10 Kasım, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve bağımsızlık mücadelesinin lideri Mustafa Kemal Atatürk’ü anma günüdür. Atatürk, sadece bir askeri deha değil, aynı zamanda sağlık ve yaşam kalitesi konusunda da önemli bir örnek teşkil etmiştir. Onun yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları, dönemin koşullarına rağmen sağlıklı ve disiplinli bir yaşamın izlerini taşır. Atatürk’ün beslenme alışkanlıklarına bakarak, bugünün sağlıklı yaşam anlayışına nasıl bir ışık tuttuğunu daha iyi anlayabiliriz.
Kahvaltıyı Genellikle Es geçti, Ancak Gün Boyu Kahveye Düşkündü
Atatürk, sabahları genellikle kahvaltıdan çok içeceklerle yetinirdi. Çay ve kahve içmeyi tercih ederdi, ancak fazla bir şey yemezdi. Kahvaltısında çoğunlukla soğuk ayran içer, yanında bir dilim ekmek yerdi. Bazen bir kâse yoğurt da tüketir, ardından kahve içerek güne başlardı.
Atatürk’ün bir alışkanlığı ise orta şekerli Türk kahvesiydi. Günde 10-15 fincana kadar içerdi. Her ne kadar Atatürk için vazgeçilmez olsa da bu kadar çok miktarda şekerli kahve tüketilmesi sağlık açısından olumsuz bir örnektir. Çünkü fazla kahve ve şeker maalesef karaciğer üzerinde yorucu bir etkiye sahiptir. Bu etki karaciğer yağlanması, hepatit, siroz gibi hastalıklara zemin hazırlamaktadır. Kahve tüketirken sade veya sütlü tercihte bulunmanız ve günde 2-3 fincanı geçmemeniz sağlığınız açısından daha doğru olacaktır.
Öğle Yemeği: Kuru Fasulye ve Ayran
Öğle yemekleri ise, Atatürk’ün sade ve besleyici yemeklerle geçirdiği zamanlardı. En sevdiği yemeklerden biri kuru fasulyeydi. Bu yemeğe “yağlı fasulye” derdi, çünkü gerçekten de pilavla birleşince harika bir uyum yakalardı. Ayran içmeyi de çok severdi, bazen ekmekleri ayrana batırarak yerdi. Yemekte çeşitliliği seven biri değildi. O, sofrada daha çok basit ve besleyici şeylere yönelirdi.
Kuru fasulye, aslında onun için sadece bir yemek değil, aynı zamanda geçmişe ve çocukluğuna bir bağdı. Askerliğinden bu yana sevdiği bir yemektir. Bu yüzden ona hep “askeri yemek” gibi gelirdi. Bu sadelik, onun sağlıklı ve dengeli yaşam biçimine olan bağlılığını da gösteriyordu. Kuru baklagil bitkisel protein kaynakları olmasının yanı sıra yüksek miktarda posa içermektedir. Siz de haftada 2 defa kuru baklagillere beslenmenizde yer vermelisiniz.
Akşam Yemeği: Konuklarla Sofra Keyfi
Akşam yemeklerinde ise, işler biraz daha sosyal bir hal alırdı. Atatürk için akşam yemekleri, devlet işleriyle birlikte konuklarıyla vakit geçirdiği özel zamanlardı. Bu yemeklerde bamya, karnıyarık ve haşlanmış kuşkonmaz gibi yemekleri severdi. Karnıyarıkla pilavı karıştırarak yermiş. Fava gibi zeytinyağlı bakla ezmesini de arada bir talep ederdi. Ancak tatlılarla pek arası yoktu, ama bir gül reçeli varsa, ona karşı koyamazdı.
Özellikle gece geç saatlerde acıktığında, peynirli omlet yemekten keyif alırdı. Sahanda yumurta da severmiş.
Ülkenin yoksul durumunu göze aldığı için az miktarda et tüketirdi. Hayvansal kaynaklı proteinler yerine kuru baklagil gibi bitkisel proteinler tercih etmek de ihtiyacı olan proteini karşılamada etkili olabilmektedir. Sevdiği yemeklere bakıldığında ise daha çok sebze ağırlıklı yemekler dikkat çekmektedir.
Meyve ve Atıştırmalıklar: Kavun, Leblebi ve Fıstık
Meyveler konusunda ise, özellikle kavun onun favorisi olmuştu. Akşam yemeğinden sonra tatlı yerine kavun yemeyi tercih ederdi. Atıştırmalık olarak da kavrulmuş leblebi ve fıstık sevdiği yiyeceklerdendi. Fakat kokulu yiyecekler ona pek hitap etmezdi; soğan ve sarımsak gibi yemekleri hiç sevmezdi.
Atatürk’ün Sağlıklı Yaşamı: Sade, Doğal ve Dengeli
Atatürk’ün beslenme alışkanlıkları, aslında bize çok önemli dersler verir. O, fazla yemek yemektense, dengeli ve sağlıklı beslenmeye özen gösterirdi. Atatürk’ün sofralarındaki sadelik, sadece yemek seçimlerinde değil, hayatının her alanında görmekteydik. Her şeyin doğal olanına, taze ve mevsimsel besinlere, aşırıya kaçmamak gerektiğine inanıyordu. O dönemde belki de fazla yaygın olmayan bu sağlıklı yaşam anlayışı, bugünün dünyasında daha çok önem kazandı.
‘’AŞIRI YEMEK TASARRUFA AYKIRIDIR’’ diyerek her zaman dengeli ve sağlıklı bir yaşamı savunmuştur.
Atatürk’ün Sağlık Anlayışından İlham Almak
10 Kasım’da onu anarken, sadece ülkemizi özgürleştiren büyük bir lideri değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamı ve düzenli beslenmeyi hayatına entegre eden bir insanı da anıyoruz.
Onun beslenme alışkanlıkları, sade ama sağlıklı bir yaşamın simgesiydi. Bugün, modern beslenme anlayışında da onun sağlıklı yaşam biçiminden alacağımız çok ders var. Fazla yemek yememek, doğal gıdalara yönelmek ve sağlıklı seçimler yapmak, sadece vücudumuzu değil, ruhumuzu da besler.
Atatürk’ün yaşamını ve sağlıklı beslenme anlayışını, sadece bir lideri anmanın ötesinde, kendi hayatımıza da entegre edebiliriz.
“Cumhuriyetimizin kurucusu, Türk milletinin özgürlük ve bağımsızlık mücadelesinin simgesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, aramızdan ayrılışının 86. yılında saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz; onun vizyonunu yaşatmak, her Türk vatandaşının en büyük sorumluluğudur.”