15 Mart 2023 tarihinde Şanlıurfa’da yaşanan sel felaketinin ardından bölgede 3 Üniversiteden bilim insanlarının katıldığı bilimsel araştırma yapıldı. Gerçekleştirilen bilimsel araştırmada, bölgede 1500 yıl önce Roma imparatoru Jüstinyen tarafından şehri ve Hazreti İbrahim Peygamberin makamını korumak amacıyla yapılan Jüstinyen bendi ve Jüstinyen kanalı üzerinde ve çevresindeki yapılaşmalar nedeniyle kanal kapasitesinin azalmasının sel afetinde önemli rol oynadığı açıklandı. Doç. Dr. Özçelik, “Sel afetinin yaşandığı bölgede bilimsel araştırma yapan Muğla Sıtkı Koçman, Kırklareli ve Ege Üniversitesinden araştırmacıların yer aldığı proje ekibi danışmanı MSKÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, “15 Mart 2023 tarihinde Şanlıurfa ilinde gerçekleşen taşkın sonrasında mevcut drenaj hatları üzerinde kısmi temizlik ve düzenleme çalışmaları yapılmış olsa da, akış düzensizliklerine yol açan ana unsurların büyük bir kısmının hala arazide mevcut olduğunu tespit ettik. Şehrin ulaşımını kolaylaştırmak için yapılan ulaşım hatlarının üzerindeki viyadük, menfez, köprü gibi sanat yapılarının doğal drenaj hatlarını kesmesi nedeniyle şehir içeresinde su baskınları ve ölümler yaşanmıştır” dedi. Şanlıurfa’nın şehir merkezini taşkınlardan korumak için Bizans İmparatoru Jüstinyen döneminde yapılan kuşaklama kanalı üzerinde ve çevresinde yüzyıllar boyunca insan faaliyetleri sonucu kanal kesiti değiştiğini belirten Özçelik, “Bazı kesimlerde daralmış bazı yerlerde ise tamamen kapatılmıştır. Buna rağmen milattan sonra 520’li yıllarda yapılan kanal zaman zaman sekteye uğrasa da Şanlıurfa’nın tarihi şehir merkezini yüzyıllardır taşkınlardan korumaktadır. Yer yer değişmekle birlikte 100 metre genişlikte, 30 metre derinlikte yarma ve dolguda ilerleyen kanalın kesiti bazı kesimlerde 10 metreye kadar düştüğünü, bazı kesimlerde ise doldurulduğunu tespit ettik. Kanal kapasitesindeki azalma nedeniyle geriye doğru kabaran su, kanalın en düşük kotlu bölgesinde taşarak, sürüklediği malzemeleri kanal içine taşıyarak kanalın tıkanmasına sebep olmuştur. Bu bölgede son yıllarda inşa edilen yapılar Roma İmparatoru Jüstinyen tarafından yatağı değiştirilen eski Deysan suyu yatağı üzerinde olup taştın etkilerine doğrudan maruz kalmıştır. Taşkın sular buradan öteye Hazreti İbrahim Peygamberin ve Nemrut’un kızı Zeliha’nın ateşe atıldığı ve ateşin suya dönüştüğü yer olarak anılan Ayn Halil ve Ayn Zeliha kaynaklarını (Balıklıgöl) sular altında bırakmıştır” dedi. Kadim Şanlıurfa şehrini ve özellikle tüm semavi dinler için kutsal kabul edilen bölgeyi koruyarak gelecek kuşaklara aktarmanın çok önemli bir görev olduğunu belirten Doç. Dr. Özçelik, “Milattan sonra 520’li yıllarda Jüstinyen tarafından çok büyük miktarda emek, iş gücü ve kaynak harcanarak, o dönemin kıt kaynaklarıyla açılmış olan kanalın bazı yarma kesimlerinde kilometrelerce betonarme menfezle kaplandığını gördük. Yüzlerce yıldır korunan ve dünyada örneği bulunmayan bu kanal ve bentlerin, taşkın sularının tahliyesi, yol genişletme çalışmaları veya diğer herhangi bir sebeple tahrip edilmesi ve yerine betonarme yapılaşmaya gidilmesi ilerisi için daha büyük sıkıntılara neden olabilir. Karakoyun Deresi boyunca akış kesiti yapay etkilerden arındırılarak dere yatağında akış düzensizliklerine yol açan unsurlar ortadan kaldırılmalıdır. En azından Jüstinyen döneminde tasarlandığı biçimiyle korunarak, mümkünse kanal kapasitesini arttırıcı tedbirler ve üst havzalarda gerekli koruyucu önlemler alınmalıdır. Diğer taraftan Abide Meydanı’ndaki alt geçitte, Sırrın deresinde taşkın zararları görülen muhtelif kesitlerinde gereken önlemler alınmalı, drenaj hatları üzerine yapılaşma yapılmamalı, inşa edilmiş veya akışı kapatan unsurlar akış hatlarından kaldırarak vatandaşların can ve mal güvenliği korunmalıdır” dedi.
Sel afeti sonrası bölgede bilimsel araştırma
Sel afeti sonrası bölgede bilimsel araştırma