Besni'de Kaybolan Meslekler "SİNEMACILIK"

Sinemacılık Besni kültürünün oluşmasında yerleşmesinde ve dahi ülke ve evrensel kültürden etkilenmesinde, bir zamanların en önemli aracı konumundaydı. Bu haftaki yazı dizimizde "Sinemacılık" mesleğini ele alıyoruz.

BESNİ HAKKINDA 31.12.2023 12:35:00 0
Besni

SİNEMACILIK

Besni ve kültürünü yazmaya çalışırken ilginç vakıalarla karşılaşıyoruz. Bu vakıaları duydukça kültürün kaynağına veya kültüre etki eden unsurlara da ulaşıyoruz. İşte sinemacılıkda Besni kültürünün oluşmasında yerleşmesinde ve dahi ülke ve evrensel kültürden etkilenmesinde, bir zamanların en önemli aracı konumundaydı...

Sinemacılık mesleğinin Besni’deki tarihi de oldukça eskilere dayanmaktadır. Bu mesleği Besni’de ilk yapanın Cumanın oğlu Halil Cila olduğunu tespit ettik. Sinemacılık mesleğini nereden düşündüğünü sorduğumuz Sayın Halil Cila; Bir defasında G. Antep’e gittiğini burada sinemada baş rollerinde kimin oynadığını hatırlamadığı “Mezarımı Taştan Oyun” filminin kendini etkilediğini ve bu esnada Besni’de sinema açmaya karar verdiğini anlattı. 

Halil Cila’nın babası aşağı şehirde köprübaşında çinko çatılı kahvehane yapar. Daha sonra Halil Cila babasından habersiz olarak İstanbul’a gider. Burada ‘Heruter”marka benzinli motorlu sinema makinası alır ve bu makinayı Besni’ye getirir. İlk etapta Halil Cilanın babasının, sinema açılmasına gönlü razı olmaz. Gönlünü razı etmek için aracılar konulur ve daha sonra Halil Cila, Teyfik Çil ve Veysel Ünal üç ortak birlikte Halil Cilanın babasının kahvehane olarak yaptığı köprü başındaki yer 1951 yılında Besni’nin ilk sineması olur. Aşağı yukarı 100 civarında tahta sandelyeden oluşan sinemada müşteri fazla olduğu zaman gaz tenekeleri ve yere serilen hasırlarla müşterilere hizmet verilmeye başlanır.Besni de oynatılan ilk film ise, başrollerini kimin oynadığını tesbit edemediğimiz “Fato ya istiklal ya ölüm” filmidir.Böylece Besni’de sinemacılık da başlamış olur. 

Sinema da oynayacak olan filmler tahtadan yapılmış olan bir panonun üzerine konularak çeşitli yerlere asılır. Ayrıca başta rahmetli Bayram Gala olmak üzere, Bedirseli Yunus’un oğlu Duran ve son zamanlarda da Mıçey tarafından mahalle aralarında afiş gezdirilerek filmin duyurusu yapılır. Daha sonraları bu duyuru at arabası üzerinde ve motorlu araçların üzerine afiş yapıştırılarak ilan edilmiştir.

Şakacı bir yapıya sahip olan rahmetli Bayram Gala, kahveci Bedir Öz’ün babası Mahli dayının yanından geçerken “Vahi Öz’ün”film lerini “Mahli Öz” diye duyurur.Ayrıca Bayram Gala Sırtındaki afişte kimin filmi olursa olsun duyuruyu; Ayhan Işık, Belgin Doruk diye yapar. 

Halil Cila askere giderken sinemayı radyocu Kemal beye bırakır. Bu arada sinema Develiğe taşınır.Sinemacılık Besni’de oturmaya başlayınca bu sektörden ekmek yiyenlerde ortaya çıkar. Mehmet Aydoğan ve Bekir Dayı çekirdekçilik yaparken Muzaffer Seyis kapıcılık Halil Meşe’de sinemanın temizliği ile ilgilenir.Bunlara ayrıca Yunus Ekmekçi, Nadir Ekmekçi ve rahmetli Abdurrahman Küçük Bey’in oğlu Celal Küçükbey, Ahmet Bakkal, M. Mustafa Cila, Rahmetli Haci Hıltan (Tombalacı), Yedibela (Gazete satıcısı) ve son dönemlerde de Mıçey’i eklemek mümkündür.

Aşağı ve Yeni şehirde ki başlıca sinemaların ise  Halil Ağarın yaptırdığı “Şehir Sineması”, Ali Tabak ve Malatya’lı ortakların işlettiği “Güney Sineması”, Camlı Kahvenin altında yer alan “Mehtap Sineması”, Cemal Tabağın “Dünya sineması” ve en son olarakda  Halil Ağar’ın sinemasını, tütün depolamaya kiraya vermesiyle buranın işleticisi olan Halil Cila tarafından “Meram sineması” yapılmış oldu. Bu sinemalar Besni’deki başlıca sinemalardı.

Ayrıca İsmi geçen bütün bu sinemaların birer tane de yazlığı vardı. Şehir sinemasının ve beyaz eşya satıcısı Eşref Göksel’in dükkanın üzerinde bulunan yazlık sinema, adeta o günlerden kalan birer anıt görünümündedir.

Rekabetle birlikte sinemalara da kalite gelmeye başlar,kaliteli filmlerdeki rekabetin yanında Güney Sineması sahiplerinin tahta sandelye yerine koltuklar getirterek izleyecilere hitap etmesi rekabetin bir başka boyutudur. Geçmiş günlerin popüler filmleri arasında Yılmaz Güney’in oynadığı Haracıma Dokunma, Atarabacı Cafer, Acı, Ağıt, Zavallılar, Baba, Dar Ağacı filmleri, Cüneyt Arkın’ın oynadığı Kara Murat, Malkaçoğlu, Battal Gazi, Köroğlu, Akıncılar Geliyor, Cemil Dönüyor. Ayrıca Durdurun Dünyayı, isyankar, Kibar Feyzo, Sarı Sabahlık, son dönemler de Çin yapımı filmler  geçmişten kalan başlıca filmlerdi. 

Besni’de en fazla iş yapan filmin ise Hac ve Kabe filmleri olduğunu dile getiren Halil Cila bu filmi yaklaşık 15-20 gün boyunca kadınlı erkekli her seansta 400 kişinin izlediğini, bu filmden başka Yılmaz Güney ve Cüneyt Arkın’ın filmlerinin en fazla iş yapan filmler olduğunu dile getirdi.

Besni deki sinema seyircisi filmde geçen olaylara göre tepkisini koyar hatta bu tepkiyi dışarıya da yansıtırdı.

Mazluma acınır, kurtarıcının yanında olunurdu. Film’in kahramanı acımasızlara karşı verdiği mücadelede alkışlanırdı.”Kalleş köpeklerden” intikam alınınca sinemada alkış ve ıslık seslerinden adeta yer yerinden oynardı.

Karete filmlerinin etkisinde kalan genç izleyiciler ise film bitiminde dışarı çıktıklarında, filmde gördükleri figürleri birbirleri üzerinde “Haaayt, Huyt, Yaahh”sesleriyle uygularlardı.

Ayrıca bir köylü vatandaşın sinema da film izlerken film içerisinde mazlum birinin öldürülmesine dayanamayıp perdeye bir tarak (Şarjör) mermi boşalttığı...

Antepli Oğlu Haceli dayının hanımı, Kezban bacının Hüseyin Tabağın sinemasında film izledikten sonra, film içerisinde görmüş olduğu hayvanları gerçek zannederek “Hüseyin Tabak böyle güzel hayvanları nereden almış.” dediği...

Film içerisinde arabanın hareketini seyircinin üzerine doğru olduğu sahnelerde izleyicilerin korkudan kaçtığı...

Kadınlar matinesinde Rahmetli Necdet Tosun’un göbeğini hoplata hoplata perdeye yaklaşması neticesinde Besnili avratların “Aboov bune kele” deyip sinemadan kaçmaya çalıştıkları o günlerden kalan ilginç anılardır.

Filmlerin perde arası da bir başka olurdu. Salona çıkılır, sigaralar yakılır, çekirdekler yenilirdi. Hele birde üstüne gazoz içtinmi değme keyfine...         

Haftada iki gün Pazartesi ve Perşembe günleri kadınlar Matinesi olduğunu ve kadınlar matinesine de yoğun ilginin olduğunu dile getiren sinemacılar bu unsurunda Besni kültürüne önemli katkısı olduğunu dile getirdiler.

Sinemalarda ki bir başka ilginç özellikte beleşçilik (Bedavacılık)ti. Beleşçilik özellikle kadınlar matinesinde hat safhaya ulaşırdı. “Acı ne var birimizi idare et.” “paramız bu kadar.” deyip bir kişilik parayla birkaç kişi sinemaya girmeye çalışırdı. Yine Avratların (kadınların)izarının, çarfafının ucundan tutup, bu benim anam, dezem diyerek içeri giren beleşçiler de vardı. 

Ayrıca bilette sahtecilik yapanlar; Bir gün Halil Cila satılan bilet sayısına bakar, birde içerdeki izleyiciye bakar. Yarı yarıya farkı görür. Gişe görevlisine sorar:”Bune oğlum.”der. Gişe ve kapı görevlisi: “Valla bende anlayamadım usta.” der.Halbu ki olay yırtılıp sobaya atılan biletlerin, bir kısmının araklanıp, torba içerisinde dışarıya çıkarılıp, tekrar o biletlerle  içeriye girmekten ibarettir.   

Sinemada filmin kırılması veya  düzensiz oynaması izleyiciler tarafından protesto edilirdi. Bu protesto şekilleri “makinist ortala, ayakları yere vurma, sandelyeleri kırma,makinist ses ver, ıslık çalma,makinisti lakabıyla çağırma şeklinde olup, bu protestolardan en fazla nasibini alanlar Cemal Ammi (Cemal Tabak) ve Halil Ammi (Halil Cila)ydi.

Cemal Ammi veya Halil Ammi protestolara dayanamayıp, sinemanın ışıklarının tamamını yakar, “Ne var, ne bağırıyorsunuz oğlum.”derdi. 

Besni’ye gelen başlıca artistler: Camgöz, Yaşar Güçlü, Süheyl Eğriboz, Yılmaz Köksal, Yeşim Yükselen, Müslüm Gürses’ti.

Diğer bütün mesleklerde olduğu gibi sinemayı da öldüren teknoloji oldu. Televizyonun çıkması, yaygınlaşması, video ve kanal sayısının çoğalmasıyla bu meslekte yavaş yavaş kapılarına kilit vurdu. Yaşadığı dönemlerde sinemaya en büyük darbeyi Seks furyasının vurduğunu dile getiren Halil Cila bu mesleğin tekrar canlanmasını arzu ettiğin bunun bir kültür olduğunu dile getirdi...

 F. Hüseyin TABAK

1340 ta Kahta mahhallesinde doğan Hüseyin Tabak’ın asıl mesleği manifaturacılıktır. 1943-1946 yılları arasında İzmirde askerlik yapan Hüseyin Tabak manifaturaçılıktan sonra Besni de ikinci, yukarı şehirde ilk sinemayı açtı. Adana‘da “Dar film” den filmleri aldığını dile getiren Hüseyin Tabak, Belediye den alınan “Rusum” (bilet) karşılığı filmleri oynattğını dile getirip, Kelovun oğlu Reşit’in kucağında köpekle film izlemeye gelmesini engelleyemediğini dile getirip, bu mesleği ancak 6 ay yaptığını dili getirdi.

Eski makinistlerden olan Hüseyin Tabak halen Besni de yaşamaktadır.

Halil CİLA

1934 yılında aşağı şehirde kahta mahallesinde doğan Halil Cila ilk okulu Dumlu pınar ilkokulunda okudu. İlk okulu bitirdikten sonra 15 yaşında evlendirildi. Orta okula başladı fakat evli olduğu için okuldan uzaklaştırıldı. İlk mesleği “Tabaklık” olan Halil Cila Besni’nin ilk sinemacısıdır.Aynı zamanda son sinemacısıdırda Halil Cila halen eski Meram sineması yanın da bakkallık yapmaktadır.


Anahtar Kelimeler: besni kaybolan meslekler si̇nemacilik

Aramızdan Ayrılanlar 03.04.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 20.03.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 17.02.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Aramızdan Ayrılanlar 31.01.2024


ARAMIZDAN AYRILANLAR

Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor