Cahil, çok bilgin olduğunu söyler. Doğrudur.
Ama, kendi açısından doğrudur.
Zaman geçince, kendi yalanına, kendisi de inanmaya başlar.
Düşlediği yalanlarını, düşünde görmeye başlar.
Düşlerinin etkisi ile hipnoz olur.
Kendinde, keramet olduğunu sanır.
Bu olgu, her türlü inancı temsil eden cahil kişilerde degişmez.
Hiç birisinin de, toplumun inandığı din ile bağlantısı yoktur.
Tamamen inançların kötüye kullanılması olayıdır.
Hepsi, biri birinin aynıdır.
Bilinç düzeyi aynı olan, çevresindeki kişiler, keramet var sandıkları adama inançsal bağımlılık gösterirler.
İnandıkları kişiye ekonomik anlamda bağışta bulunurlar.
Yapılan her bağışın, misli ile sevabına kavuşacaklarını sanarlar.
Kendisine inanan kişilerin, ekonomik bağışları hoşuna gider.
Böylece teokratik bir düzen kurulmuş olur.
Keramet olduğuna inanılan kişi, müslüman ülkelerde ŞEYH diye anılır.
Şeyhe inanan kişilerle, inanmış gibi görünerek, ekonomik çıkarların devamını sağlayan kişilere de MÜRİT denilir.
Daha açık anlamı ile, şeyh ile ona inanan kişiler arasındaki ekonomik bağın kurulmasını sağlayan kişidir MÜRİT.
Tarihte gördüğümüz, günümüzde yaşadığımız PAPAZLIK, HAHAMLIK, ŞEYHLİK veya, başka sıfatlarla inançların sömürülmesindeki yöntemler aynıdır.
Değişmez...
Hangi din veya mezhepte olursa olsun...
Kim ki, bu düzene karşı olursa, hemen "DİNSİZ" etiketini yapıştırırlar(!)...
Böylece, düzeni değiştirmek istemezler. Gerisini, aklı erenler söylesin... ´Hiç mi değişmez bu düzen´ dediğinizi duyar gibi oldum...
Değişir, değişmesine de....
Sabah olduğunu fark etmek gerek...
Esen kalınız.