Besni pazaryerine sabit bir temizlik işçisi görevlendirir ve onu sadece pazaryeri içi ve çevresinin temizliğinden sorumlu tutardım. Çünkü pazaryeri kentin aynasıdır ve cam gibi berrak olmalıdır. Besni merkez ve köy nüfuslarını doğrudan ilgilendirdiği gibi kentte yaşayan özellikle yabancı memur ve öğrencilerinde gelen ziyaretçilerinin ilk uğrak yerleridir. Bu ziyaretçiler için Besni'nin değerlendirilmesi pazar yerinin düzen ve temizliği ile doğrudan ilgilidir.
Ben Olsam
Belediye bünyesindeki şirketlere işçi alıp yan gelip yatırmak yerine en azından temizlik görevli sayısını artırırdım.
Ben Olsam
Şehrin dolmuş duraklarının özellikle Mustafa Baba camisinin karşısındakinin önünden geçerken utanırdım
Ben Olsam
Pazar yerine hiç yakışmayan, Mustafa Oruçoğlu ve Mustafa Kiraz'ın (Kantarcı) kemiklerini sızlatan kantar kulübesini yeniler ve çöp dökme yerini pazar yeri dışına alırım.
Ben Olsam
Şehre nerden geldikleri belli olmayan dilenciliği meslek edinenleri sıkı takibe alır gerekli yasal işlemleri yapar ve özellikle aşağı mahallere yerleşen ne amaçla Besni'yi mesken tuttukları ve tercih ettikleri bilinmeyen vatandaşları gerek kimlik gerekse araçları (Muayene-Vergi) sıkı bir kontrolden geçirir Besni'nin yol geçen hanı olmadığı fikrini çevreye yayardım.
Ben Olsam
Özellikle akşam mesai çıkışında 1,5 saat PTT kavşağına zabıta veya trafik polisi görevlendirir özellikle şehirden Yenikent yönüne gidişi ışıklara bağlı kalmadan rahatlatacak şekilde düzenlerdim.
Ben Olsam
Şehrin bilboardlarında cirit atan Nihat ve Said Hatipoğlu, Serdar Tuncer, Recep Garip ve Halil Konakçı'nın boy boy afişleri gibi şehrin tanıtımı ve kültürüne çeyrek asırdır hiç bir maddi çıkar gözetmeksizin hizmet eden memleket şairi Hasan Emre'nin yine hiç bir ücret almadan dağıttığı kitabının imza gününü de Şehrin Bilboardlarına asardım.
Velhasıl, Sözün kısası,Yanii, Demem O kii...
Herşeyi ve herkesi idare etmek yerine sadece Şehri idare ederdim...
