İzmir CHP’de ciddi bir Büyükşehir adaylığı sorunu var. Son yıllarda adeta “AKP gelmesin yeter” şeklinde verilen oylar, yavaş yavaş “Eee, yeter artık. Gelecekse de gelsin.” noktasına doğru hızla ilerlemekte.
Görünen odur ki, İzmir halkı, “İzmir’in somurtan yüzü, İzmir’in sırıtan yüzü ve İzmir’in kabusu AKP” üçgeninde sıkışıp kalma noktasındadır.
İşte tam da bu noktada, neredeyse alternatifsiz olarak ortaya çıkmakta Birgül Ayman Güler.
Peki, neden Birgül Hoca?
-Kendimi Mekteb-i Mülkiyeli sayamam ama en azından iki yıl Kent ve Çevre Bilimleri yüksek lisansı yapmaya çalışırken bir aşinalığım oldu SBF’ye. Bir kere, hocalar orada Türkçe konuşuyor. Memleketin dilini konuşmak anlamında bu önemli bir nokta…
-Bergamalı Birgül Hoca düşündüğünü söyleyebilme cesareti olan, siyasette kural haline gelmiş “nabza göre şerbet verme” riyakârlığında olmayan biri. Çıkışını doğru ya da yanlış bulabilirsiniz, ancak meclis kürsüsünde yaptığı konuşma ‘düşündüğünü söyleme’ alışkanlığının en güzel örneğidir.
-Birçoklarına göre örgütten gelmemesi bir olumsuzluk olarak gösterilebilir. Ancak, kapısında iş-ihale-büfe isteyenlerin kuyruğa girme riski olmaması, kimseye diyet borcu olmaması, sadece İzmir halkına hizmetten sorumlu olması da seçildiğinde artıları olacaktır…
-İzmir iş çevrelerinin emirlerini ya da kendi iş kapasitesini artırmaya yönelik imar rantları peşinde koşmayacak, dolayısıyla hiçbir vasfı-başarısı olmayan, sıradan-sırdaştan insanlarla, hocalara veya localara bağımlı olmaksızın, sosyal demokratların çoktandır unuttuğu katılımcılık-şeffaflık-bilimsellik temelinde bir yerel yöneticilik sergileyebilecektir.
-Gazetelerde aday adayları arasında ismi geçtiği zaman, isminin karşısında CHP+AKP yazan ne idüğü belirsiz adaylardan olmayacaktır. Partisi ve çizgisi bellidir çünkü.
-Gününün büyük çoğunluğunu ‘ne kadar dürüst ve namuslu’ olduğunu ya da ‘kaç yaşından beri CHP’li olduğunu’ anlatmaya ayırmayacaktır…
-Keza gününün büyük bölümünü ‘unvanlarını ve nasıl bulunmaz Hint kumaşı olduğunu’ anlatarak da geçirmeyecek, kendisinin yerine gerçek unvanları konuşacaktır.
Kamusal görevleri sadece kamu yararı doğrultusunda yaptığınız sürece zorluk yaşamazsınız. Zorluk, başka niyetlerle karmaşık ilişkilere girince başlar. Eğer niyet olumlu ise başarı istemeseniz de gelir.
Hiç karşılaşmadığım, sesini dahi duymadığım Birgül Hoca’nın bu niteliklere sahip bir bilim kadını olduğunu düşünüyorum.
Gazetemizin köşe yazarı sevgili Mustafa Gürkan’ın deyimiyle “İzmir’e kadın eli değmesi” de işin başka bir boyutudur. Adeta güreş milli takımına dönüşmüş olan başkanlar kadromuz açısından da hayırlı olacaktır.
Eğer aday gösterilirse İzmir’in Yılmaz Hocası (Yılmaz Büyükerşen’i) olacağına inanıyorum.
Bazıları “Güneydoğu kökenliler Birgül Hocaya oy vermez.” diyeceklerdir. Ama ben, Güneydoğuluların bu güne kadar zaten CHP’ye oy vermediğini, bundan sonra da vermeyeceklerini düşünüyorum…
-İzmirli kadınların Birgül Hoca ile kol kola girip, partiyi tarihte görülmemiş bir oyla ve çok daha dinamik bir yapıyla yerel iktidara taşıyacaklarına dair samimi bir inanç içindeyim.
-Sonuç olarak “İzmirlinin büyük bir coşkuyla, vicdan rahatlığıyla, seve seve oy vermeye koşacağı, kentin profiline uygun, aydın, çağdaş, laik bir Türk kadınıdır Birgül Ayman Güler…” diye düşünüyorum.
Not: Bir de erkek başkan adayım var. Onu da bir ara yazacağım…