27. Eğitim Bayramı hazırlıkları için Besni’ye gelen BEV Heyeti, bir dizi ziyaret ve toplantı gerçekleştirdi. Bu ziyaretin en önemli ayağı, doğal olarak Bayram Hazırlık Toplantısı’ydı. Toplantıda BEV Başkanı Sayın Şaban Çağıran, vakfın son yıllardaki “değişim” ve “açılımını” özetledi.
80 küsur üyeden 160 küsur üyeye çıkan BEV ailesi… Danışma kurulu oluşturulması, Besnililer dernek başkanları, belediye başkanı, esnaf odası başkanı gibi kuruluş temsilcilerinin doğal yönetim kurulu üyesi olması gibi atılımlardan bahsedildi.
Öncelikle şunu belirtmeliyim: Bu girişimler daha önce de BEV’de denendi; ancak istenilen sonuçlar alınamadı.
Yeni atılımın umut verici; ancak geç kalınmış bir hamle olduğunu da söyleyebilirim.
Ancak asıl mesele, geçmişte yapılanlardan ders çıkarılabiliyor mu?
Bunun temel sebebi, BEV’in katı fikirsel önceliklerinin aşılamaz olmasıydı. Yani bir kişiyi üye yapıyor, hatta yönetime alıyorsanız; ondan istifade ediyorsanız, o kişinin de söz hakkı sonuna kadar olmalı. Aksi halde bu bir vitrin çalışmasından ibaret kalır.
Açılım ise, göründüğü kadarıyla geniş bir “siyasi” yelpazeye yayılmış değil. Bu konuda ciddi eksikler var. Onu ayrı bir yazının konusu yapacağım.
Bence can alıcı sorular şunlar:
Yeni üyeler gerçekten söz hakkına sahip olacak mı, yoksa yine konu mankeni mi olacaklar?
Besni Eğitim Vakfı, fikirsel olarak savunduğu demokrasi değerlerini bundan sonra vakıf içinde uygulayabilecek mi?
Yoksa, bu açılım da tıpkı öncekiler gibi hüsranla mı sonuçlanacak?
Toplantıda, BEV’e yeni üye yapılan mütevelli heyeti de dahil olmak üzere, toplantı gündemiyle ilgili herkes görüşlerini dile getirdi. Bu yazının ana konusu olan düşüncelerimi ben de orada ifade ettim.
BEV’in fikri duruşunu, vizyonunu, misyonunu biliyoruz. Bu güne kadar yapılan bayramlarda bundan kolay kolay taviz vermediler.
Ancak görülüyor ki, Besni Eğitim Vakfı büyük bir dönüşüm içinde. Çeyrek yüzyıl boyunca aynı yüzlerle hizmet etmeye çalışan vakıf, artık zamanın gerekleri doğrultusunda, vakfa emek verecek, bayrağı taşıyacak genç ve başarılı yeni yüzleri arıyor, üye yapıyor.
10 yıl önce de Besni’de STK ve bayramın diğer paydaşlarıyla toplantılar yapılır, görüşler alınır, programda yer alması istenen etkinlikler not edilirdi. Ancak bayram programı açıklandığında tüm bu taleplerin hiçbirine yer verilmediği görülürdü. Sonuçta, İstanbul’da hazırlanan program aynen uygulanırdı. Bu da toplantıya katılan STK başkanları ve üyelerinin gönülden istemeden bayrama katılmalarına ya da hiç katılmamalarına neden olurdu — haklı olarak.
Bir diğer mesele ise, düzenleyici paydaşlar arasında bayramın içeriği ve katılacak panelistlerin siyasi kimlikleri üzerinden yapılan, görünürde olmasa da etkili olan tartışmalardı… Bu tür çekişmeler, bayramın ruhunu zedeliyor, birlik ve beraberlik duygusunu örseliyordu.
Bu yaklaşım, bayramın bir “teneke tava”ya indirgenmesine, halkın ise bayrama ilgisiz kalmasına, “sahiplenmemesine” neden oldu.
Toplantıda tüm bunları özetleyerek, “Geçmişte kim haklıydı, kim haksızdı?” tartışmasına girmeden; “Bundan sonra gerçekten ortak bir akıl ve toplumu kapsayan bir iş birliği kurulabilecek mi?” sorusunu sordum.
BEV Başkanı Sayın Çağıran, eski hatalardan ders aldıklarını, bu tür olumsuzlukların tekrarlanmaması için özellikle Besni’den yeni ve genç yüzlerin BEV’e dahil edildiğini ifade etti.
Sayın Şaban Çağıran özelinde bu, gerçekleştirilebilecek bir idealdir. Söylemleri umut verici.
Ancak umutların hayal kırıklığına dönüşmemesi için artık söz değil, icraat zamanı. Gerçek bir dönüşümün olup olmadığını, yaklaşan bayram programında ve sürece dahil edilen yeni üyelerin katkısının sahici olup olmadığında göreceğiz.
Çünkü bu kez farklı olmalı.
Çünkü bu kez gerçekten Besni’nin bayramı olmalı.
YORUMLAR