HASAN EMRE

Tarih: 06.06.2017 19:50

Ömer Ağaların Ümmü Bacı

Facebook Twitter Linked-in

Adam arabadan camı açmış apartmanın önünde oynayan çocuklara bir şeyler soruyor;

İlk çocuk bilmiyorum amca diyor.

İkinci çocuk hemen lafa atlıyor ben tanıyorum amca ben tanıyorum; 8 numara diyor. 

İlk çocuğa dönerek Hani lan !!

Kırmızı Arabası var ya?

Üçüncü çocuk; Haaa!!

Hanımı gözlüklü olan amca..

Hiç biri Mehmet Amca veya Ayşe Teyze demiyor.

Bir başka şekil ise komşularımızı artık arabaları, meslekleri veya şekilleri ile tarif ediyoruz.7 Numaradaki sakat çocuğu olanlar, en üst kattaki emekliler, giriş kattaki maliyede çalışan abi vb vb..

Bu şu demek oluyor;

Hiç kimse yıllardır görmediği eski komşusunu gördüğü zaman gözleri artık dolmayacak demek. Oysa ben 1994 yılında göğüs kanseri olan ve sonra bu hastalığı yenen canım anamı soran çocukluk komşum Saniye bacı karşısında gözyaşlarımı tutamamış ve sarılıp ağlaşmıştık.

Aslan oğlan veya Hatın kız ile başlayan yaşlı teyze ricalarını yerine getirip hayır dua almayacak kimse demek.

Balkonuna üst kattan düşen bir kaç ekmek kırıntısı için bir birlerine veryansın edenler;

Ömer Ağaların, Ümmü Bacısının evinin içinden geçilen bahçede komşusunun şire ve zahire işlerini günlerce  yapmasına izin verdiği gibi çocukları ile beraber yardım ettiğini söylesem şimdiki nesil belki de inanmaz.

Akşama yakın eve dönüşler başladığında aynı sofra etrafında eksiksiz toplanan bu düzen için sokakta oynadıkları oyunu en can alıcı yerinde bırakmak zorunda kalan o günün çocukları bu gün o sofrada öğrendiği paylaşmayı ve sabrı yeni nesle öğretmede zorluklar yaşıyor.

Ne desek boş; Adına teknoloji denen ejderha ve stres ve koşuşturma içindeki yaşam, hayatımıza bir takım kolaylıklar sağlasa da eski değerleri yerle bir ede ede hızla ilerliyor.

Dur bakalım nereye kadar...


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —