Besni Ülkü Ocakları Başkanı Alparslan Türkeri İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına tepki gösterdi. Türkeri açıklamasında; “Bu saatten sonra İnsanlığın en büyük düşmanı ne küresel ısınma, ne salgın, nede kıtlık değildir. İnsanlığı tehdit eden en kötü unsur İsrail Terör Devletidir” dedi.
İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına ülke genelinde tepkiler sürerken tüm siyasi partiler ve Sivil Toplum Kuruluşları da açıklamalarıyla İsrail’i kınamaya devam ediyor. İsrail’in saldırılarına sert tepki gösteren Besni Ülkü Ocakları Başkanı Alparslan Türkeri gazetemizi ziyaret ederek açıklamalarda bulundu.
İnsanın en temel hakkı olan yaşama hakkını bile düzenlenen saldırılarla Filistin halkının elinden alındığını ifade eden Türkeri, İsrail’in hastaneyi bombalayacak kadar gözünün döndüğünü söyledi.
Türkeri açıklamasında şunları kaydetti; “Yıllardır açık hava hapishanesine gelmiş durumda olan Gazze’de yaklaşık son 12 gündür İsrail Terör Devleti tarafından Müslüman kardeşlerimize yapılan saldırı vahşet boyutuna ulaşmıştır. Günlerdir İsrail Terör Devleti tarafından Gazze’ye insani yardım malzemelerinin girişinin engellenmesi kabul edilemez bir durumdur. Müslüman olmayı bir tarafa bırakın böyle bir vahşeti hiçbir canlı, hiçbir suçlu hak etmemektedir. Bütün dinlerde, ideolojilerde, bildirgelerde ve hatta en sapkın inançlarda bile insana yaşamak en temel hak olarak tanımlanmış olup kimseden alınamaz. Fakat son olarak dün akşam İsrail Terör Devleti tarafından bu hak hastanede bile Gazze halkının elinden alınmıştır. Çoğunluğu çocuklardan ve kadınlardan oluşan insanların bulunduğu Hastaneyi bombalayacak kadar gözü dönmüş İsrail Terör Devleti; artık savaş suçu, katliam, soykırım ile yetinmeyip savaş literatürüne farklı bir terim oluşturma arayışına girmiştir. Bu saatten sonra İnsanlığın en büyük düşmanı ne küresel ısınma, ne salgın, nede kıtlık değildir. İnsanlığı tehdit eden en kötü unsur İsrail Terör Devletidir.
Bütün bunlar yaşanırken maalesef insanlık kınamanın dışında bir yere varamamıştır. Özellikle iki Milyar İslam âleminin İsrail Terör Devletine kınama gönderirken bile seviyesini düşük tuttuğuna şahit oluyoruz. Üzülerek görüyoruz ki bütün Müslüman ülkeleri toplasak; İsrail Terör Devletinin soykırım yaptığını ifade edip, İsrail savunma anlaşmasını iptal eden ve İsrail Terör Devletinin büyükelçisinin ülkeyi terk etmesini isteyen Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petrov kadar olamadı. Şuana kadar gördüğümüz kadarıyla en somut ve gerçekçi tepkiyi dini dinimizden olmayan, soyu soyumuzdan olmayan Kolombiya Cumhurbaşkanı göstermiştir.
Yeni dünya düzeni ‘Altta kalanın canı çıksın’ düzenine dönmüş durumdadır. Hal böyleyken söylemlerin ötesine geçmek zorundayız. İsrail Terör Devleti ile mücadele bütün insanlığın görevi ve sorumluluğu haline gelmiştir. İsrail Terör Devletinin yaptığı bu vahşet bir ateşkes ile son bulsa bile yapılanları asla unutmamalı, siyasi arenada ve ekonomik alanlarda sistemli olarak mücadeleye zaman kaybetmeden başlamalı ve devam etmeliyiz. İğneden ipliğe, fert olarak her alanda İsrail Terör Devletini boykot etmeliyiz. Evimizde, arabamızda, işyerimizde her yerde not alarak bu boykotu sürdürmeliyiz. Aksi halde İsrail Terör Devletinin ekonomisine kazandıracağımız 1 kuruş bile bebeklere, çocuklara kısacası bütün insanlığa her zaman kurşun olarak dönecektir.
Bu bilgiler ışığında, geçmiş tarih ve yaşananlar gösteriyor ki biz Ülkü Ocakları’nın; Vatanımızı, ülkemizi ve bayrağımızı her şey den değerli görmemizin ve sevmemizin sebebini açıklamaya gerek yoktur. Biz Türk Milleti olarak bu tür katliamlara çok defa maruz kaldık. Ahıska’ da sürgünlerde, Karabağ’ da soykırımlarda, Doğu Türkistan’ da işkencelerde, Kıbrıs’ta ve Kerkük’ te katliamlarda ve birçok Türk nüfusunun ve Müslümanların olduğu bölgede gördük ki düşmanın acıması yoktur. Düşmanın vicdanı, merhameti yokken biz Türk Milleti ve İslam Âlemi olarak mezhep, din, dil, ırk ve siyasi ayrılıkları bir tarafa bırakmamız gerekmektedir. Çünkü düşman şuanda Gazze’ de yaptığı gibi ayrım gözetmiyor. Allah muhafaza etsin zayıf ve güçsüz kalmamız durumunda İsrail Terörist Devleti ve destekçileri; Solcu-sağcı, Alevi Sünni, a-b partisi gibi hiçbir ayrım gözetmeksizin yok edecektir. Bu yüzden Türk Milleti olarak güçlü ve tek vücut olmak zorundayız. Türk Milleti güçlü olduğunda dünyadaki mazlumlar huzur ve güven içinde olacaktır. Temennimiz Filistin’ de yapılan vahşetin son bulmasıyla kalmayıp bunu yapan İsrail Terör Devletinin gereken cezayı görmesidir.”
