Kediciklerin ve zengin çocuklarının ilahı imiş gibi kendisini lanse eden bir adam. Kitap yazmış. Allah´ı anlatacakmış. Bir tarikata girmiş. Cemaat kurmuş.
Hangi tarikatın, hayranı olursa olsun; elbette beni ilgilendirmez. Benim bulunduğum apartmanda, şahsıma ait posta kutusuna bu adamın yazdığı bir kitap konmuştur. İşte bu konu beni ilgilendiriyor. Apartmanın dış kapısına da çok sayıda aynı kitaplar konmuştur. Ben, bu adamdan kitap istemedim.
Benim posta kutumdaki kitap görünümlü kağıdı belediyenin bıraktığı geri dönüşüm kutusuna attım. Komşularımız da istememişler. Sakinler olarak hepsi yüksek tahsillidirler. Dinimizi sapık zihniyetlerden öğrenecek değiliz. Kim neyi nereden öğreneceğinin bilincindedir. Bedava dağıtılan kitapların mutlaka bir maliyeti de vardır. Bu gideri kimler ve ne amaçla karşılıyor ise onu bilemiyorum.
Olay ÇOK BASİTMİŞ gibi algılanabilir...
Geldiğimiz her nokta BASİTMİŞ GİBİ algılar ile oluşmadı mı?..
Bu konu Devletin konusudur.
Var olduğunu sandığım, Diyanet gibi, Emniyet ve MİT gibi Devlet kurumları da bu tür konuları her halde inceliyorlar!.. Aksi halde, bu tür cemaatçilerin yeni paraleller oluşturdukları duygusuna kapılıyorum ve Türkiyemizin geleceği bakımından korkuyorum.
Korkmakta da haklı olduğumu sanıyorum. Hiç kimsenin korkmadan yaşamasını diliyorum.
14.08.2017-ANAMUR
