Besni’de Kaybolan Meslekler “KUYUMCULUK”

Kuyumculuk; kıymetli maden ve taşlardan çeşitli maksatlar için kullanılan ziynet eşyası imal etme sanatıdır. Besni'de Kaybolan Meslekler yazı dizimizde bu hafta "Kuyumculuk" mesleğini ele alıyoruz.

BESNİ HAKKINDA 13.12.2023 14:14:00 0
Besni’de Kaybolan Meslekler “KUYUMCULUK”

KUYUMCULUK

Aşağı şehirde bir zamanlar bu meslek dalının çeşitli temsilcileri vardı. Bunlar; altbaş çarşıda Aşganoğlu Ali usta (Uğur), köşger pazarında Tahtagıçın oğlu Memet Usta (Göksu), Şeker Ahmedin oğlu Cafer ve kardeşi Arif usta (Bardakçı), Elfeşenin oğlu Hamdi Usta (Bağış) Taşçının oğlu Memet usta (Taşçı), Haci Abdullah (Karagül), Tüccar Pazarında Hüseyin Karagül, Tahtaoba yolunun üzerinde Lokuney Seydinin oğlu Memet usta (Uncu), Tuzlupınar yolu üzerinde Mahmut Uğur, Kasap pazarında kasap Muharremin oğlu Ağa karadayı başlıca kuyumculardı.

Kuyumculuk mesleğini Besni’ye ilk getirenin Ermeni asıllı Toros usta ve adı bilinmeyen bir başka usta tarafından getirildiğini tespit ettik.

Toros usta ermeni sevkiyatı esnasında Halep’e gitti. İleriki dönemlerde Besni’den karayoluyla Hacca giden hacılarımızdan bazıları Toros ustanın çocuklarını ziyaret ettiler. Toros ustanın çocuklarının halen Halep’te yaşadığı tahmin edilmektedir.

Toros ustanın Besni’den ayrılması ile bu meslekte yıllarca bir boşluk yaşanır. Bir zaman sonra yabancı birisi adını şanını tespit edemediğimiz gelişi ve gidişi esrarlı olan kuyumcu ustası 3-4 yıl Besni’de çalışır. Besni’ye sessiz sedasız gelen bu usta yine sessiz sedasız memleketimizden ayrılır. Bu ustanın memleketimize gelmesinde en büyük ihtimal asker kaçağı veya mecburi ikametten dolayı olsa gerektir.

Bu ustanın yanında çırak olarak; Mehmet Karagül, Hacı  Abdullah Karagül, Amzadanın oğlu Ahmet Ata, Boğusun oğlu Mustafa Bozdağ, Yan Ali(Alev) Tenekeci Vakkas (Telkesen)birkaç yıl çırak olarak çalıştıktan sonra ustanın memleketi terk etmesiyle  kuyumcular yetişmiş olur. İşin ilginç yanı ismini saydığımız bu kişilerin tamamının ilk mesleğinin tenekeci olmasıdır. Bunlar içerisinde meslekte öne çıkan Mehmet Karagül olmuştur. Mehmet Karagül kuyumcu dükkânı açarken diğerleri bu işi tenekecilikle beraber yürütmeye çalışır ve bunlar tenekeci olarak kalırlar. Daha sonra Mehmet Karagül, kardeşleri Hacı Abdullah ve Hüseyin’i yanına alır. Üçü beraber bir dükkânda bu sanatı sürdürürler.

Bu kardeşler meslekte kendilerini tam olarak yetiştirdikten sonra birbirilerinden ayrılırlar. Bundan sonra Mehmet Karagül’ün yanında çırak olarak kayınbiraderleri Ağa ve Muharrem Karagül kardeşler mesleği öğrenmeye çalışırlar. Yukarıda sayılan 11 kuyumcunun tamamı Mehmet Karagülün çırağıdır.

Mehmet Taşçının yanında kardeşi Metin Taşçı’da bu mesleği öğrenmeye başlar. 27 Mart 1947’de Mehmet Taşçının ölümüyle Metin Taşçı aynı dükkânda mesleğe devam eder. Beligırıkların dükkanında bu mesleği yürütmeye çalıştığı zaman Metin Taşçının yaşı henüz 10’dur.

Metin Taşçıyla diğer 10 esnaf arasında tatlı bir rekabet başlar. Sonuçta; Besni’de ayarı sağlam ilk altını satma, tartısını ve işçiliğini söyleyerek satma, alınan hurda altının ayarı, ağırlığı ve fiyatını belirlemede ilk oldu. Bu belirlemeler ile esnaflıkta güven sağladı ve sivrildi. Cafer Bardakçının dışında diğer kuyumcu esnafının tamamı İstanbul’a göç ettiler.

Besni’deki kuyumcular imalatçı olup, lüks, gazocağı tamiri ve gümüş ağırlıklı ziynet eşyası yaparlardı.

Metin Taşçı Lüks ve gazocağı tamirini bırakınca tam manasıyla bağımsız ilk kuyumcu dükkânı 1963’te Yukarı şehirde ortaya çıktı. Cafer usta ise tamircilikte kaldı.

Bu arada Erdoğan Taşçı da kardeşi Metin Taşçı’nın yanında yetişmiş oldu. Gümüş kullanımı azaldı. İnsanlar Altın’a yeteri kadar alışamadı.

Metin Taşçı imalatçı kökenli olduğundan dolayı satılandan çok mal imal edince arz talep dengesi bozuldu. Arz çok, talep az duruma gelindi ve zaman zaman işsizlik ortaya çıktı. Bu arada arayış içinde olan Metin Taşçı arayışı neticesinde saatçiliğe de başladı. Saat tamirciliğinde de ilerleyen Metin Taşçı 48 TL’lik faturayla başladığı saat parçacılığında bir müddet sonra bölgede stoku en fazla olan tamirci oldu. Bu arada Adıyaman ve Gölbaşı gibi yerlerden tamir için saatler gelmeye başladı.

Esnaf kefalet kooperatifi başkanı Ali Mutlu’nun 500 TL’lik kredi teklifine 1500 TL verirseniz alırım diyen Metin Taşçı bu parayı alıp taksitle saat satış işine girdi. Bu paraya 20 adet erkek kol saati 5 adet bayan saati 10 adet çalar saat aldı ve böylelikle Besni’de de taksitli saat satışı başlamış oldu. Bu arada yöremizin saat toptancısı oldu. Hatta Besni esnafından Mahmut Süngü, arada bir Metin Taşçının yanına uğrayarak espriyle “Adamların İstanbul’a mı geldi ne?” der…

Uzunca bir müddet Besni’de kuyumculuğu tek başına sürdüren Taşçı kardeşlere daha sonra Kiya Bekir ve İsot Mamedin pasajının içine kuyumcu dükkânı açan Ali Erdoğan ve Cüneyt Sabakta eklenir. Böylece Besni’deki kuyumcu sayısı bir anda dörde çıkar. Daha sonra Metin Taşçı çeşitli sebeplerle 01.01.1992’de Besni’den göç eder.

Besni’de kuyumcu sayısının çokluğunu kâr marjının yüksekliğine bağlayan Metin Taşçı enflasyonun düşmesi Resmi döviz bürosunun açılması gibi unsurların yanyana gelmesi ile tekrar kuyumcu sayısının azalabileceğini dile getirdi.

Kuyumculuk hayatınızda değeri fazla olan altın gümüş gibi ürünlerden size hiç geldi mi ve aşağı şehirde define var mı? Sorumuza Metin Taşçı 1953-1954 yıllarında Aşağı şehirde Mustafa Rabuş’un babası Hacı Ammi benden evvel başkalarına da gösterdiği bir parça altınla yanıma geldi. Bende altının 24 ayar olduğunu söyledim 2-3 cm2’lik büyüklükte bulunan altın parçasını aldım. Bunun devamı çok getirirsek alırmısınız dediler bende ne kadar varsa alırım dedim. Fakat bu altının devamı gelmedi. Bir ara Hacı Ammiye altınları sorduğumda Haci Ammi bana Altını getirenlerin Aşağı Söğütlü köyünden olduğunu ve bunların bir mezar bulduğunu getirilen altın parçasınında altından yapılmış olan kefenin parçası olduğunu söyledi.

Mesleği bilmemize rağmen 1950 öncesinde antikanın önemini bilmediğimiz dönemler oldu. O dönemlerde kolay işlenir diye gümüş parayı alır eritir başka şeyler yapardık. Sonra öğrendim ki erittiğimiz o paralar antika özelliği taşıyan Büyük İskender’in parasıymış. Sonraki dönemlerde antika özelliği olmayan paralar çıktı. Bize en çok para veya altın Sofraz (Üçgöz) beldesinden ve Aşağı Söğütlü'den geldi.

Aşağı şehirde define var mı sorusuna gelince bu sorumuza Metin Taşçının cevabı; olabilir şeklinde oldu.

Bir zamanlar memleketimizde 11 adet imalatçı kuyumcu esnafı olmasına rağmen günümüzde bu sayı 18 olup bu kuyumcu esnafının hiçbiri imalatçı değildir. Halbuki Toros ustanın yapmış olduğu 50 kıratlık kaplamayı bugün bile birçok imalatçı kuyumcu yapamamaktadır. Yine Metin Taşçı’nın saf altın elde etmede %0 997’i yakalaması müthiş bir sanat başarısıdır. Bu oran dünyanın önde gelmiş işletmelerinde bile ancak %0 999’dur...


Aramızdan Ayrılanlar 03.04.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 20.03.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 17.02.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 31.01.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor