Kalbin Gizli Dili: Şiir

Kalbin Gizli Dili: Şiir

Merhaba Sevgili Okur,

Şiir… Söylerken bile insanın içini bir başka his kaplıyor. Sanki yumuşacık bir rüzgar gelip ruhumuza dokunuyor, bizi alıp başka bir dünyaya götürüyor. Şiir öyle bir şey ki, ne tam anlamıyla açıklayabiliriz ne de ondan uzak durabiliriz. Çünkü şiir, insanın içindeki en derin duyguların bir yansımasıdır; bazen neşe, bazen hüzün, bazen de tarifi mümkün olmayan bir boşluk.

Şair, hayatın görünmeyen yüzünü görür, dile gelmeyeni dillendirir. O yüzden şiir, her insanın içinde saklı duran ama çoğu zaman fark edemediği bir duygunun kelimelere dökülmüş halidir. Şair, gözle görülmeyenleri görür, duyguların gölgesinde yol alır ve oradan bir dünya kurar. Bu dünya, bizim dünyamızdır aslında. Şair, bizim adımıza konuşur. Bizim adımıza sever, bizim adımıza ağlar.

Şairin dizelerinde hayatın ta kendisini buluruz. Divan edebiyatında aşk, keder ve vuslat arayışı öyle büyülü bir şekilde anlatılır ki, okurken insan kendini o kelimelerin içinde kaybeder. Fuzuli’nin o unutulmaz gazeline bir bakın:

“Aşk derdiyle hoşem el çek ilacımdan tabîb
Kılma derman kim helâkim zehri dermanındadır.”

Bu beyitte, aşkın insana ne kadar derin bir yara açtığı ama aynı zamanda o yaranın bir şifa olduğu anlatılır. Şair, bir dert taşıyıcısıdır. Ama bu dert, yalnızca onun değil, hepimizin derdidir. Fuzuli’nin aşkı, dünyevi bir aşktan öte, ilahi bir arayışın simgesidir. Sevgili, hem bir hayaldir hem de ulaşılmak istenen bir hakikat. Baki’nin mısraları ise hayatın geçiciliğine dokunur:

“Âvâre gönül yine perîşân mısın âh
Dünyâ dolusu gam yemeğe hayrân mısın âh?”

Bu dizelerde, insan ruhunun o bitmek bilmeyen arayışı vardır. Hayatın geçici güzelliklerine duyulan hayranlıkla birlikte, dünyanın acılarına boyun eğişin hikayesi anlatılır. Divan edebiyatı, bu incelikli duyguları süslü bir dille değil, derin bir anlam dünyasıyla ifade eder.
Ancak divan edebiyatı sadece hüzün değildir. Orada sevgilinin kaşı, gözü, dudağı anlatılırken aslında insanın güzellik arayışı, estetikle olan bağ kurma çabası vardır. Bir beyitte sevgilinin kirpiği, bir başka beyitte onun dudağı öyle bir tasvir edilir ki, insan bu güzelliğin içinde kaybolur. Nedim’in o eşsiz İstanbul sevgisiyle harmanladığı şu dizeleri hatırlayalım:

“Bu şehr-i Sitanbul ki bi misl ü behâdır
Bir sengine yek pâre Acem mülkü fedâdır
Bir gevher-i yekpare iki bahr arasında
Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır”

Nedim’in dizelerinde, yalnızca bir şehri değil, bir aşkı, bir yaşam sevincini görürüz. Şiir, bazen hüzün kadar sevinç de taşır. Hayatın zorluklarını bir kenara bırakıp anı güzelleştirmek için bir davettir adeta.

Divan edebiyatının büyülü dünyasından halk şiirine geçtiğimizde, bizi bir başka samimiyet bekler. Aşık Veysel’in yalın dizeleri, sanki hayatın ta kendisi gibidir:

“Dost dost diye nicesine sarıldım,
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım boşa yoruldum
Benim sâdık yârim kara topraktır”

Burada bir derviş ruhunun tevazusunu, insanın kendisiyle barışıklığını hissedersiniz. Şiir, bazen görkemli bir saray odasında yankılanır, bazen bir dağ başında yankılanan türkü olur. Ama her zaman insana dokunur, insanı insana anlatır.

Gelelim modern şiire. Modern şairler, geçmişin derinliklerinden gelen bu mirası alıp bambaşka bir forma dönüştürmüşlerdir. Cemal Süreya, Turgut Uyar, Edip Cansever… Her biri kelimelerle bir dünya kurmuş, insanın içindeki karmaşayı, özlemi, aşkı birer sanat eserine dönüştürmüştür. Cemal Süreya’nın şu dizeleri, aşkı ve insan ruhunun o karmaşık derinliklerini anlatır:

“Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem
Ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.”

Bu dizede, sıradan bir kahvaltı bile insanın yaşam sevinciyle bağlanır. Şair, gündelik olanı alır ve ona büyülü bir anlam yükler. Şiir, her yerde gizlidir; bir sabah çayı deminde, bir yaprak hışırtısında, bir yağmur damlasında.

Sevgili okur, şiir yalnızca okunan bir şey değil, yaşanan bir şeydir. Hayatınıza şiiri davet edin. Sabah güneşiyle bir dize mırıldanın, gece yıldızlara bakarken bir şiir okuyun. Şiir, hayatın içindeki güzellikleri fark etmenize yardım eder. Turgut Uyar’ın dediği gibi:

“İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım”

Sevgiyle, umutla ve şiirle kalın. Çünkü her şiir, bir kalbin atışı; her kalp, bir şiirin kaynağıdır. Unutmayın, şiir sadece okumak için değil, hissetmek içindir.

*************************************************************************************************************************************************************************************************************************

18.12.2024’de Üniversitemiz ile Adıyaman İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen “Beşinci Mevsim” adlı şiir dinletisinde görev alan gençlerimizi tebrik ediyorum ve onlar için ufak bir mesajım var 

Sevgili genç arkadaşlarım,

Hayatınızın bu güzel anında, şiirle ve türküyle ilk kez buluşmuş olmanızı yürekten tebrik ediyorum. İnsan ruhunun en derin köşelerine dokunan bu eşsiz sanatlar, hepimizin ortak duygularını dile getirir. Şiir, bir bakıma kelimelerle örülen bir düş; türkü ise içimize işleyen bir ezgidir. Her ikisi de bizi kendimizle ve birbirimizle buluşturan güçlü bir köprüdür.

Şiir, bir kelimenin içinde bin anlam saklayan bir fısıltıdır. Türkü ise dağlardan süzülen bir su gibi berrak, dertle harmanlanmış bir melodidir. Sizin bu zenginliğe adım atmanız, yüreğinizde bir pencerenin aralandığını gösterir. O pencereden içeri sızan ışık, belki de hayatınıza yeni renkler, yeni anlamlar katacak.

Unutmayın, her şiir bir yolculuktur; her türkü, bir hatıra. Şairlerin dizelerinde ve türkülerde yankılanan o ses, aslında hepimizin sesi. Şimdi bu adımı attınız, bundan sonrası sizin keşfinize kalmış.

Sizleri bu yolda yalnız bırakmayacak nice dizelerle, gönlünüzü titretecek nice ezgilerle buluşmanızı dilerim. Yolunuz açık, türküleriniz bol, şiirleriniz derin olsun!

Sevgilerimle…

• Bu Ayın Şiiri: Fuzuli’den “El Çek İlacımdan Tabib”
• Bu Ayın Kitabı: Göğe Bakma Durağı – Turgut Uyar
• Bu Ayın Sözü: “Şiir, insanın duygularını kelimelerle dans ettirdiği bir sanattır.”

Exit mobile version