Tüm dünya koronavirüs salgınıyla baş etmeye çalışırken, bir yandan da ülkeler arası aşı savaşları yaşanıyor. Uzmanlar toplumsal bağışıklık sağlanana kadar önlemlerin gevşetilmemesine vurgu yaparken, vatandaşlar normalleşmenin de etkisiyle maske, mesafe ve hijyen kurallarına riayet etmiyor.
Yaz aylarının gelmesi ve turizm sezonun da başlamasıyla birlikte 1 Temmuz öncesinde uyarılarda bulunan Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi Delegesi hemşerimiz Uzm. Dr. Mustafa Torun, 15 Temmuz sonrasına dikkat çekerek vaka artışlarının yaşanacağını söylemişti.
Türkiye´de aşılama süreci bir yandan devam ederken, o tarihlerde alınan gevşeme kararlarının toplumun rehavete kapılmasına neden olacağını aktaran Uzm. Dr. Torun, aynı zamanda virüsün uğradığı mutasyonların da etkisiyle,4´üncü tepenin çağrısını yapmıştı.
KORONAVİRÜS HIZ KESMİYOR AKSİNE HIZLANIYOR!
Yaz sıcaklarıyla beraber Kurban Bayramı sürecinde olgu sayılarının hızla artış gösterebileceğini vurgulayan Uzm. Dr. Torun, Delta ve Delta plus varyantının karşılaşıldığı ülkelerin hızla önlemleri sıkılaştırmaya gittiğini söyledi. Türkiye´de yetkililer tarafından yapılan çağrıların virüsün seyrini yavaşlatmaya yetmeyeceğini vurguladı. Uzm. Dr. Torun, ?Yapılan ?dikkatli olalım´ çağrılarıyla bu süreç yönetilemez. Daha önceden de belirttiğimiz gibi aşılama, pandemiyi önlemenin bir parçası fakat hepsi değildir. Sonuçta maske, mesafe, hijyen kurallarına uymaya,3K dediğimiz; Kalabalık, Kapalı alan ve Kontakt (temas)´dan uzak durmaya devam etmeliyiz. Turizmin baskısıyla alınan siyasi ve ekonomik kararlar neticesinde maalesef bu noktaya geldik. Hızlı bir şekilde başlayan açılımda halkımız her zaman olduğu gibi her şeyin serbest olduğunu düşündü. Ancak kesinlikle bu böyle değil. Bu virüs hız kesmeden, hatta daha da hızlanarak yayılmaya devam ediyor? dedi.
VİRÜS HALA ARAMIZDA!
Uzm. Dr. Torun, çevremizi dikkatle gözlemlediğimizde, özellikle sahil yerlerinde 100 kişiden sadece 3´ünün gerçek anlamda maske kullanımına dikkat ettiğini söyleyerek şöyle devam etti; ?Maske takan insanlar belli yaşlı ve bilinçli kesim. Bir kısım insanımız şu anda maskeyi sadece sembolik olarak taşıyor. Açıklanan gevşeme kararları ve yaz sıcaklarının da etkisiyle insanımız maske hayatından çıkmış gibi algılayıp, sanki bu virüs yokmuş gibi davranıyor. Üzülerek söylemek gerekirse; maalesef bu pandemi bizi etkilemez mantığına girildi? diye konuştu.
TEPE YAŞANACAĞINI BİLMEK İÇİN UZMAN OLMAYA GEREK YOK!
Uzm. Dr. Torun; ?Bu süreç bize neyi getirecek? Hiç uzman olmaya da gerek yok bu soruyu yanıtlamak için. Gayet basit. İster istemez hızla yükselmeye devam edecek olgular. Yeni pik kapıda. Bunu daha öncede söylemiştik? Biz tüm uzmanlar olarak Eylül sonu Ekim başı diye tahmin ediyorduk. Bunu tahmin edebildiğiniz gibi erkenleştirecek halkımız. Ağustos ayında tepeyi yaşayacağız gibi. Bunu bilmek için de uzman olmaya gerek yok? dedi.
NEREYE EVRİLİYORUZ?
Pandemi sürecinin yetkililer tarafından şeffaf yönetilmemesine bağlı olarak, uzmanlar tarafından vatandaşa bilgi aktarımının kısıtlı olduğunun altını çizen Uzm. Dr. Torun, koronavirüs tablosunda yapılan değişiklikte bir şüphe olduğuna dikkat çekerek şunları kaydetti; ?Rakamlar bastırılabilir, açıklanmayabilir. Bunu daha önce de gördük. Ancak şu anda hızlı bir şekilde olgular artışlara gidiyor. Bunu görmemek ise imkansız. Tabloda da değişikliğe gidildi. Hiçbir şekilde şeffaflık kalmadı. Tamamen dünyadaki bilgilere ve deneyimlerimize dayanarak yorumluyoruz süreci. Turkuaz tablodaki bazı verileri şu anda göremiyoruz. Bilgiler de saydam olmadığı için herkes birbirine ?nereye evriliyoruz?´ diye soruyor. Görünen köy kılavuz istemez. İngiltere´de Delta varyantı yüzde 100´e yaklaştı neredeyse; Avrupa´nın diğer ülkelerinde de yüzde 80´lerde. O ülkeler yeni önlemler almaya başlarken, biz rehavet içerisindeyiz. Yaz sıcaklarıyla beraber bu rehavet daha da artıyor. Maalesef sadece aşıya yüklenilerek Türkiye´de durumlar çözülecek zannediliyor?
VİRÜS BİZDEN HIZLI KOŞUYOR! Uzm. Dr. Torun, aşılamada da aşı karşıtlarının kara propaganda yaptığını ve ciddi bir kesim insanın bu asılsız iddialardan etkilendiğini vurguladı. Türkiye´de özellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesi´nde aşılama oranlarının çok düşük olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Torun, ?Maalesef ülkemizde Doğu, Güney Doğu ve hatta Karadeniz´in bazı bölgelerinde, İç Anadolu´da aşılanma oranları düşük, istenilen rakamlarda değil… Batı bölgelerimiz biraz daha iyi durumda. Aşıyla ilgili asılsız iddialar, komplo teorileri çıkarıldığı için insanlar da etkileniyor? Ülkenin her bölgesinde aşılanmanın homojen olması gerekiyor. Eşit ve hızlı bir şekilde aşılanma olması gerekiyor. Toplumsal bağışıklık için yüzde 60-70´lerden bahsediyorduk ama önlemler alınmadığı takdirde bu oranın en az yüzde 80 olması gerektiğini düşünüyoruz artık. Dikkat ederseniz yüzde 70´ten vazgeçiyorum ve yüzde 80 diyorum artık… Aşılama politikası gevşek olursa ve peyderpey bir şekilde devam ederse, hatta yüzde 90´lara kadar da çıkar bu oran. Hızla aşılanmalıyız. Çünkü virüs bizden önce koşuyor ve varyasyonlar yapıyor?
DELTA BAŞIMIZA BELA OLDU, İLERİDE DE DELTA PLUS OLACAK
Dünyada başlayan Delta plus varyantı alarmına ilişkin açıklamalarda bulunan Uzm. Dr. Torun, şu sözleri söyledi; ?Şu anda bir tehdidimiz daha var o da Delta plus? Birçok ortak mutasyonları içermesi sebebiyle bizleri kokutuyor. Delta varyantı tehlikeliydi ancak Delta plus hakkında elimizde veri olmaması sebebiyle ne kadar tehlikeli olabileceğini bilemiyoruz. İlerideki yayınlar bize yol gösterecek. Son derece ciddi bir durum söz konusu. Çünkü giderek yayılıyor ülkeler arasında. Türkiye´de yeterli sayıda dizin analizi yapılmadığı için bir fikir de yürütemiyoruz. Tahminimize göre Delta bu kadar Dünya´da yayıldıysa, şu anda bizde de Delta varyantı egemen olmaya adaydır. Alpha varyantının yerini Delta aldı ve bundan sonra da Delta plus devreye girecek gibi. Hızlı bir şekilde aşılanma sağlanmaz ve önlem alınmazsa ilerleyen zamanda Delta plus da Türkiye´de çok konuşulacak bir varyasyon olabilecek gibi. Umarım yanılırız. Delta varyantı aynı nezle gibi. Öksürük, hapşırık, ateş bulguları içeriyor. Delta plus varyantının da henüz yayınlanmış klinik bulguları yok. Ancak etkisinin daha şiddetli ve ciddi klinik bulgulara neden olabileceğini düşünüyorum. Delta başımıza bela oldu, ileride de umarız Delta plus olmaz. Dolayısıyla mutlaka maske, mesafe, hijyen önlemlerinin alınması gerekiyor. Benim görüşüme göre; eğer dünyada yeterli önlem alınmaz ise, bu virüs sadece mevsimsel bir virüs olmayacak; korona devam edecek gibi. En büyük hata da Dünya Sağlık Örgütü´nün bir türlü otorite sağlayamayıp, karar verici, uygulayıcı olamaması. Dünyada koruyucu hekimliği ön plana alan uygulamalar maalesef artık yok. Bu da hepinizin tahmin ettiği gibi küresel anamalcı sistem yüzünden. Bu da dünya sağlığını ciddi bir şekilde tehdit ediyor. DSÖ´nün başlangıçta sadece yazışmalar üzerinden yaptığı uyarılar, küresel kapitalizm vurdumduymazlığıyla birlikte bizleri bu noktaya getirdi. Sistem bu şekilde ilerlemeye devam edip, küresel ısınmayı durduramazsak; dünya yeni pandemilere gebe olacaktır. DSÖ maalesef sadece tavsiye organı boyutunda kaldı.?
YA HİÇ! YA HEP BERABER!
Uzm. Dr. Torun, son olarak dünyadaki aşı dağıtımındaki eşitsizliğe değinerek, ?Dünyada aşıya erişemeyen yoksul ülkelerde aşılanma oranları yüzde 1-2 civarında? Gelişmiş ülkeler de yüzde 50 ila 70-75 arasında… Böyle bir açmaz var. Aynı yoksulluk, açlık gibi. Yoksul ülkelerin aşılanmada hız kazanamaması yeni ve tehlikeli varyantların oluşmasına sebebiyet verecek. Hiçbir şekilde bunun önünü alamayacağız gibi gözüküyor; ya hiç ya hep beraber? dedi.