Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Nedir bu taraftarlık

    Su Top

 
 
Su Top Oyunlarının kuralları İngilizlerden alınmaymış. İngilizleri de geçen İstanbul’da gördük. Daha maç başlamadan sokaktaki vatandaşlarımıza laf attılar. Acıkça bizi tahrik ettiler. Avrupa futbol federasyonu cezayı bize verdi. Bizim geleneğimizde bir deyim vardır. “Bükemediğin bileği öpeceksin, yenemediğin yiğidi tebrik edeceksin.” Peki biz Avrupalı olmaya mecbur muyuz? Bizde Avrupalılar gibi maç başlamadan rakip takımın insanlarına taş, sopa, bıçakla saldırıp, arabalarına zarar vermek, sokaktaki dükkanları taşlamak, statta koltukları söküp devlete, millete zarar vermek…
Güvenlik güçlerine taşla sopayla saldırmak, hiç tanımadıkları insanlara bıçakla, taşla, sopayla vurup yaralamak, hatta bazısını yaralamak ve hatta bazılarını da öldürmek ne kazandırıyor bu “taraftarım” diyen insanlara?
Kulüp başkanları, Teknik direktörler, Cumhurbaşkanı’ndan onlarca kat maaş alırken futbolcular milyonları alırken, bu taraftarım diyen insanların eline neler geçiyor acaba?
İstanbul’daki takıma, kendi ilinin takımının yenilmesini isteyen taraftarın eline ne kazanıyor?
Ben önce kendi ilimin şampiyon olmasını isterim onunla gurur duyarım.
İstanbul’da oynanan maçı seyrederken orada oynayan oyuncular, küfür etmek, yuh çekmek, yurdun en ücra köşesinde, bir köy kahvesinde ki adama ne kazandırıyor? Sadece çevresinde ki insanları rahatsız ediyorlar ve bazen ise çok şiddetli tartışıyorlar.
Hayatımda beni arkadaşlar iki kere maça götürdüler… Aman yarabbi! İyi oynayana küfür, kötü oynayana küfür, bağırmalar, çağırmalar sahaya bir şey atmalar… Bir daha tövbe!
Daha kadınlarda seyirci olarak gelsin diyorlar. Bilmem onlar nasıl tahammül ederler? Peki, o zaman taraftarlık demek sadece cahilliktir.
Mısır’da olanları da duyduk. Maç seyir etmeye gelen insanların nasıl öldürüldüğünü duyduk. O zaman biz Avrupalı anlayışını benimsememeliyiz. Biz Anadolu töresiyle yaşamalı, kimseye zarar vermeden maç seyredip, güler yüzle çıkmalıyız. Bu görev önce ana babalara, sonra okullara ve sonrada futbol takımlarının yöneticilerine düşer.
Malına zarar verdiğimiz, vurup yaraladığımız, hatta öldürdüğümüz insanların acısını içimizde duyarsak, gözyaşını görürsek o zaman kendimize çeki düzen veririz. Bu dünyada ettiğini burada çekmezsen ahrette çekersin.
Bizim Töremizde,
Ne hile olur ne şike.
Bükemediğimiz bileği öperiz,
Yenemediğimizi tebrik ederiz
Mertlik, dürüstlüktür töremiz…