Ben de (Ata Hocanın küçük oğlu) olarak bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istedim. Her şeyden önce şunu ifade edeyim. 31 mart seçimlerinden sonra Besni Belediye Başkanı olarak seçilen Kadim dostum Sayın Mehmet Emre´ye başarılar diler, Besnimiz için güzelliklere vesile olacağına inancımı ifade etmek isterim.
Ülkemizin son dönemlerde içinde bulunduğu (belki de) en temel ekonomik sorunu, ?İŞSİZLİK? sorunudur. Maalesef birçok kişi ve özellikle de gençler, bir iş kolunda çalışmak, bir iş bulmak noktasında ciddi sıkıntılar çekmektedirler. Bireyler, bir iş bulmak- bir aş bulmak umuduyla daha büyük şehirlere, ilçelere göç etmeye başlıyorlar. Özellikle tarımsal üretimimizin içinde bulunduğu zor durum, çiftçilerimizin sıkıntıları, bu göç dalgasının kırsal kesimlerden, köylerden şehirlere doğru daha yoğun bir şekilde gerçekleşmesine yol açmıştır.
Çiftçilik ya da hayvancılık ile geçimini sağlayan bireyler, ?yeni bir iş, yeni bir aş? bulmak umuduyla büyükşehirlere, illere ve ilçelere göç etmeye karar vermektedirler.
Kırsaldaki nüfusun, kentlere gelmesi sadece mekânsal bir değişim yaratmayacaktır. Bu aynı zamanda sosyal, kültürel, ekonomik ve hatta siyasi bir dönüşümü de beraberinde getirecektir. Kırsal kesimde edilgen olan ve cemaat yapılarının içerisinde hiyerarşik ilişki ağının bir parçası olan kişiler, etken ve cemiyet yapılanmalarının bir parçası olan eşit bireyler haline dönüşecektir. Bu kişiler göç ettikleri yeni koşulları benimseyerek o şehrin gerek ekonomik gerekse siyasi yaşamında önemli roller alabilmektedirler. İktisadi açıdan yeni yatırım faaliyetlerinde bulunmaları, yeni istihdam kapıları açmaları ve aynı zamanda istihdam gücünü artırarak şehre yeni dinamikler kazandırarak ekonomik kalkınmaya katkı sağladıkları görülmektedir. Bugün büyük şehirlere bakıldığında, büyük işverenlerin birçoğunun bu şekilde kırsal kesimden şehre göç etmiş kişilerden oluştuğunu görebiliriz. Örneğin, bugün ülkemizin en önemli kuruluşlarından biri olan, gerek ekonomik gerekse sosyal ve insani alanda yaptıkları yatırımlar ile isminden söz ettiren Değerli Hemşehrimiz, MERİNOS HOLDİNG´in geçmişi de bu görüşü doğrulamaktadır.
Bununla birlikte göçün ortaya çıkardığı bu olumlu katkılara rağmen bazen olumsuz yönleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu olumsuz yönlerden en önemlisi, yerleşim yeri problemleri ve gecekondulaşma olmaktadır.
Kırsal kesimden kente göçün ortaya çıkardığı önemli sonuçlardan bir tanesi, kentsel alanda yerleşim problemlerinin ve gecekondulaşmaların ortaya çıkmasıdır. Gecekondulaşma kırsal kesimden kentlere göç edenler için barınma gereksinimlerini karşılayabilecekleri, hukuksal gereklilikleri yerine getirmeden ve çoğu kez de kamu arazilerini işgal ederek gerçekleştirdikleri bir tür barınma yöntemidir. Gecekondulaşma ile o andaki en öncelikli ihtiyaç karşılansa bile, ciddi bir yolsuzluk kaynağı da ortaya çıkmaktadır. Çünkü şehirlerdeki idari otoriteler bu kanunsuzluğu siyasi, sosyal birçok nedenden dolayı engellemektense, oy ticareti ya da rüşvet karşılığı göz yumma yoluna gitmektedirler. Böylelikle yerel idare bürokrasisi bundan haksız kazanç elde ederken, gecekondu sahipleri de şehir rantının bir kısmına el koymuş olmaktadır. Bu hukuksuz durum devam ettiği sürece rüşvet ilişkisi aktif ve sürekli hale gelmektedir.
Şehirleşme hızının ve göçün artması, yeni gelenler ile kent çevrelerinin genişlemesi, seçim dönemlerinde yaşanan gecekondu afları, bir süre sonra yasalara aykırı bir fiili durum olan gecekondulaşmayı hukuki hale getirmektedir. Bu durumda gecekonduların çok katlı binalara dönüştüğü ve sahiplerinin artık mülk zengini hale geldikleri görülmektedir. Gecekondulaşmanın diğer bir sonucu ise, düzensiz ve plansız kentleşme ve doğurduğu altyapı ve kamusal hizmet sorunlarıdır. Kentsel alanda ev yapmak her şeyi çözmemekte, bu eve elektrik, su, kanalizasyon, iletişim ve belediyecilik hizmetlerinin sunulması gerekmektedir. Gecekondulara bu ve benzeri yerel ve merkezi kamusal hizmetlerin sunulması, yeni yolsuzluk alanlarının doğmasına yol açmaktadır. Örneğin eve su bağlanması için su ve kanalizasyon hizmeti sunan kamu kurumu çalışanlarına rüşvet önerilmesi veya bu çalışanlar tarafından rüşvet istenmesi söz konusu olabilmektedir. Rüşvet ile işlerini çözmek maliyetli geldiği durumlarda ise, bu hizmetlerden kaçak olarak yararlanma yoluna gidilebilmektedir. Zaten gecekondunun kendisi kaçak olduğu durumda, diğer kamusal hizmetlerin çalınması olağan hale gelmektedir. Buna örnek olarak elektrik ihtiyacını karşılamak amacıyla gecekonduların şehir şebekesine kaçak giriş yapmaları gösterilebilir ki, bu durum yaygın karşılaşılan bir sorundur. Ayrıca bu şekilde kaçak kullanımın yaygınlaşması, bu ihtiyaçlarını yasal olarak karşılayan ve bunun faturasını ödeyen vatandaşların da daha fazla bir şekilde bir maddi külfete maruz kalmasına yol açmaktadır. Bilinmelidir ki kaçak olarak kullanılan her birim fatura o bölgede oturan diğer vatandaşlara yansıtılmaktadır.
Bununla birlikte bu şekilde kaçak ve imar izni olmadan yapılan yeni binalar ya da var olan binalara eklemeler, şehrin fiziksel görünümü olumsuz yönde etkilemekte ve hiç de hoş olmayan bir yapılaşmaya yol açmaktadır. Modern ve estetik bir şehir görüntünden uzak karmaşık ve çarpık bir şehir profili ortaya çıkmaktadır ki bu durum şehrin tanıtımı ve gelişimi açısından büyük bir sorun teşkil etmektedir. Ayrıca bu değişim süreci sadece şehrin görüntüsünde kalmayarak günlük hayata da yansımaktadır. Çünkü insanlar kırsal kesimdeki yaşantılarını aynı şekilde şehir hayatına da uygulamaktadırlar. Artık insanlar yeni yaptıkları bu yapılarda hayvan beslemeye uygun ortamlar oluşturarak, kendine ait olmayan alanlarda ekim yapmaya başlayarak, modern bir şehir havasından uzaklaşmaktadırlar.
Çevresinde bulunan ilçelere göre gerek ekonomik gerekse sosyo-kültürel açıdan daha gelişmiş bir yapıya sahip olan güzel ilçemiz BESNİ´mizin de bu sorunlara maruz kalmaması en büyük temennimiz olmalıdır. Peki, bu temennimizin gerçekleşebilmesi neler yapılabilir? Her şeyden önce bu konuda yerel idarelerin yani belediyelerin, mülki amirlerin ve daha da önemli biz vatandaşların daha hassas olmaları gerekmektedir. ?Yeni Besni? projesi ile, modern ve düzenli bir yerleşim yeri izlenimi veren güzel ilçemizin, hepimizin ortak değeri olduğunu unutmayarak, kişisel çıkarlara, haksız kazançlara, siyasi hesaplaşmaya, kurban edilmemesi temel temennimiz olmalı. Daha fazla kazanç elde edeceğim, daha fazla oy alacağım kaygısı yada rant paylaşımı için, imarsız, düzensiz ve kalitesiz yapılaşmalara izin vermemeliyiz. Bununla birlikte biz bireylerinde bu konuda daha hassas olmamız gerekmektedir. Çevremizde gördüğümüz bu tür yapıları gerekli mercilere bildirip, durumun düzeltilmesi için çaba sarf etmemiz gerekmektedir. Daha modern bir BESNİ, daha gelişmiş bir BESNİ, daha güzel bir BESNİ istiyorsak gerek belediyemizin, gerekse vatandaşımızın bu konuda daha hassas olması gerekmektedir.
Prof. Dr. Ahmet Yılmaz ATA
Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
YORUMLAR