Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Sorununuzu Almina çözsün!

Ramazan Bayramı’nın ikinci günü

Ramazan Bayramı’nın ikinci günü Gaziantep’te patlayan bomba, dünyanın kirli tezgâhından henüz haberi olmayanların hayatına mal oldu.
Kürt sorununu bilmezlerdi, insanlık sorunlarından haberdar da değillerdi, ne iş dertleri vardı, ne yoksulluk, ne Suriye’deki katliamdan bilgi sahibiydiler, ne BDP milletvekillerinin can ciğer kuzu sarması oldukları PKK’lılarla “buluşması”ndan…
Gaziantep’in Oğuzeli ilçesi Doğanpınar köyü nüfusuna kayıtlı 48 yaşındaki “köylü çocuğu” Safi Canbaş’ın siyasi görüşünü bilemediğimiz için AK Partili mi, BDP’li mi, CHP’li veya MHP’li olduğuna da karar veremiyorduk.
31 yaşında olan Diyarbakır’ın Ergani ilçesi Dilektaşı köyünden olan “köylü çocuğu” ve muhtemelen “Kürt” olan Davut Adak’ın da siyasi fikrinden bilgimiz yok.
30 yaşındaki Gaziantep’in Oğuzeli ilçesi Doğanpınar köyünden olan “köylü çocuğu” İsmail Daler’i de tanımıyoruz.
Henüz 21 yaşında olan izinli asker Onur Fikret Aker de Gaziantep’in Islahiye ilçesindendi ve muhtemelen o da “köylü çocuğu” değilse de “Anadolu insanı”ydı.
Henüz pembe hayalleri olan 21 yaşındaki Gaziantepli Duygu Aker‘in de “ideolojisinin” olup olmadığından bilgi sahibi değildik.
Ve 13 yaşındaki Sena Büyükkonut’un “ideolojik saplantısının” olması mümkün değildi.
Taş atan çocuk da değildi, belki gül atan, gül toplayan birisiydi.
Belki bayramın birinci ve ikinci günü tanıdıklarından topladığı harçlıklarla ne alacağını düşünüyor, bayramlık elbisesinin cebine sıkıştırdığı şekerleri hangi arada mideye indireceğinin hesabını yapıyordu.
11 yaşındaki Sevgi Gülperi İnanç da bayram harçlığı ve şekerlerin hesabının derdindeydi.
Üç yaşındaki Süleyman Alkan’ın ise harçlıkla bir sorunu yoktu, şekerle derdi ise çoktu.
Ve henüz bir yaşındaki Almina…
Bayramlık cicilerinin de farkında değildi, cebine sıkıştırılan harçlıkların da…
Belki ağzını tatlandıran şekerleri yerken ağzını ve yüzünün kirlenmesini de umursamıyordu.
Almina, PKK’yı bilmezdi, izlediği bir haberden de öğrenmesi mümkün değildi. Henüz Pepe’den başka izlediği bir film veya dizi de yoktu.
Ne açık oturum izler, ne liderlerin iğrenç sataşmalarına tanıklık ederdi.
Hüseyin Aygün’ün kim olduğunu bilmediği gibi, onu misafir eden “Genç arkadaşlarının” kim olduğunu da bilemezdi.
Ergenekon’dan da haberi yoktu, “boru bunlar boru” diyenlerin ne dediğinden de bilgisi yoktu.
Darbe planlarını bilmediği gibi, seminer notu denen iğrençliklerden de bihaberdi.
Suriye’de Esed gibi eli kanlı katilin hangi hainlerle işbirliği yaparak kendi yaşıtlarındaki çocukları severek öldürdüklerinden de habersizdi.
İyi ki habersizdi…
Bir insanın ne kadar aşağılık olabileceğini de öğrenmemişti.
Dağdakilerin derdi, henüz onu germemişti.
Ovadakilerin çabasından da bihaberdi.
Demokratik açılımı bilmediği gibi, demokratik açılım olmasın diye “gerekirse olayı biz çıkartırız” diyen hainlerden de habersizdi.
O güzellikleri biliyordu, o sevgiyle gününü gün ediyordu.
Saçı okşandığında, yanağına buse kondurulduğunda, poposuna şaplak indirildiğinde dünyanın en mutlusu olurdu.
Karnı tok ve sırtı pek olduğunda etrafa saçtığı gülücükler, dünyanın güzelliklerini yansıtmasına yetiyordu.
Ama bir hain el hepsine son verdi…
Tanımıyordu o iğrenç elleri…
İğrenç ellere destek veren iç veya dış güçlerden de habersizdi.
Bir bomba patlamış, gerisinin farkına varamamıştı.
Bir bomba patlamış, her taraf kararmıştı.
Hayatı kararmıştı, kendisiyle birlikte 8 kişi daha ötelere göç etmişti.
Niçin gittiğini, niçin havaya uçurulduğunu, niçin hayatın başlangıcında sonlanan bir durumla karşılaştığını bilememiş, sorgulayacak ne zamanı, ne bilgisi, ne de birikimi vardı.
Utanmaz adamlar, hayadan habersiz olanlar, vicdan ve merhamet duygularını körelten katiller, bombanın pimini çekmiş, kumandanın tuşuna basmış, tetiği ateşlemişti.
O gün bilmediği gibi, bundan sonra da bilmesi mümkün değildi.
Ve bazıları, o bombanın kendi sorunlarını çözeceğini sanıyordu.
Belki Suriye’dendi, belki herhangi bir terör örgütündendi; PKK’ydı, Ergenekon’du, çok daha derinlerdendi.
Şimdiye kadar çözemediğiniz sorununuzu Almina’nın parçalanan vücudu çözecekti.
Almina’nın kanıyla pisliklerinizi temizlemeyi düşünüyordunuz.
O Almina’nın tırnağı etmeyecek adi insanlar, şimdi çözün sorununuzu, çözün de görelim…
 
Twitimden seçmeler
Benim özgürlüğümü kısıtlayan, benim hayatıma kasteden, yolumu kesen bir örgütün hiç bir talebine insani bakmam beklenmemeli. PKK kendi ayağına kurşun sıkıyor.