Güneşhan, okulların açılmasının üzerinden bir ay geçmesine rağmen okullarda temizlik ve güvenlik başta olmak üzere birçok temel ihtiyacın karşılanamadığını vurguladı. Eğitimde yaşanan sorunların çözümü için herhangi bir adım atılmadığını belirten Güneşhan, “Üç aylık yaz tatili boyunca bu sorunların çözümü için ne yapıldı? Koca bir hiç! Ağustos böceği misali diyeceğim ama ağustos böceği kadar bile olamıyorsunuz. Ağustos böceği en azından karıncadan yardım istiyordu. Siz belediyelerimizin okulları temizlemesinin önüne bile geçiyorsunuz, onların yapmak istedikleri yardımı reddediyorsunuz. Sayın Bakana ve bu saçmalığı savunanlara buradan soruyorum: Çocuklarımızı pis okullara göndermekle ne umuyorsunuz? Bu size ne kazandırıyor? Eliniz varsa vicdanınıza koyun.” dedi.
“61 Bin Okul İçin 30 Bin Hizmetli Alımı Akıl Dışı”
CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, TBMM’deki Öğretmenlik Meslek Kanunu görüşmelerinde, okullardaki temizlik ve güvenlik yetersizliklerini gündeme getirdi. Güneşhan, Türkiye’de 61 bin devlet okulu olduğunu, bazı okulların büyük yapılar barındırdığını ve en az 3-4 hizmetliye ihtiyaç duyulacağını belirtti. Ancak, bu büyüklükteki okullar için yalnızca 30 bin hizmetli alımı planlanmasının gerçekçi olmadığını vurgulayan Güneşhan, “Üstelik bu personeller günlük yevmiyeli çalıştırılmak isteniyor. Günde sadece 650 lira yevmiye verilecek. Bu şartlarda okulların temizlik ve güvenlik ihtiyacının nasıl karşılanacağını anlamak mümkün değil” dedi.
Güneşhan, Milli Eğitim Bakanı’na seslenerek, “Evladınızı pis okullara göndermek ister misiniz? Çocuklarımızın en temel ihtiyaçlarını sağlayamıyorsanız, orada ne iş yapıyorsunuz?” ifadeleriyle tepki gösterdi. Temizlik, güvenlik ve iyi bir eğitimin devletin sorumluluğunda olduğunu hatırlatan Güneşhan, mevcut durumu eleştirerek, okullardaki temel sorunların çözülmesi gerektiğini söyledi.
“Öğretmenlerin Sorunları Görmezden Geliniyor”
Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun aceleyle hazırlandığını ve yeterli paydaş görüşü alınmadan Meclis’e sunulduğunu belirten Güneşhan, bu teklifi, “iktidarın kendine itaat edecek, sorgulamayan ve partizan öğretmenler yetiştirme çabası” olarak nitelendirdi. Yasa tasarısında, eğitim bilimcilerin ve öğretmen sendikalarının taleplerine yer verilmediğini vurgulayan Güneşhan, bu durumun eğitimde daha büyük sorunlara yol açacağını söyledi.
“Eğitimin Başarısı, Ülkenin Geleceğini Belirler”
Milletvekili Güneşhan, eğitimin ülke geleceğini belirlemedeki rolüne dikkat çekti. Eğitimin gücünün ve başarısının, bir ülkenin tüm yapısını etkilediğini ve geleceğine yön verdiğini ifade eden Güneşhan, bu önemi en iyi kavrayan kişilerin başında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün geldiğini söyledi.
Güneşhan, konuşmasında, eğitim sisteminin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitime verdiği önemi hatırlatarak, Cumhuriyet’in ilk yıllarında çıkarılan ve eğitimi çağdaş bir yapıya kavuşturan yasaların önemine değindi. “Değişmez önderim Mustafa Kemal Atatürk, daha Millî Mücadele döneminde, savaşın tam da ortasında, 1921 yılında Maarif Kongresi’ni düzenlemiştir. Top sesleri Ankara’da, Mecliste duyulurken “Düşman askerleri kapımızda, bu toplantıyı erteleyelim.” önerisi kendisine iletildiğinde, kararlılıkla “Hayır, bu kongre yapılacak.” yanıtını vermiştir. Bu kongrede modern, çağdaş, laik, demokratik bir ülke için sağlam bir eğitim sisteminin temelleri atılmaya çalışılmıştır. Cumhuriyet ilan edildikten sonra da Atatürk, ülkenin zeki ve akıllı öğrencilerini ülkenin içinde bulunduğu zor ekonomik koşullara rağmen iyi bir eğitim almaları ve aydınlık bir neslin inşası için Avrupa’ya göndermiştir ve o öğrencilere şöyle bir telgraf çekmiştir değerli arkadaşlar: “Sizi birer kıvılcım olarak gönderiyorum, gür alevler hâlinde dönmelisiniz.” demiştir. Yine, bundan tam yetmiş altı yıl önce bu Mecliste bir yasa çıkarıldı. Dönemi Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in hazırladığı bu yasa, daha çok bilinen ismiyle “harika çocuklar yasası” idi. Bugün ülkemizin ve dünyanın en önemli isimleri Gülsin Onay, Ateş Pars, İdil Biret, ilerleyen yıllarda Fazıl Say gibi pek çok sanatçı bu yasadan faydalanmıştır.” ifadelerini kullandı.
“Öğretmenlik Meslek Kanunu, Külliye’de Hazırlanmış Bir Teklif”
Güneşhan, Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerine yaptığı konuşmada, bu yasanın çıkarılmasının acı ve utanç verici olduğunu belirtti. Güneşhan, bu teklifin, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in de ifade ettiği gibi, Külliye’de hazırlandığını ve yasama yetkisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde olduğunu vurguladı. “Bakın, değerli arkadaşlar, şimdi, bahsettiğimiz bu yasayı çıkaran ve böylesine geleceği aydınlatan düzenlemelere imza atan bu Mecliste bugün Öğretmenlik Meslek Kanununu konuşuyor olmak gerçekten acı ve utanç vericidir. Bu teklif Yusuf Tekin’in de ifade ettiği gibi Külliye’de, sarayda hazırlanmış bir tekliftir. Yasa yapma yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisindedir, yürütme buna karışamaz; en azından, demokratik ülkelerde bu böyledir. Teklif hazırlanırken ne eğitim bilimcilere danışılmış ne sendikalara sunulmuş, acelece, acemice hazırlanmış ve karşımıza çıkarılmıştır. Dün hepimizin bildiği gibi, eğitim meslek grubunu güçlü bir şekilde temsil eden 6 büyük sendika teklifin geri çekilmesi ve bazı taleplerinin yerine getirilmesi için Millî Eğitim Bakanlığının önüne siyah çelenk bıraktıktan sonra yüce Meclisimize yürüyüp, yüce Meclisimizin önünde basın açıklaması yapmışlardır. Buradan ben Sayın Bakana seslenmek istiyorum: Bu sese kulak verin, gerçeklere kulağınızı tıkamayınız.” şeklinde konuştu.
Güneşhan: “Bu Kanun, Öğretmenliği Bitirme Kanunu Olma Özelliği Taşıyor”
Milletvekili İsmet Güneşhan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun nitelik olarak bir meslek kanunu özellikleri taşımadığını belirterek, “Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adına “meslek kanunu” denilmiş ama nitelik olarak meslek kanunu özelliğini taşımıyor. Buna ancak “öğretmenliği bitirme kanunu” demek daha doğru olur. Öğretmenlerin yetiştirilmesinden istihdamlarına, görev başında gelişimlerine, göreve atanma, sosyal haklar ve emekliliğe kadar birçok konuyu kapsayıcı nitelikte olmadığını görüyoruz bu kanun teklifinin. Başta ekonomik zorluklar olmak üzere, öğretmenlerimizin, öğrencilerimizin, velilerimizin ve okullarımızın yığınla sorunu var. Bunların çözümlenmesi beklenirken, bu kanunla, iktidarın kendilerine koşulsuz itaat edecek, sormayacak, sorgulamayacak, partizan öğretmenler yetiştirme telaşında olduklarını gördük. Üstelik kendisi gibi düşünmeyen öğretmeni sistemde öğütmenin yolunu bulduklarını da gördük. Oysa beklenen neydi değerli arkadaşlar bu kanun teklifinde? Güvenceli iş, eşit işe eşit ücret, mesleki itibar ve saygı; bu kanun teklifinde bunların hiçbiri yok, hiçbir beklentiyi karşılamıyor” dedi.
“Öğretmenlerin Haklarını Ellerinden Alıyorsunuz”
Güneşhan, kanun teklifiyle 1 milyon öğretmenin eğitimlerini ve diplomalarını yok saymanın yanı sıra, öğretmenlik haklarının ellerinden alındığını ifade etti. Teklifin, öğretmenlerin emeğini ve eğitimlerini değersizleştirdiğini belirten Güneşhan, “Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifiyle öğretmenin aldığı eğitimi ve diplomalarını yok sayıyorsunuz. Bugün 1 milyon öğretmenin öğretmenlik haklarını elinden alıyorsunuz, emeği yok sayıyor, cumhuriyet tarihinin en büyük umut ve gelecek hırsızlığını yapıyorsunuz. Bu kanun teklifinde “Mezunsun ama öğretmen değilsin. Ancak öğretmen adayı olabilirsin.” diyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bu kanun teklifi aynı zamanda çelişkilerle de dolu. İki arkadaş eğitim fakültesini bitiriyor, devlette öğretmen olmak isteyene “Sen henüz öğretmen değilsin, önce seni bir akademiye alalım.” derken özel okula girmek isteyen öğretmene “Tamam, sen öğretmensin.” diyorsunuz; bu çifte standart dünyanın hiçbir yerinde Afrika ülkelerinde bile görülmüş değildir. Millî Eğitim Akademisini kurup Bakana da sonsuz bir yetki vererek öğretmenlik mesleğinin itibarını yerle bir ediyorsunuz. Bu ülkede kırk yıldan beri öğretmeni eğitim fakülteleri yetiştiriyor. Eğitim fakültelerini yetersiz bulduğunuz itirafıyla akademi eğitimini zorunlu hâle getirip 1 milyon öğretmeni atama sorumluluğundan kaçıyorsunuz. Bu teklif öğretmenleri atama sorumluluğundan hileyle kaçma ve sizin gibi düşünmeyen öğretmenlerin sesini kısma teklifidir.
Yine, bu teklifle öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırıyor, değersizleştiriyoruz, ekonomik zorluklar içerisinde bırakıyorsunuz, saygın bir meslek olmaktan çıkarıyorsunuz; gerçi artık bunlara şaşırmıyoruz değerli arkadaşlar. Bakın, Sayın Bakan daha geçenlerde, Erzurum’da çok vahim bir açıklamada bulundu, aynen şunu dedi: “Dünyanın hiçbir tarafında bu kadar büyük öğretmen kitlesi kamu tarafından fonlanmıyor.” Sayın Yusuf Tekin öğretmenin emeği karşısında aldığı maaşı “fonlamak” olarak değerlendiren bir Millî Eğitim Bakanı. 1 milyon 150 bin çalışma arkadaşına bu gözle bakan Yusuf Tekin’in ta kendisi aslında Millî Eğitimin beka sorunudur.
Yine, bu teklifte hiç adına rastlamadığımız bir grup var: Özel sektör öğretmenleri. Teklifin hiçbir maddesinde onlara dair bir çalışma yok, onların hak ve hukukunu koruyacağınıza patronların insafına bırakmış durumdasınız.
Bu kanun teklifinde ücretli ve sözleşmeli öğretmen uygulamasının, hâliyle emek sömürüsünün de devam ettiğini görüyoruz, modern kölelik aynen devam ediyor bu kanun teklifinde.” dedi.
“34. Madde Öğretmenlerin İş Güvencesini Tehdit Ediyor”
CHP Çanakkale Milletvekili İsmet Güneşhan, Öğretmenlik Meslek Kanunu’na yönelik eleştirilerini sürdürerek, 34. maddenin öğretmenlerin iş güvencesini tehdit ettiğini belirtti. Güneşhan, bu madde ile iktidarın istemediği veya öğrencisiyle sorun yaşayan öğretmenlerin akademiye gönderilme ve yeniden yetersiz bulunmaları hâlinde öğretmenlik görevlerinden alınıp genel idare hizmetleri sınıfında görevlendirilme riskine dikkat çekti. Bu durumun, iktidarla aynı görüşte olmayan öğretmenlerin sesini kısma amacı taşıdığını ifade eden Güneşhan, “Komisyonda da üzerinde çok konuştuğumuz bir madde var ki akıllara zarar, o da 34’üncü madde. İktidarın istemediği veya okullarda öğrencisiyle ters düşen bir öğretmenin bu madde gereğince akademiye gönderilme, hatta yeniden yetersiz bulunması hâlinde öğretmenlik görevinden alınarak genel idare hizmetleri sınıfında bir göreve verilme riskini taşıyor. Bu madde, iktidarla aynı görüşte olmayan öğretmenin sesini kısma maddesidir, öğretmeni iş güvencesizliğine mahkûm eder.
Sözlerime son verirken bu teklifin laik cumhuriyetin bilimsel eğitim idealinden ve Atatürk devrimlerinden âdeta nefret ettiği ve bir rövanş peşinde koştuğu açıktır; bu teklif açıkça Anayasa’ya aykırıdır. Gelin, bu teklifi geri çekin, hep birlikte toplumun her kesimince kabul gören, tüm paydaşların görüşleri alınarak hazırlanmış bir teklif olarak ortaya çıkaralım. Yüce Meclisimizi saygıyla selamlıyorum” dedi.