Menü
alan bir yaklaşımla reforma tabi tutulması gerektiğini belirterek, “Eğitim sistemi, dayatma ve ideolojilerden arındırılmalıdır” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Besni İlçe Başkanı Halil Karakuş, Y. Kemal Kaya’nın 1974’lü yıllarda “ İnsan yetiştirme düzemiz” adlı eserinde: “Politikacıların, eğitim sistemine partizanca yaklaşımlarının sonucu olarak; yanlış eğitim politikası, yetersiz öğretim programları ve kusurlu yöntemlerle eğitim düzenimiz, Türk toplumunun ekonomik, sosyal ve politik gerikalmışlığının temel nedenlerinden biri olmuştur ( Kaya, 2009).” Şeklindeki açıklaması bugün hala güncelliğini korumaktadır.
Karakuş; tek tip insan yetiştirme sürecinin Milli Eğitim şûralarıyla karşılarına çıktığını ve bu şûraların da son üç tanesine genel merkezimiz sendika olarak katıldıklarını belirterek, eğitimin özgür birey yetiştirmesinin öncelikle Anayasa’daki fırsat eşitliği şartının yerine getirilmesine bağlı olduğunu kaydetti.
Eğitim Sistemi Reforme Edilmeli
Eğitim-Bir-Sen’in karma eğitime değil, karma eğitim mecburiyetine karşı olduğunu vurgulayan Halil Karakuş, kaygılarını, telaşlarını ve faşizan yaklaşımlarını Atatürk’ten geçinerek millete dayatmaya devam eden bir kitlenin olduğunu söyledi.
Karakuş, şöyle devam etti: “Geçmişiyle güçlü bağlar kurabilen, kadim medeniyet değerlerini taşıyabilen, bununla birlikte gelecek tasarımı yapma yeteneğine sahip, özgüveni yüksek bireylerin yetişmesine katkı sağlayacak demokratik zihniyet ve düşünce ortamı sağlanmalıdır. Eğitim sistemi reforme edilirken, değerlerimizle barışmayı, evrenselliğe yabancılaşmamayı esas alan bir yaklaşımla hareket edilmelidir. Eğitim sistemi, dayatma ve ideolojilerden arındırılmalıdır.”
Eğitim politikasının tek tip insan yetiştirmeye dayalı olduğunu dile getiren Yeni Türkiye’de artık bunların aşılması gerektiğini ifade eden Karakuş, “Korkak devletin korkusu, korktuğu vatandaşı kontrol altında tutma anlayışına dayalıdır. Esasında körü körüne itaat vardır. Kime itaat edileceğinden ziyade nasıl itaat edileceğini içerir. Bu eğitim sistemi düşünmeyi, özgürlükçü olmayı, fert ve toplum olmayı da engelleyen, sivil itaatsizliğe bile müsaade etmeyen bir sistemdir. Farklı bir cümle kuran çocuklarımızı ‘yeni bir icat çıkartma’ diyen bir bakış. Devlete göre insan, devlete göre toplum, devlete göre millet… Bunlar eski Türkiye. Bunun yeni Türkiye’ye dönüşmüş hali, hepimizin büyük emeklerle desteklediği 2010 referandumuyla kendini göstermiştir.” dedi.
