaşatmak için açtım. Maddi açıdan çok fedakarlık yaptım. Oraya konan eşyaların maddi değeri ölçülemez. Bu iş için Ankara’dan Besni’ye, Besni’den Ankara’ya kaç kez gidip geldiğimi hatırlayamam. Bir yandan bedensel, bir yandan zihinsel yorgunluk beni perişan etti. 8 yıldır rahat uyuyamıyorum. Müze işi ne oldu? Ne olacak? Hep stresli yatıp, stresli kalkıyorum. Halk Eğitimdeki yer müsait olmadığından evde beklettiğim diğer eşyaların sıkıntısı da ayrı konu.
Onları başka yerlerde değerlendirebilirim. Nitekim teklif de alıyorum. Ama gönlüm razı olmuyor. Kendi memleketimde değerlendirmek, önceki müzeyle birleştirerek zenginleştirmek istiyorum. Müze binası yapılıp da müzeyi emin ellere teslim ettikten sonra ben de köşeme çekileceğim. Yukarıda Beypazarı’ndaki müzelerden bahsettim. Beypazarı yakın zamana kadar Ankara’nın diğer ilçeleri gibi sıradan bir ilçeydi. Ama şimdi marka oldu. İnsanlar geçmişine sahip çıkıyor. Müze bilinci gelişmiş, halk ve yerel yöneticiler el ele verip, çok şey başarmışlar. Bu başarıdan herkes kazanıyor. Yazı çok uzayacak, o nedenle detaylara geçmiyorum. Sadece Besni’de birçok potansiyel var ve çok şey başarılabilir.
Organizedeki altyapı çalışmaları tamamlanır, Merinos İplik Fabrikası, Türkmenoğlu Çelik Kapı Fabrikası, Kebapçıoğlu Üzüm Ürünleri Fabrikası ilk etapta bu kuruluşlar faaliyete geçer ve devamında Erdemoğlu Ailesi’nin yaptıracağı Mimarlık Fakültesi Eğitime açılırsa, bir anda Besni’de muazzam bir canlılık, hareket başlayacak. Bu hareket Yenikent tarafında, öte yandan geçelim Ustahan Oteli ve otogar tarafına, karşı tarafta üzümlü park müze için tahsis edilen yer. Üzümlü parkla otogar arasındaki boş alana Avrupa standardında bir meydan yapılacağını Sayın Ali Erdemoğlu söyledi, muazzam bir alan olacağını da ekledi.
Şöyle bir gözümde canlandırdım. Üzümlü parkın içinde başka yapılanma olmadan, sadece müze binası, çevre düzenlemesiyle beraber cennet gibi yeşillendirilip, çiçeklerle donatılmış bir bahçe. Alt kısmında manzarayı bozmaması için yükseltilmeden oval bir şekilde sıralanmış meydanlığa bakan dükkanlar. Bütün bunların Besni’ye neler kazandıracağını düşünebiliyor musunuz?
Bu saydıklarım hayal değil. Yenikent tarafına zaten bitmiş gözüyle bakıyorum. Müze için de Sayın Ali Erdemoğlu, belediyedeki pürüzün giderilmesini istedi. Buradan Belediye yetkililerine sesleniyorum. Gereğini yapın. Besni kültürüne, turistik gelişimine en büyük katkıyı yapmış olursunuz.
Tekrar ediyorum, müze işi halledilir, yukarıda sıraladıklarım hayata geçerse, Besni’nin önü açık, potansiyeli yüksek. Besni de Beypazarı gibi marka olabilir, yerli ve yabancı turist çekebilir. Güneydoğu gezisine turlar düzenleniyor. Besni’ye yönlendirilebilir. Nemrut’a, Harran’a giden yerli-yabancı turlar Besni’ye çekilebilir.
Bu önerileri yıllardır dile getiriyorum. Son olarak da yazıya döktüm. Umarım faydası olur. Yazı çok uzadı ama kısaca bir konuya da değineceğim.
Sayın Zübeyir Özbay’ın öncülüğünde bir de kızılın projesi ve aşağı şehir ören yerinde bazı projeler olduğunu biliyorum. Bekir Bey Hamamı’yla birlikte bu projelerin de gerçekleşmesini temenni ediyor, kolaylıklar diliyorum. Yukarıda dile getirdiklerim hayata geçirilirse Besni’nin çehresi değişir, turizmi gelişir, bu gelişimden herkes yararlanır, herkes kazanır.