Dualarla Başlayan Tören Duygusal Anlara Sahne oldu
Besni Üzümkent Sitesi’nin yıkılan binalarında yakınlarını kaybeden vatandaşlar, depremin ikinci yılında anma töreni düzenledi. Saat 04:17’de gerçekleştirilen törende dualar okundu, okunan şiirler ve türkülerle depremin yüreklerde bıraktığı acı bir kez daha hissedildi.
Anma programına depremde hayatını kaybeden vatandaşların yakınlarının yanı sıra Besni Kaymakamı Çağlar Partal, Besni Belediye Başkanı Reşit Alkan, AK Parti Besni İlçe Başkanı Ömer Ertürk, İYİ Parti Besni ilçe Başkanı İmdat Yıldırım, Besni İlçe Emniyet Müdürü İbrahim Yücel, İlçe Müftüsü Sabri Erçek, Gençlik spor ilçe Müdürü Metehan Adıgüzel, Besni Merinos Küçük Sanayi Sitesi Başkanı Hacı Arslan, Gazeteci Yazar Hasan Emre, kurum amirleri, cami imamları ve çok sayıda depremzede katıldı.
Partal ve Alkan’dan başsağlığı mesajı
Saat 04:17’de 1 dakikalık saygı duruşunun ardından vatandaşlar enkazdan kalan kolonun üzerine karanfiller bıraktılar. Soğuk havaya rağmen anma törenine gelen vatandaşlara Besni Belediyesi tarafından sıcak çorba ve çay ikramında bulunuldu. Törende Hasan Emre tarafından günün anlam ve önemine binaen şiirler okunurken, öğretmen Coşkun Zengel tarafından ağıtlar yakıldı. Öğretmenler Vakkas Pepe ve Mehmet Fidançiçek tarafından şiirler okunmasının ardından tören sona erdi. Besni Kaymakamı Çağlar Partal ve Belediye Başkanı Reşit Alkan depremzedelere başsağlığı dileklerinde bulunmalarının ardından beraberindeki heyetle birlikte tören alanından ayrıldılar.
“Sorumlular hesap verene kadar susmayacağız”
6 Şubat Deprem Mağdurları Derneği Başkanı Tarık Önder, törende yaptığı konuşmada, felaketin yalnızca doğal bir afet olmadığını, ihmallerin, denetimsizliğin ve rant hırsının büyük bir yıkıma yol açtığını vurguladı. Önder, şu ifadeleri kullandı:
“2 yıl önce bugün bu dakikalarda yıkılan sadece binalar değildi; hayallerimiz, sevdiklerimiz, umutlarımızdı! Her ihmal, göçük altında kalan bir cana; her gecikme, kurtarılamayan bir hayata mal oldu. Ayak bastığımız bu toprak sarsıldığında yalnızca binalar yıkılmadı, gelecekler yerle bir oldu, hayaller enkaza gömüldü. Çocuklar sessizliğe mahkûm edildi, analar gözyaşlarına, vicdanlar sustukça enkazın ağırlığı büyüdü!
“Biz enkazın altından doğan iradeyiz”
Bu kez tarih susanları değil, direnenleri yazacak! Sorumlulardan adalet önünde hesap sorana kadar ayakta kalacağız! Susmadık, susmayacağız! Gidenlere sözümüz var! Biz, enkazın altından doğan iradeyiz. Biz, kaybettiğimiz her canın bizden istediği adaletin ta kendisiyiz! İhmale, tedbirsizliğe, vurdumduymazlığa karşı dimdik ayakta duracağız ve bu mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceğiz!”
“Yargılamalarda ‘Olası Kast’ talep ediyoruz”
Deprem mağdurlarının adalet arayışına da dikkat çeken Önder, müteahhitlerin ve diğer sorumluların hak ettikleri cezaları almaları gerektiğini belirtti. Yargılama süreçlerinde “bilinçli taksir” yerine “olası kast” hükümlerinin uygulanmasını talep ettiklerini ifade eden Önder, konuşmasının devamında ise şu ifadelere yer verdi:
“Saniyeler süren anlar ömür boyu sürecek izler bıraktı”
“6 Şubat 2023 saat 04:17… Dünya bir anda karanlığın içinden gelen çığlıklarla yankılandı. İnsanlar sıcak yataklarından savrularak korkunun en soğuk gerçeğiyle yüzleşti. Duvarlar birer birer yıkılırken, zaman durmuş gibiydi. Betonun altında sıkışan hayaller; donmuş sokaklarda yankılanan yardım çığlıklarına karıştı. O an, yalnızca saniyeler sürdü; fakat bir ömür boyu sürecek izler bıraktı. Gözler umutsuzca ışık ararken, gece hiç olmadığı kadar uzun ve karanlıktı.
6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremler, binlerce insanın hayatına mal oldu, milyonlarca insanı evsiz ve çaresiz bıraktı. Ancak, bu büyük felaket sadece doğanın değil, insan eliyle yaratılan ihmallerin, rant hırsının ve cezasızlığın da bir sonucudur. Bugün, bu yıkımın sorumluları adalet önünde hesap vermesi gerekirken, gördüğümüz manzara adaletin değil, çıkarların ve koruma kalkanlarının devrede olduğunu göstermektedir.
“Rant uğruna inşa edilen yapılar binlerce insanın hayatına mal oldu”
Depremin ardından başlayan davalarda, müteahhitler ve diğer sorumlular hak ettikleri cezaları almıyor. Bilinçli ihmal ve rant uğruna inşa edilen dayanıksız yapılar, binlerce insanın ölümüne neden oldu. Ancak mahkemelerde sanıklar “bilinçli taksir” hükümlerine göre yargılanıyor, bu da cezalarının daha hafif olmasına neden oluyor. Oysa bizler biliyoruz ki, bu binaları inşa edenler olası bir depremde yıkılacağını ve insanların öleceğini bile bile hareket ettiler. Bu nedenle yargılamaların “olası kast” hükümlerine göre yapılmasını ve faillerin hak ettikleri en ağır cezaları almalarını talep ediyoruz!
“Sorumluların serbest bırakılması, hukukun bağımsızlığını sorgulatmaktadır”
Türkiye’de inşaat sektörü, siyasi iktidarların koruması altındaki bir rant düzeninin merkezinde yer almaktadır. Müteahhitler ve sorumluların bir bir serbest bırakılması, hukuk sisteminin bağımsızlığını sorgulatmaktadır. Kamu kaynaklarıyla beslenen ve hukuki denetimden kaçırılan bu sistem, bir sonraki felaketin zeminini hazırlamaktadır. Adaletin sağlanabilmesi için siyasetin yargıya müdahalesi son bulmalı, hukukun üstünlüğü tesis edilmelidir.
“Vicdan sahibi herkes gibi bu hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltiyoruz”
Bizler, depremde sevdiklerini kaybedenler, mağdur edilenler ve vicdan sahibi herkes olarak, bu hukuksuzluğa karşı sesimizi yükseltiyoruz. Adalet yerini bulana, sorumlular en ağır şekilde cezalandırılana kadar mücadelemiz sürecektir. Bir daha böyle bir felaketin yaşanmaması için, bilimsel ve etik kurallara uygun şehircilik anlayışının benimsenmesini, yapı denetim sisteminin şeffaf ve bağımsız olmasını, rant uğruna insan hayatını hiçe sayan tüm sorumluların hesap vermesini istiyoruz. Bizler, Depremde kaybettiklerimizin hatırasına sahip çıkacak, Adalet gelene kadar, sorumlular hesap verene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz! Susmayacağız, boyun eğmeyeceğiz…”